"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Âhirzamanda Mü’min olmak - 1

Said YÜKSEKDAĞ
22 Aralık 2018, Cumartesi
Âhirzaman… Fitnesinden ve şerrinden Hz. Âdem’in (as) dahi sığındığı, ümmetin her zaman istiâze ettiği, bid’aların had safhada olduğu, dehşetinden kalblerin ürktüğü, ruhların titrediği, enbiyâ ve asfiyanın helâket ve felâket asrı dediği acib bir zaman.

Evet, bizler belki de şu an âhirzamanın son demlerini yaşıyoruz. Günahların her taraftan hücum ettiği, maddiyyûn, tabîiyyûn ve Kur’ân’a düşman olan felsefenin sürekli îmânın erkânına ve esaslarına saldırdığı; Peygamberimizin (asm) hakkında “Haram işlemeyi kolaylaştıran imkânlar artacak, gençler günah işlemeye ve kötülük yapmaya çok meyledecekler.”1 dediği, îmanın kor ateşi elde tutmak kadar çok zor olduğu bir zaman olan âhirzamanın son demlerini yaşamak biz Mü’minler için hiç de kolay değil.

Gerçekten de çok zordur bu zamanda Mü’min olmak, îmanı muhafaza edebilmek ve bu zorluklarla beraber şiddetli bir imtihana tâbi olmak. Çünkü bir yandan âhirzaman fitnesinin dehşetli cereyanları, nefsimiz, insî ve cinnî şeytanlar bizleri dalâlete, menhiyata, günahlara sevk ederken diğer bir yandan da Cenâb-ı Hakk’ın Kur’ân-ı Hakîm’deki şiddetli emir ve yasaklarına ve de gönderdiği Peygamber’in (asm) tebliğlerine muhatabız. Maalesef biz Mü’minler bunlar arasında sıkışıp kalmış bir vaziyetteyiz. Ne dehşetli bir vaziyettir bu hâl. Gözleri fal taşı gibi açtırır, dilleri de eder lâl. 

Tabiî ki âhirzamanı âhirzaman yapandır bu hâl. Bu sebeble eder biz Mü’minleri izmihlâl!

Evet, biz Mü’minler Allah’ı tanır, peygamberlere de îman ederiz. Namazın Kur’ân-ı Hakîm’de yetmişten fazla, diğer ibâdetlerin de defaatle emredildiğini de biliriz. Ama yine de nefsimizin telkinleriyle, his ve hevesin aklımıza hâkim olmasıyla gaflete düşer, bu kudsî vazifelerde tembellik ederiz. Ayrıca his, heves ve nefsin tahakkümleri altında eziliriz. 

Âhirzaman fitnesinin etkisiyle de nefis ve hevesâta esiriz. Bu yüzden ne yazık ki dünyevî anlık lezzetleri ilerde gelecek olan büyük mükâfatlara tercih ederiz. Çünkü “His ve heves ise kördür, âkıbeti görmez. Bir dirhem hazır lezzeti, ileride bir batman lezzete tercih eder.” 2 Böylelikle nefsimize uyarak zarara rızâmızla gireriz. Sanki ebedî hayatı kazanmak isteyen biz değiliz! Bu sebeble âhirzamanda nefsi ıslah etmek ve hissiyata hâkim olmak çok zor olduğunu bilmeliyiz.

Peki, bu vaziyetimize karşı ne yapacağız? Bu Cehennemî hâletten nasıl çıkacağız? Âhirzamanın bu dehşetli fitnesinden nasıl kurtulacağız?

Gelecek yazımızda devam edelim inşâallah…

Dipnotlar:

1- Riyâzüs-Salihîn, İmam Nevevi.

2- Sözler, Said Nursî, Yeni Asya 2013, s. 241.

Okunma Sayısı: 2667
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı