Ankara’daki Osmanlı maçı bu açıdan önemliydi. Maçın ilk yarısında G.Saray son derece etkiliydi. Oyunu forse etti. Pas yaptı, gol attı. Oyunu istediği gibi oynadı. İkinci yarının ilk on beş dakikasında da G.Saray iyi oynamaya devam etti. Maç üç farklı skora gelince, G.Saray’ın oyuncularında yavaş yavaş bir gevşeklik başladı. Bunun rehavetten mi, yoksa kondüsyon düşüklüğünden mi olduğunu teknik heyet bilir. 

Zaten daha ligin ikinci maçında yüzde yüz her şeyin iyi olması beklenemez. İllâki eksikler olacak. Ama şunu rahatlıkla söyleyebiliriz. G.Saray’ın kurulan bu kadrosu ve ortaya koymaya çalıştığı futbol, ilk maçtan sonra söylediğimiz gibi ilerisi için ümit veren cinstendi. Avrupa ligi nedeniyle sezonu erken açması yönüyle, diğer takımlardan daha iyi durumda olduğu da bir gerçek. Ayrıca bu takımın Avrupa liginde olmaması üzücü bir durum.  

Bu sezon G.Saray’daki değişimin ne olduğunu söyleyecek olursak; en önemli farkın takımın arzulu oluşu. Topa daha fazla sahip olma gayreti. Ama asıl en önemli değişim top rakibe geçince süratle pres yapıp topu geri alıyorlar. Günümüz futbolunda kendinin oynaması kadar rakibi oynatmamakta önemli. G.Saray ilk 60 dakikada bunu gayet iyi yaptı. Orta sahanın ortasını alan Ndiaye ve Fernando kaliteli olunca G.Saray takımı topu ileri taşımada zorluk çekmiyor. 

Eksik olan G.Saray’ın sol tarafının çok işler olmaması. İki maçtır Tolga sol tarafta maça başlıyor. Belhanda ile yer değiştirerek oynuyorlar. Sol bek Linnes devşirme olduğu için bu kanat çok fazla çalışamadı. Yeni trasfer Feguli bu bölge için çare olacak. Bir de transferi düşünülen Assamoah sol beke alınırsa G.Saray çok daha etkili olur. Stopere ve santrofora da oyuncu alınması G.Saray’ın şampiyonluk ihtimalini daha da kuvvetlendirir. Ama Başkan Dursun Özbek’in UEFA’ya davet edildiğini de unutmamak lâzım. G.Saray’ın transfer politikasını yeniden gözden geçireceklerdir. Zannediyorum G.Saray’ın bundan sonra yapacağı transferler için oyuncu satması gerekiyor.