"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Trakya’da Nur hâlesi

Rüstem GARZANLI
23 Ağustos 2018, Perşembe
Trakya’nın şirin illerinden biri Kırklareli’de 12.8.2018 günü icra edilen ehl-i hizmet erlerinden rahmetli Sedat Kuranlı’nın kızı Nurefşan’ın düğün merasiminde birçok gönül dostlarının katılımıyla bir araya geldik.

Bir tarafta düğün merasimi devam ederken, bir diğer tarafta yuvarlak masalar etrafında ahvâl-i âlemin muzdarip olduğu savaşlar ve ekonomik meseleleri adeta küçük bir millet meclisinde mütalâa ve müdâvele-i efkârda bulunmakla meşguldü, can dostlar...

***

Risâle-i Nur Talebelerinin birinci meselesi imanı kurtarmak. Bunun yanı sıra, insanlık için özellikle memleketin sosyal ve ekonomik meseleleri için makul fikir üretmeye, çözüm ve çare için katkı sunmaya çalışırlar.

Bediüzzaman Hazretleri, 1911’de Şam’da Emeviye Camii’nde bütün İslâm âlemini muhatap alarak mânen terakkî etmenin yolu Cemahir-i Müttefika-i İslâm ile olur diyor.

Elbette, İslâm devletlerinin bir araya gelmesiyle kuvvet ve güç hasıl olur. Böyle bir birleşme neticesi ticarî alış veriş yapmakla ekonomik seviye de yükselir.

Aksi durumda, İslâm âlemi birbirlerinden uzak kaldıkça, zalim devletlerin bir parmak işaretiyle ekonomi ve iç huzurumuz da bozulur. Ayrıca, komşu devletlerle ve dünya ile de barış ve huzur içinde yaşayamayız.

Kırklareli’ndeki manevî meclisin tatlı simâlarından biri de Risâle-i Nurlar’ın naşir-i efkârı Yeni Asya Gazetesi mensuplarından tarihçi-yazar M. Latif Salihoğlu Beyefendi’ydi.

Salihoğlu, ”Sason İsyanı” denilen 1936-37’de insanlık dramından söz etti. Bağlantılı olarak, yakın tarihteki olaylar dizisi ile sohbetini sürdürdü, Salihoğlu.

***

Kırklareli’nde iki tarihî Ulu Çınar bulunuyor. Biri üç-dört asırlık, istibdat döneminde, bir çok mazlûm insanın gölgesi altında idamlarına şahit olan meydan ulu çınarı, bir diğeri ise 110 yaşında Kırklareli’nin eskimez Risâle-i Nur Talebesi 110 yaşındaki Nur yüzlü Hasan Dede...

Kırklareli’ye gelenlerin buradaki “iki Ulu Çınarı” görmeleri tavsiye edilir. Asırlık meydandaki ulu çınar, tarihin kaydettiği zulümleri hatırlamak için, bir diğer ulu çınar Hasan Kalınoğlu dede ise, tarihî vak’aları canlı dinlemek için...

Bu vesileyle Latif Beyle üzerimizde âdeta farz-ı kifâye olan Hasan Dedeyi ziyaret etmek üzere torun Hasan ile vâlidesi Fatma Hanımefendinin mihmandarlığında Hasan Dedeyi ziyarete gittik.

110 yaşında olmasına rağmen aklî dengesi yerinde, geçmiş olayları bir bir anlatmaya başladı asırlık Hasan Dede.

Latif Bey tarihçi olması hasebiyle can kulağıyla dedeyi dinlemeye ve onu konuşturmaya çalıştı.

Hasan Dede konuştukça, heyecana geliyordu, zihin açık, kıtlık günleri görmüş, aç kalmış, askerken yaya olarak Diyarbekir’den Çaldıran’a tam 15 gün yürümüş.

Artık vedalaşma zamanı geldi, Hasan Dede’den müsaade istedik....

Ayrılırken, Hasan Dede kendini yine tutamayarak şunları söyledi: “Yemek yemediniz ama; bir dahaki sefere bekleriz inşallah… Haydi güle güle gidiniz.”

Böylece gönül dostları ile uhuvvetle, sadakatle ve daha önemlisi Üstad’ın buyurduğu “Müfritane irtibatı” sağlayarak Kırklareli’nden ayrıldık...

Bu vesileyle, Nurefşan ve Mesut kardeşlerimize tekrar saadetler dileriz.

Okunma Sayısı: 1593
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı