G.Saray kazandıkça temposunu, güvenini ve inancını artırıyor. Şampiyonluk için bunlar önemli.
Önemli bir gelişme daha var. O da oyuncuların dayanışmaları ve sahada ne kadar güçleri varsa ortaya koyma istekleri. 75. dakikada Bruma sahadan çıkarken nefes alma güçlüğü çekiyordu. Kendini o kadar zorlamıştı. Oyundan çıktığında hocasının onu şefkatle kucaklaması, kendisini fiziksel zorlamasının sebebini anlatıyordu.
Diğer oyuncularda çok koştular ve iyi mücadele ettiler. Ama bir tanesi vardı ki beklentilerin üzerindeydi. Hamit Altıntop. Melo’nun yokluğunda burayı kim dolduracak diye merak ediliyordu. Geçen hafta Hamit oynadı bu mevkide. İyiydi. Ama bazı hatalar vardı. Geri dönüşlerde sıkıntılıydı. O maçın yazısında Hamit’in defansın önünde, ön libero gibi oynarsa daha iyi olacağını yazmıştım. Bu maçta Hamit öyle oynadı ve inanılmazdı. Temposu hiç düşmedi. Doğru yerlerde ve doğru pozisyon almada süperdi Çok fazla top çaldı. Melo olmasa ben varım dedirtti. Maçın oyuncusuydu.
Hamza Hoca, kadro üzerinde değişiklk yapmıyor. Sivas maçı kadrosunu, Burak’ın sakatlığı sebebiyle Umut la değişerek aynı çıkardı. İstıkrar önemli elbette. Maç sayısı arttıkça uyumun da arttığını gözlüyoruz. Umut, Burak kalitesinde değil. İyi niyetle oynuyor. Sneijder’in takımı sahiplenmesi çok çok önemli. Bu da maç kazanmada ve kendi performansında çok etkili oluyor. Maçın sonlarında bile diri kalışı ve attğı gol, G.Saray adına önemli kazanç. Teknik direktörün sevgi ve şefkatli tutumu, oyuncuların yaptığı işi severek yapması ve başarıyı getiriyor.
Hakem Tolga Özkalfa’yı anlamak mümkün değildi. Faul olmayana düdük çalıp, olana çalmayışı ilginçti. Kartlarda da tuhaflıklar sergiledi. Hakemlerin daha dikkatli olmaları gerekli. Ama pozisyonları görebilmeleri için fazla koşmaları gerekir. Özkalfa’nın kilo probleminden olacak eksikleri çok fazlaydı.