"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Malatya’dan bir portre: Hüseyin Gültekin

Rüstem GARZANLI
14 Şubat 2016, Pazar
Gazetemiz yazarlarından Emekli Eğitimci Hüseyin Gültekin ile sizler için görüştük. Risale-i Nur dairesinde geçirdiği elli yıllık ve Yeni Asya ile beraber geçirdiği kırk yedi yıllık hayat hikâyesinden kesitler derledik.

Hüseyin Ağabey, sohbetimize klasik bir sual ile başlamak istiyorum. Bize kendiniz tanıtır mısınız, Hüseyin Gültekin kimdir?

1945 tarihinde Adıyaman’ın Çelikhan ilçesinde doğdum. İlkokulu burada bitirdim. 1964-65 Öğretim yılında Akçadağ İlköğretmen okulundan mezun oldum. Daha sonra iki yıllık ön lisansı bitirdim. Muğla, Adıyaman, Diyarbakır ve Malatya’nın çeşitli köy ve kasabalarında yaklaşık beş yıl şimdiki adıyla İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü; 26 yıl da sınıf öğretmenliği olmak üzere 31 yıl çalıştıktan sonra 1996 yılında emekli oldum. Dört çocuk babasıyım. Malatya’da ikamet etmekteyim.

Risale-i Nur’larla nasıl tanıştınız? 

Nurlarla tanışmam tamamen bir ihsan-ı İlâhî, bir ikram-ı İlâhîdir. Talebelik yıllarımda ve öğretmenliğimin ilk yıllarında Bediüzzaman’ın ve Nurcuların ismini duymama rağmen, bize verilen menfi eğitimin bir sonucu olarak, Bediüzzaman’a, eserlerine ve Nurculara hep şüphe ile, hatta korku ile bakıyordum. Ama diğer taraftan da Nurculara bakınca değil şüphe ve endişe ile bakmak; hepsini de takvalarıyla, mahviyet ve tevazularıyla, feyiz ve faziletleriyle çok mükemmel insanlar olarak görüyordum. Yaklaşık iki-üç yıl böyle kararsız bir dönemden sonra, 1967-68 yıllarında Risaleleri alıp okumaya başladım. Ve ondan sonra bu konuda ne kadar yanlış düşündüğümü ve Risale-i Nur’un paha biçilmez bir ilim hazinesi olduğunu anladım.

İman ve Kur’ân hizmeti yolunda bir ömür tükettiniz... Bununla ilgili hatıralarınız var mı?

Saff-ı evvel ağabeylerden M. Emin Birinci’nin taife-i nisa ile bir ders esnasındaki şu tavrına şahit oldum: Birinci Ağabey daha derse başlamadan hanımlardan birisi heyecanla; “Ağabey Üstad ve hizmetlerle alâkalı hatıralarınızı bizimle paylaşır mısınız?” dedi. Merhum Ağabey biraz da sert bir ses tonu ile; “kardeşim ne hatırası?.. Bırakın hatıra dinlemeyi... Verin bakalım şu Risaleyi” diyerek derse başladı. Kendi adıma bu ağabeyin bu tavrından çok dersler çıkardım. Varsa şevke medar, ders alınacak hatıralar anlatılabilir, dinlenebilir. Fakat aslolan Risale okumaktır, Risale dinlemektir. Ayrıca fazlaca hatıra anlatma merakı ve alışkanlıklarda Risalelerdeki hak ve hakikatler ve şahs-ı maneviden ziyade şahısların nazarlara verilmesi gibi yanlış durumlar da söz konusu olacağından, hayatım boyunca bizzat yaşadığım veya şahit olduğum çokça haturalarım olmakla beraber mizaç olarak fazla hatıra anlatma veya dinleme gibi bir alışkanlığım yok. Mazur görüle...    

Yıllardan beri Yeni Asya’da köşe yazarlığı yapıyorsunuz. Bu günkü âlem-i İslâmın içinde bulunduğu sıkıntılar hakkındaki görüşleriniz nedir?

Bu konuda elbette bizim şahsî görüşlerimizden öteye Bediüzzaman’ın bütün sıkıntı ve problemlere deva, orijinal teşhis ve tesbit ve tedavileriyle ilgili bütün insanlığın istifadesine sunduğu reçetelerini okuyup anlamamız lâzım. Türkiye’yi de dahil edecek olursak, âlem-i İslâmın maruz kaldığı ve bütün ehl-i dini derinden yaralayan sıkıntı ve problemlerini teşhis  hal ve çarelerini sıralamaya gazete sayfaları kâfi gelmez. Şurası kesin bir gerçektir ki âlem-i İslâmdaki bütün sıkıntılarda, çatışmalarda, dökülen kanlarda uluslar arası güç odaklarının, Bediüzzaman’ın ifadesiyle zındıka komitelerinin parmağı var. Ülkemiz de dahil olmak üzere hemen bütün İslâm âleminde de uluslar arası ifsat komitelerinin bu gizli seneryolarını doğru okuyacak, sinsi oyunlarını bozacak basiret ve feraset maalesef yok. Böylesi idare şekil ve tarzlarıyla ülkelerde huzur ve salâhın sağlandığını da İslâm tarihi göstermiyor. 

Sıkıntı ve problemlerin çaresi yine Bediüzzaman’ında. Bediüzzaman’sız çare ve çözümler mümkün değil. Âlem-i İslâmdaki idareciler Üstadın “Beyanat ve Tenvirler’de, Münâzarât’ta, Hutbe-i Şamiye’de” nazarlara sunduğu tavsiyelere, ölçü ve prensiplere kulak verip, o çerçevedeki tarzları benimseyip, uygulamaya koyarlarsa problem ve sıkıntıların çoğunun hallolduğunu göreceklerdir.                 

Bir eğitimci olarak, Nur hizmetlerine gönül veren gençlere bir mesajınız var mı?

Evvelâ Nur hizmetlerine gönül veren, gençleri tebrik ediyorum. Böyle ulvî bir dâvâya hadim olmaya talip oldukları için, Bediüzzaman gibi bir dahiye, bir müçtehide talebe olmaya aday olan gençlere ne mutlu. Ucunda imanla kabre gitmek gibi, paha biçilmez bir kudsî dâvânın müntesibi olmak, büyük şükür ister. O da Risale-i Nurları çok çok okumak; daha da önemlisi bir bütün olarak Nurlardaki hak ve hakikatlarla amel etmek olmalıdır. Ayrıca naşir-i efkârımız, Bediüzzaman’ın fikir ve düşüncelerinin naşiri olan Yeni Asya gazetesine gençlerimizin sahip çıkıp okumalarını özellikle tavsiye ediyorum.  

Okunma Sayısı: 4817
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • demokrat

    14.2.2016 10:32:58

    Hocamız çok değerli.birbirimiz tanımasak da o bizim değerli bir ağabeyimiz.Yazıları tam on ikiden isabet kaydeden özellik ve güzellikte.Uzun ve sağlıklı ömür ve nice nitelikli yazılar üretecek el ve gönül dileğiyle.Dua ve selamlar..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı