"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Engellere takılma, ardına bakma

Sabahattin BOYACI
04 Ekim 2018, Perşembe
Biz Nurcular’ın meşgul olduğu en birinci vazife iman hizmetidir.

Üstadımızın Afyon müdafaasında; “Çünkü biz hizmetkârız. Risale-i Nur’un vazifesi imanı kuvvetlendirip kurtarmaktır. Dost ve düşmanı tefrik etmeyerek hizmet-i imaniyeyi hiçbir tarafgirlik girmeyerek yapmaya mükellefiz.” ifadesinde belirttiği gibi, ihlâsla iman hizmeti yapmakla mükellefiz.

Elbette ikinci üçüncü derece ehemmiyet arz eden hizmetler de var. Ancak zamanı gelmeden o hizmetlere bakmak, birinci hizmeti zedeler. “Belâgat, muktezayı hâle mutabakattan ibarettir” ifadesinden hareketle, zamanın en mühim ihtiyacı olan iman hizmetini esas alıp, canhıraş bir şekilde çalışmak gerekiyor.

Üstadımızın; “Ey kardeşlerim! Mühim ve büyük bir umûr-u hayriyenin çok muzır mânileri olur. Şeytanlar, o hizmetin hâdimleriyle çok uğraşır. Bu mâni‘lere ve bu şeytanlara karşı, ihlâs kuvvetine dayanmak gerektir.” dediği gibi elbette çok engel ve engellemelerle karşılaşacağız. Ama biz hedefe kilitlenmek zorundayız. Bütün mesaimizi bu kudsî hizmete hasr etmek durumundayız. Bizim nazarımızı dağıtmak isteyenler boş durmayacaklardır. Ama biz, kömürü elmasa tercih etmeyeceğiz.

Hizmetimizi bozup, çalışmalarımızı akim bırakmak isteyen zındıklar, boş durmadan ifsad etmeye çalışacaklar. İşte onlara karşı, çok ama çok dikkatli olmak zorundayız. Çünkü yine Üstadımız; “Hiçbir müfsid ben müfsidim demez. Daima suret-i haktan görünür. Yahut bâtılı hak görür. Evet, kimse demez ayranım ekşidir. Fakat siz mihenge vurmadan almayınız. Zira çok silik söz ticarette geziyor. Hatta benim sözümü de, ben söylediğim için hüsn-ü zan edip tamamını kabul etmeyiniz” diye bu hususa özellikle dikkatimizi çekiyor.

Evet, Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri devamında, “Belki ben de müfsidim. Veya bilmediğim halde ifsad ediyorum. Öyleyse, her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz. İşte, size söylediğim sözler hayalin elinde kalsın, mihenge vurunuz” deyip aklımızı kullanmamızı istiyor. Nemelâzımcılık zamanı değil ve kuru kuruya bir hüsn-ü zan en çok bize ve birliğimize, dayanışmamıza zarar veriyor.

O halde Üstadımızın ikazıyla; onun sözünü bile tartmamızı istiyorsa, ben şunun bunun sözüne bakmam. Bir değil bin defa tartarım. 

Hele şimdi “Şeytanın sağdan yaklaşma” taktiğine karşı fevkalâde uyanık olmak zorundayız. Eğer dikkat etmezsek, içimize soktukları ya da sokacakları bozguncuların tahribatını engelleyemeyiz. Çünkü iman hizmetini engellemek isteyenler boş durmayacaklardır. Kraldan fazla kralcılık ve kuraldan öte kuralcılık yapanlara karşı uyanık olmak zorundayız.

Sonunda, yine dönüp dolaşıp “Kitabî Nurculuk” gerçeği ile karşılaşıyoruz. 1980 ihtilâlinden beri savrulmaların temelinde, bozguncuların suret-i haktan görünüp zarar verdiklerine şahit oluyoruz. Tabiî ki en başta Risale-i Nurları az okuyoruz. 

Allah bizleri Risale-i Nurlar’ı dikkatli okuyup ihlâslı hizmet edenlerden eylesin. İç ve dıştan müdahale edecek bozguncuların şerlerinden korusun. Âmin.

Okunma Sayısı: 3369
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Zehra

    5.11.2019 13:52:09

    Şeytanın sağdan yaklaşma meselesini herkes şahsında tekrar düşünmeli. Kaleminize kuvvet..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı