"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gemiyi kirleten temizler

Sabahattin BOYACI
14 Eylül 2017, Perşembe
Malûm kıssadır, anlatılır.

Rivayete göre Hz. Nuh (as) Cenâb-ı Hakk’ın emriyle bir gemi yapar. Azgın kavmi ise Hz. Nuh’u (as) kâle almayıp alay ederler ve gemiyi wc olarak kullanırlar. Tabi ki; Hz Nuh (as) ve ona inananlar için bu durum çok ağır ve çok üzücüdür. Ama Allah (cc) o azgın ahlâksızlara bir kaşıntı illeti verir ve çaresini bulamazlar. Bir gün o uyuzlardan biri dengesini kaybedip gemideki pisliğin içine düşer; birkaç gün sonra bir de bakar ki, kaşıntıları geçmiş. Hemen tellâl çağırırlar ki, Gemideki pislik uyuzun ilâcıdır. Bütün uyuzlular birbirleriyle yarışır vaziyette gemideki bütün pislikleri tertemiz ederler. O zamandan beridir bir teamül halinde “Gemiyi pisleyen temizler” sözü dillerde destan olmuştur.

Elbette bu kıssadan ders almamız gerekiyor. Ta ki; bir daha milletin kurtuluş gemilerini kirletmeyelim ve şuursuz hareketlerimizle şuurlu ve sinsi düşmanların işini kolaylaştırmayalım. Meselâ siyaset, milletin her türlü ihtiyacına ayrım gözetmeksizin yardım etmesi gereken bir teşekküldür ve öyle de kalmalıdır. Siyasetçiler siyaseti sadece millet için yapmalıdırlar. Cemaatler oluşum gayelerinin dışına çıkmamalıdırlar. Birbirlerini gıybet edip iftira çamuru atmamaları gerekir. Yoksa milletin iyiliği için yapılan gemiler temiz kalamaz.

Beri taraftan ihlâs ve rıza-i İlâhi için yapılan iman hizmetini, dünyevî hiçbir şeye alet etmemek gerekir. Üstadımızın tesis ettiği ve Risale-i Nur hizmeti için çok önemli olan vakıflık müessesesini, gayesi dışına çıkarmak doğru değildir. Ben yaptım oldu mantığı burada geçerli değildir. Ne şöhrete ne de ticarete alet edilmemelidir. Meselâ bir vakıf kardeşimiz, gerçekten kendini hizmete vakfetmiş ise o görevden ayrılmadan siyaset ve ticaret yapamaz. Ama doğruysa (inşallah değildir), Barla da Emlakçılık yapamaz. Eğer yaparsa vakıflık müessesesi büyük yara alır. Ve hizmet gemisi kirlenir ve büyük bir cinayet işlenmiş olur. Milletin imanına hizmet edilecekken, itimadı kötüye kullanılmış olur.

Öte yandan Nurculuk adına kendilerine itibar edilen şahıslar, kendilerine yüklenen fonksiyonları siyaset cereyanlarına ya da dünyevî ikballerine sarf edemezler. Aksi halde sadece kendilerine değil bütün Nurcuların şahs-ı maneviyesine zarar vermiş olurlar. Bunun vebali, eğer bilerek yapılmışsa bu dünyada kaldırılamaz. Hem Nurcu görüneceksin ve hem de kafana göre hareket edeceksin, yok öyle yağma. Bizim içinde bulunduğumuz iman hizmeti, bana göre sana göre varsayımlarla yapılamaz. Üstadımızın belirttiği gibi Risale-i Nur Külliyatına göre yapılır.

Rahmetli Zübeyir Ağabeyi tanıyanlar ve onunla görüşenlerden; “Kardeşim zındıklar ve dessas münafıklar Nurcuları bölüp parçalamaya çalışıyorlar, aman ha dikkatli olalım. İlerde göreceksiniz Ahmet cemaati, Mehmet cemaati vs gibi cemaatleri içimizden çıkarmaya çalışacaklar” diye endişe ettiğini duyardık. Zaman gösterdi ki, bunların hepsini gördük. Ne diyelim? Ama zaman geçirmeden fabrika ayarlarına dönüp birlik ve beraberliği sağlamak için duâ edebiliriz. 

Allah yar ve yardımcımız olsun, ehl-i imana birlik beraberlik şuuru ve basireti versin. Âmin.

Okunma Sayısı: 11369
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı