İstikrar kelime olarak; kararlı olmak, sebat etmek, yaptığı hizmetten emin olmak, sakin ve soğukkanlı davranmak, etrafına ümit verip şevki arttırmak gibi manaları ihtiva eder.
Gel-git yapmadan, zik-zak çizmeden, temelden çatıya kadar uyumlu bir hareket ve hizmetin görüntüsüdür istikrar.
İstikrarı sürdürmek herkesin harcı değildir. Hele bu zamanda görüyoruz ki, kararlı olmak ve taviz vermeden hizmeti devam ettirmek çok zorlaşmıştır. Ama kolay bir yolu var, o da bizim peşinden gittiğimiz şahs-ı manevî oluşturmak ve onu incitmemektir. Meşvereti esas alıp şahsî davranışlardan sakınmaktır.
Asıl olan çok şey yapmak değildir, fakat her yaptığının arkasında durmaktır, durabilmektir. Belki bazen hiçbir şey yapmamak daha makbuldür. Zaman müsait olmayabilir. “Haksızlığın hak bilindiği” dönemlerde bir şey yapmamak daha iyi olabilir. Ama dün yaptığını bu gün bozmak istikrar ile telif edilemez.
Ama istikrarlı olmak sadece size değil herkese ümit verir, her şeye hayat verir. İstikrar yolunda zarar görseniz bile en azından; “Yiğidi öldür, ama hakkını yeme” derler. Her yaptıkları doğru idi, ama çekemeyenler fırsat vermediler derler. Onlar yanlışa taraf olmadılar, istibdada boyun eğmediler, menfaatlerini düşünmediler ve haksızlığa rıza göstermediler diyeceklerdir.
Öte yandan Üstadımız; “Başımdaki saçlarım adedince başlarım olsa, her gün biri kesilse, imana ve Kur’ân’a feda olan bu baş, zındıkaya eğilmeyecektir” diyerek istikrarın kitabını yazmıştır. Üstadımız bu sözü söylediğinde gençtir ve saçı da gürdür, dönem de istibdat dönemidir. Korkunun dağı taşı sardığı zamanlardır. Ama olsun, Üstadımıza yakışan “tavizsiz istikrar”dır. Bu yüzden biz tavizsiz istikrar diyoruz ve hak mesleğinde ‘Hakkın hatırını’ incitmiyoruz ve de incittirmiyoruz.
Bazen önümüze engeller çıksa da, yapacağımız tek şey çizgimize sahip çıkmaktır. Asla karamsarlığa düşmeden, katiyen telâş etmeden iman ve Kur’ân hizmetine devam etmektir. “Evet, evet, neam, neam. Sivrisinek tantanasını kesse, balarısı demdemesini bozsa, sizin şevkiniz hiç bozulmasın, hiç teessüf etmeyiniz” diyen Üstadımızın mirasına sahip çıkmaktır.
Allah utandırmasın, birlik beraberliğimize zarar verdirmesin. Hissiyatımıza kapılmamıza ve yanlışlara düşmemize izin vermesin. “Yaşasın sıdk! Ölsün yeis! Muhabbet devam etsin! Şûrâ kuvvet bulsun!” İnşallah.