Van dönüşümüzden bir gün sonra telefonla tekrar beni aradı, “Mevlid nasıl geçti,” mevlide olan gönül bağını hissettim dedi. “Çok güzel geçti, keşke siz de gelseydiniz,” dedim.

“Van Mevlidi” Yeni Asya tarafından organize edildiği için, yakın çevremdekiler “Yeni Asya tehlikelidir” dediler. Ben de bunun için gelmedim,” dedi.

Dedim ki, Peygamberimiz (asm) başta olmak üzere, bütün peygamberlerin, Ashab-ı Kiramın, hususan Bediüzzaman Hazretleri’nin ve ahirete intikal eden Nur Talebelerinin, sair ehli iman ve şühedanın ruhlarına ithafen Van’da mevlid-i Şerif kıraat edildi.

Mevlidler, Müslümanları mânen bağlayan güzel ahlâk-ı hasenedir. Kimin tarafından organize edildiğine bakılmaz. Yeni Asya’ya duyulan kinden dolayı, Bediüzzaman Mevlidi’ne katılmamak, Bediüzzamanı sevmek mi olur? Dedim.

Teessüfle şunu sormak isterim, Yeni Asya’ya karşı neden kin besleniyor?

Evvelâ bu kini teşhis edelim, ondan sonra Yeni Asya’ya kin duyulanların vicdanlarına hitap edelim.

Yeni Asya Gazetesi’nin başında şöyle bir slogan var: Asya’nın bahtının miftahı, meşveret ve şûrâdır” Bu yüksek hakikati bütün İslâm âleminin adına haykırarak dünyaya ilân eden Yeni Asya’dır.

Yeni Asya, hürriyet ve demokrasi ekseninde İslâm kardeşliği ve dünya barışı isteyen, Kur’ân’ın dört esasından biri olan “Adalet” için, hakkın sesi, hürriyetin sembolü ve Kur’ân’ın delâllığını yapan bir yayın organıdır.

Türkiye’de vuku bulan bütün darbelere karşı duran gazete varsa o da Yeni Asya’dır.

Keza, Yeni Asya, imanî meseleleri esas almakla birlikte Üstad’ın Lâhikalardaki içtimaî meseleleri günümüzde rehber olarak nazara veren, Risale-i Nurlar’ın naşir-i efkârıdır.

Dünden bugüne demokrasi kavramını dile getiren ve daima hakkı elde tutan tek bir gazete varsa o da, Yeni Asya’dır. Korkuları kaldıran ve hakkı savunan ve insanlara umut kaynağı olan, yine Yeni Asya’dır.

Yeni Asya’nın esas hedefi “Hakkın hatırı âlidir, hiçbir hatıra feda edilmez” düsturu ile hareket etmektir.

Bundan dolayı gerek içten, gerek dıştan Yeni Asya’nın yüksek ve ulvî hizmetlerini engellemek isteyenler, Yeni Asya’yı “Tehlikeli” görüyorlar.

İşte, teşhis bu; tedavi ise el-insaf!... diyorum.

Van ile yazıya başladım, Van ile bitirmek istiyorum. Van Bediüzzaman Mevlidi’ne Türkiye’nin dört bir tarafından yüzlerce gönül dostları akın ederek uhuvvet ve kardeşliğin kenetlendiği bir kez daha görülmüştür. Bütün Van halkına selâm olsun!....

İnşallah Van Mevlidi, Kocatepe Bediüzzaman Mevlidi’ne de vesile olur ve Ankara’da tekrar buluşur, kucaklaşırız.