G.Saray, puan cetvelinde üzerinde bulunan takımların puan kaybetmesiyle, zirveyi yakalamak için iştahlandı.
Kasımpaşa karşısında oyuncular bunu sahaya yansıtmak için canlı ve tempoluydu Bunun neticesinde 5. dakikada Podolski ile golü buldu. Ama sonrasında ne hikmetse G.Saray el frenini çekti. Yahutta Kasımpaşalı oyuncular G.Saray’ın etki gücünü yaşayarak görmeleri fazla uzun sürmedi. Bundan sonrasında Kasımpaşalı oyuncular ataklar geliştirmeye, G.Saray’ı sıkıştırmaya başladılar.
Riekerink’in hafta içinde “defansif hataları düzelttik” mealindeki açıklamasını yalanlar hatalar zincirinin örneklerini görmeye başladık. Kasımpaşa’nın kullandığı bütün yan toplar tehlikeli oldu. Yenilen golde Serdar Aziz’in zamanlama hatasına, Sabri’nin vücuduyla gireceği topa ayağını uzatması yanlışlığının katılması, büyük takıma yakışmayacak hatalardı.
Maç sonunda değerlendirmede akıllara şampiyonluk için bu futbol yeterli mi sorusunun cevabını yönetici Nasuh Sezgin verdi: “Bu futbol şampiyonluk için yeterli değildir”. Bu değerlendirme sonunda oklar yine oynanan futbolun birinci sorumlusu olan Riekerink’e çevrildi. Dökülen takımına değişiklik müdahalesi için 87. dakikayı beklemesi taraftarı kızdırdı. Diyelim ki, Riekerik’ in yerine başka bir teknik adam geldi. Takımda fark meydana getirebilir mi? İlla ki, değişiklik olacaktır. En azından defans hattı için mutlaka yenilik yapacaktır.
Bırakın G.Saray’ı hiç bir takım bu defans gücüyle bir yere varamaz. Her galibiyette kaleci Muslera ön plana çıkıyor. Bu maçta da penaltı kurtararak alınan üç puana damgasını vurdu. Defans hattının kötü olması G.Saray’ın kötü oyununun en önemli ve birinci sebebidir. Böyle olunca kırılgan bir takımın ötesine geçilemiyor. Tabi, bunlara zaman zaman sorumsuz hareketlerde bulunan bazı oyuncular yüzünden G.Saray bir ileri, bir geri gidip geliyor.