Geçen yazımızda nefse itimad edilmemesi gerektiği, tövbe etmenin ne kadar önemli olduğu ve Cenab-ı Hakk’ın bizlere verdiği sabrın ehemmiyeti üzerinde durmuştuk. Kaldığımız yerden devam edelim inşâallah.
7- Îman hakikatlerine sarılmak: Her taraftan günahların ve haramların hücum ettiği bir zamanda îmânımızın tahkikî olması bizler için çok, ama çok önem arz etmektedir. Çünkü âhirzamanın dehşetli cereyanlarına maruz kaldığımız zaman, sarsılmaz ve tahkikî bir îmâna sahip olmazsak eğer her an îmânımızı kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya oluruz. Bundan dolayı, îmânımızın erkânına saldıran bu cereyanlara karşı mukavemet etmek için îmân ve Kur’ân hakîkatlerine sımsıkı sarılmalı ve âhirzaman fitnesine karşı her dâim teyakkûzda olup Allah’a sığınmalıyız.
Bu zamanda îmân ve Kur’ân hakîkatlerinden en birincisi hiç şüphesiz Risâle-i Nur’dur. Eserleri meydandadır, kimse itiraz edemez. Başlı başına Kur’ân’ın ma’nevî bir mu’cizesi olan, âyetlerin asrımıza bakan vechelerini tefsir eden, bir çok insanın ebedî hayatını kurtaran Risâle-i Nur’u çokça okumalıyız. Çünkü “Risâle-i Nûr’dan ders alan, elbette çok mâsumların kanını ve hukukunu zâyi eden fitnelere girmez ve bilhassa tecrübeleriyle, mükerreren akîm ve zararlı kalan fitnelere hiçbir cihetle yanaşmaz.”1 Hem “bu âhirzamanın fitnesinden eski zamandan beri bütün ümmet istiaze etmesi cihetinden, hem o fitnelerin savletinden mü’minlerin îmânlarını kurtarması noktasından Risâle-i Nur öyle bir ehemmiyet kesbetmiş ki; Kur’ân ona kuvvetli işaretle iltifat etmiş ve Hazret-i İmam-ı Ali (ra) üç kerametle ona beşaret vermiş ve Gavs-ı A’zam (ra) kerametkârane ondan haber verip tercümanını teşci’ etmiş.”2
8- İbadetleri ihmal etmemek: Farz olan ibadetlerimizi ihmal etmemeli ve sebatla devam etmeliyiz. Hem ferâiz-i İlâhîye hafiftir, azdır. Hiç öyle ağırlığı yoktur. Özellikle bu misafirhane-i Dünya’da âciz ve fakir kalbimize kut ve gına ve elbette gideceğimiz menzil olan kabirde gıda ve ziyâ, Mahşer’de sened ve berat ve ister istemez üstünden geçeceğimiz Sırat Köprüsü’nde nur ve burak olacak namaza çok önem vermeliyiz. Bütün ibadetlerin fihristesi olan namazı hayatımızın ayrılmaz bir parçası hâline getirmeli, günlük hayatımızı namaza göre planlamalıyız.
9- Sünnete ittiba etmek: Âhirzamanı bize en güzel şekilde tarif edip, sahabelerin dahi âhirzamandan Cenab-ı Hakk’a sığınmasına vesile olan Peygamber Efendimizin (asm) Sünnet-i Seniyyesine ittiba etmeliyiz. Sünnet-i Seniyyeyi hayatımızın her ânına yerleştirip yakînen yaşamalıyız. Sünnet-i Seniyyeyi ne kadar yaşarsak Allah katında değerimizin artacağını ve bu sayede Habib-i Ekrem’in (asm) şefaatine nâil olacağımızı unutmamalıyız. Peygamberimizin (asm) “Benim şefaatim ümmetimden büyük günahları olanlar içindir.” 3 dediğini de asla aklımızdan çıkarmamalıyız. “Ne mutlu o kimseye ki, Sünnet-i Seniyeye ittibaından hissesi ziyade ola. Veyl o kimseye ki, Sünnet-i Seniyyeyi takdir etmeyip, bid’alara giriyor.” 4
Yazımıza duâ ile son verelim inşâallah…
Allah’ım! İşlemiş olduğumuz günahları kabul ve itiraf ediyoruz. Ne olursun günahlarımızı affet, bizleri bağışla. Bir daha aynı hatalara düşmemize izin verme.
Bizleri yaptıklarımızın şerrinden, âhirzamanın şerrinden ve fitnesinden muhafaza eyle.
Bizleri takvalı, ibadette sebat eden, sünnete ittiba eden ve Risâle-i Nur’u okuyarak tahkîki îmânı elde edip îmanla kabre giren âhirzaman mü’minlerinden eyle. Âmîn…
Dipnotlar:
1- Tarihçe-i Hayat, Said Nursî, Yeni Asya 2013, s. 363.
2- Mektûbat, Said Nursî, Yeni Asya 2013, s. 790.
3- Ebu Davud 4739, Tirmizi.
4- Lem’alar, Said Nursî, Yeni Asya 2013, s. 180.