"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Âhirzamanda Mü’min olmak-2

Said YÜKSEKDAĞ
25 Aralık 2018, Salı 00:10
Âhirzamanda nefsin terbiyesine ve ıslahına çalışmak oldukça zordur.

Zira bu zaman öyle acib bir zaman ki kimse nefsine hâkim olamıyor. Dünya hayatının fânî, lezzetlerin elemli ve geçici olduğu bilinmesine rağmen, bile bile dünya hayatı âhiret hayatına tercih ediliyor. Maalesef, Allah’ın âyetleri az bir dünya menfaati karşılığında satılıyor. Aman Ya Rabbi, ne dehşetli bir hâldir bu!

Peki, bu dehşetli durum karşısında ne yapacağız? İşlediğimiz günahların büyük azaplara yol açtığını ve bunun Cehennemi intaç ettiğini bilip ümitsizliğe kapılarak mı? Yoksa kimsenin görmediğini sandığımız günahlarımızı Allah’ın  ve meleklerin gördüğünün farkında olup bunalıma ve depresyona girerek mi? Ya da kendimizi bir türlü günahlardan muhafaza edemeyip, yakamızı kurtaramadığımız için günahlarımıza bir kılıf uydurup kendimizi haklı çıkararak mı? Yoksa işlediğimiz günahları inkâr edemediğimiz için (hâşâ sümme hâşâ) meleklerin, Cehennemin hatta Allah’ın yokluğunu arzu ederek mi? Tabiî ki hayır!

Peki, bu hâletten nasıl kurtulacağız? İç âlemimde tefekkür ettiğim bazı mânâları âcizane sizlerle paylaşmak istiyorum.

1- Cenâb-ı Hakk’ı tanımak: Evvelâ, Allah’a îman etmiş Mü’minler olarak Cenâb-ı Hakk’ı bulmalı, tanımalı ve O’na olan inancımızı kuvvetlendirmeliyiz. Cenâb-ı Hakk’ı tam mânâsıyla tanımaya çalışan bir Mü’minin kimseden korkusu olmaz. Bırakın kendisine hücum eden âhirzaman cereyanlarını, kâinata dahi meydan okuyabilir. Hem O’nu bulan maddî ve ma’nevî sıkıntılardan kurtulur. Çünkü, O’nu bulan her şeyi bulur ve bütün kederlerden kurtulur. Bulamayan ise hiçbir şey bulamaz, bulsa da başına belâ bulur.

2- Ümitvar olmak: İşlediğimiz günahlar deniz köpüğü kadar da olsa Cenâb-ı Hakk’ın rahmetinden asla ümidimizi kesmemeliyiz. Zira, Cenâb-ı Hakk kendisi “Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin!”1 buyurarak bizlerden bunu istemektedir. Tabiri caizse nasıl ki okyanustan bir kova su almak okyanusu azaltmaz ya da bir kova su dökmek okyanusu taşırtmaz. Aynen öyle de Cenâb-ı Hakk, bizlere rahmetiyle muamele ettiği zaman rahmetinden bir eksilme olmaz. Bu yüzden her dâim ümitvar olmalı, O’nun rahmetine sığınmalıyız.

3- Nefsi tanımak: Bizi günaha sevk eden nefsimizi iyi tanıyacak ve ne gibi özelliklere sahip olduğunu bileceğiz. Nefsimizi tanıdıktan sonra onu ittiham edeceğiz. Yani onu suçlayacak ve töhmet altında bırakacağız. Çünkü nefsi ittiham ederek, onun kusurunu göreceğiz. Bu sayede âhirzaman fitnesinin hüküm sürüp, nefislerin esir olduğu bir zamanda işlemiş olduğumuz günahların nefsimize ait bir kusur olduğunu göreceğiz ve bileceğiz.

Nefsin en önemli özelliği, anlık lezzet ve zevklere müptela olmasıdır. Bu yüzden nefis anlık bir lezzeti, ileride alacağı kesin olan bir mükâfata tercih eder. Lezzet konusunda anlık davranan nefis, korku ve azap cihetinden de böyledir. Yani ilerde yaşayacağı büyük azaptan değil, az bir hazır tokattan daha çok korkar. Bu yüzden anlık lezzetlerin geçici ve elemli olduğunu nefse ikna etmeli, anlık lezzete değil, Cennet gibi büyük bir mükâfata talip olması için çalışmalıyız.

Gelecek yazımızda devam edelim inşâallah.

Okunma Sayısı: 1902
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı