"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yaşasın muhabbet

Sabahattin BOYACI
27 Kasım 2018, Salı
Ben şimdi düşünüyorum; Sanki zaman durmuş veya hükmünü izhar etmemiş de hâlâ orta çağdayız gibi.

Bazıları bir şeyleri görmezden geliyor, bazıları da görmek istemiyor. Ama kafasını gaflet kumuna sokan sadece kendisi göremiyor. Harikalar asrındayız, herkes her şeyin farkında. Belki bir eksik var, o da bazıları ne yaptığının farkında değiller.

Hani halk arasında “Kaşın üstünde gözün var” tabiri vardır ya. Veya “Hava bulutlu demekle sen bana ördek dedin” gibi bir garabet dillendirilir. Aslında bu gibi şeyler hassaslığın ne denli etkili olduğunun ifadesidir. Madem hassas bir mesele var, oraya dokunma. Ajite etme, dikkatli ol, yoksa zarar verirsin. Hem ne demeye bazılarının hassasına ilişip soğukluğa sebep oluyorsun?

Hem de bazı tabirlerin hedeflerinde yanılıyoruz. “Hakkın hatırı alidir” diyenler birbirlerine karşı bu tabiri kullanıyorlar. Hâlbuki bu sözün hedefi hakkı tanımayanlardır, haksızlık yapanlardır. Onlara karşı hakka hizmet edip korumamız lazım. Neden beraberce zalimlere ve hakkı tanımayanlara karşı durmak yerine, oyuna gelip birbirimizi incitelim ki? Mesleğimizin gereği olan tesanüd ve teavün düsturlarına sıkı sıkıya sarılmamız lazım.

Öte yandan ‘Zaman her şeyin ilacıdır’ derler. Bazı şeyler var ki, zamanla anlaşılıyor. O halde soğumaya bırakıp, üstüne gitmeyelim. Bizim görevimiz yanlış gördüğümüz şeyi düzeltmekten öte doğruları sebatla yaşayarak muhafaza etmektir. Onun için ‘Sebat ve sadakat’ mesleğimizin esası olmuş. Bizim en vazgeçilmez özelliğimiz Risale-i Nur külliyatındaki hakikatleri bizzat nefsimizde yaşamaktır.

Ehl-i dünya eskiden cemaatleri birbirine düşürmeye uğraşırdı, şimdi her cemaatin müntesiplerinin aralarını açmaya ve bölüp parçalamaya uğraşıyor. Oyuna gelmemek ve Üstadımızın; “Müfritane irtibat” tavsiyesine ısrarla uymak gerekiyor. “Ele verir talkımı kendi yutar salkımı” tabiri bize yakışmaz. Okuduğumuzla yaptığımız uyumlu olmalı.

Bir şey yanlış anlaşılabilir, hatta yanlış da yapılabilir. Henüz kıyamet kopmadığına göre, üstüne gidip bir başka yanlışa kapı açmamak lazım. İnsan mükerrem olduğundan er geç yanlışını görecek ve nedamet edecektir. Murad-ı İlahî’yi bilmediğimize göre, bize düşen sabırla beklemek ve neticeyi Allah’a havale etmektir. Belki beğenmediğimiz şeyde hayır vardır. Şimdiye kadar akıl erdiremediğimiz birçok meselede olduğu gibi.

“Biz muhabbet fedaileriyiz, husumete vaktimiz yoktur!...” diyen bir Üstadımız var. O zaman en önce birbirimize karşı bu hakikati yaşamalıyız. Tenkitleri nefsimize ve ne kadar medih ve takdir varsa kardeşlerimize vererek bir umumî muhabbet baharına sebep olmalıyız. Yanlış mı düşünüyorum?

Okunma Sayısı: 2186
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı