Bu kurul çok çok önemliydi. Zira G.Saray’ın 500 milyon dolar borcu var. Bir de tüm varlıkları ipotekli. Ve de her yıl 40 milyon dolar bankalara sadece faiz borcu ödemekle yükümlü bir G.Saray. Tablo son derece karanlık. Başkan Dursun Özbek bu mali genel kurul öncesinde basını ve G.Saray camiasını çeşitli toplantılarla bilgilendirdi. Kurula gelen delegeler durumdan aşağı-yukarı haberdardı. Kurulda başkan Özbek detaylı bir sunum yaptı. İhtimal soruları hem sordu, hemde cevapladı. G.Saray’ın bu borç yükünden kurtulmadan ve takımın çalışma standartını Avrupa seviyesine çıkarmadan, Avrupa’da yeni başarıları kazanmanın zorluklarını tek tek anlattı. Sonrasında mali disiplini bozmadan, yeni yönetim yöntemlerini kapsayacak, tüzük değişikliği yapılması gerektiğini anlattı. 

Yani yeni yönetimler bundan sonra, kulübü zarara uğratacak hesapsız harcamalar yapamayacaklar. Konuşma üzerine söz alan konuşmacılardan en çarpıcı konuşmaları İnan Kıraç ve Adnan Öztürk yaptı. Projeye olumsuz oy vereceklerini söylediler. Uzun günün sonunda 1643 oy evet olarak kullanılırken, 47 oy hayır çıktı. Bundan çıkan sonuçta şudur. G.Saray kulübü bu borç yükünden kurtulmak istediğini net biçimde ortaya koymuştur. Dursun Özbek eğer bunu hayata geçirebilirse adı, G.Saray tarihine altın harflerle yazılacaktır.  

Maça gelince.. G.Saray’ın bu futbolla şampiyon olma ihtimali oldukça zor. Trabzonspor’un yaptığı en önemli iş çok iyi alan savunması yapmasıydı. Rakip sahada top kaybeden Trabzonspor çok çabuk kendi sahasına dönünce maçı kontradan attığı bir golle  kazandı. Topa sahip olmada yüzde G.Saray adına çok fazlaydı. Ama etkili atak ve gol pozisyonunda çok sıkıntılar yaşadı. Bunun en büyük nedeni ve bu futbolla şampiyon olamaz iddiamın sebebi şudur; G.Saray hücuma çıkmada çok zorlanıyor. Kendi sahasında on  ve daha fazla pas yapmasıyla topa çok sahip oluyor bakıldığında. Fakat İkinci ve üçüncü bölgeye geç çıkılmasıyla gol pozisyonu üretilemiyor. Kompakt oyun denilen birlikte hareket ve oyunda hareketlilik problemi çok fazla. 

Mesela bekler ne zaman bindirme yapacak, ne zaman hücuma çıkacak bilmiyor. Cavanda dengesiz . Carole bazen çok fazla top tutuyor. Ortada Selçuk ve Tolga ileri oynamada çok ağır kalıyorlar. Podolski ve Sneijder bu maçta yokları oynadı. Riekerink, Podolski’ye 90 dakika nasıl tahammül etti çok şaşırdım. Sinan bu futboluyla G.Saray’ın oyuncu karakteri olamaz. Eren’i destekleyen çıkmayınca o da varlık gösteremedi. G.Saray sadece Bruma’ nın bireysel becerileriyle maç kazanamaz. O da bu yükün altında yırtınıp duruyor. Ama bazen fayda yerine zarar veriyor.

Kadro seçimi ve oyun sistemindeki bu kadar yanlışlardan G.Saray’ın maçı kazanması zordu. Bu maç gitti. Şimdi soru şu: G.Saray bu problemleri düzeltebilecek mi? Riekerink hakkında bu konuda şüpheler mevcut. Çünkü daha önce G.Saray düzeyinde üst seviyede bir takım çalıştırmadı. Buradan bazı şeyleri döndürmek kolay değil.