“Görünen köy klavuz istemez” demiş atalarımız. G.Saray’ın oynadığı oyunu bu özdeyişle ifade edebiliriz. Haftalardır yazıyoruz: “G.Saray bu futbolla şampiyon olamaz” diye.
Yönetimin içinde futboldan anlayan birileri yok mu? Demiyorlar mı bizim takımız ne oynuyor. Hasbelkader bu kadar puan alıp şampiyonluk yarışının içinde bulunuyoruz. Ama bugünkü halimiz ve futbolumuzla, biz ancak ilk dörde girmek için oynarız.
G.Saray bir hafta 5 gol yiyor. Ondan sonra bir galibiyet. Kötü futbolun üstü örtülüyor. Sonra da bir bozgun daha ve arkasından sıkıntılı bir galibiyet. Yine kötü futbol. Ama yönetim hocayı geç gönderiyor. Eğer G.Saray bu işi bilen bir teknik adamın elinde olsaydı şimdi en az on puan farkla liderdi. Bir ileri, bir geriyle arkadan gelenlere hem futbol olarak, hemde sıralamada geri düşmeye başladı.
Bu kadar kötü gidişat ortadayken nasıl tedbir alınmaz.? Futbolcuların sahadaki beden ve ruh halleri isteksiz, birbirinden kopuk, kazanma arzusunu kaybetmiş şekilde sürerken, yönetim nasıl bunu göremez ve hâlâ bu takım sezon sonunda şampiyon olacak diyebilir. Anlaşılacak gibi değil. Bu mağlubiyetten sonra yönetim bir B planını devreye sokmayı beceremezse G.Saray şu andaki puan konumunun çok daha gerisine düşebilir. O zaman suçlu Tudor olmaktan çıkar ve otomatikan yönetim bir numaralı hedef olur.
Malatyaspor deplasmanı Tudor için geleceğini garantiye alma maçı olabilirdi. Çünkü yönetim ona çok toleranslı davrandı. Stajyer Tudor bunu bile değerlendiremedi. G.Saray taraftarının çoğunun onayladığı Fatih Terim, yeniden çok yoğun bir şekilde gündeme taşınacaktır. Yönetimin içinde Terim’i isteyenlerin olduğu kadar istemeyenlerde var. İlla da Terim’in olması şart değil elbette. Ama G.Saray’ın bulunduğu durumdan çıkmasını sağlayacak bir teknik adam bulması çok kolay değil.
Hem takımı tanıma, hem de düşen motivasyonu üst seviyeye çıkarma, ayrıca takımdaşlığı bir an önce tesis etmeyi becerebilecek biri olmalı. Pratikte bunu çok çabuk başarabilecek tek isim de Fatih Terim’dir. Bakalım yönetimdeki Terim karşıtı olan yöneticiler, Terim’le ilgili gelişmelerde tavırlarını değiştirecek mi? Bu hafta sorunun cevabını alabiliriz.