"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bu hizmet gençlerin omzunda yükselecek

Said YÜKSEKDAĞ
21 Ekim 2018, Pazar
Gazetemizin Mersin-Erdemli İlçe Temsilcisi Ahmed Dekiş ile Yeni Asya’yla tanışma sürecini ve hatıralarını konuştuk.

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Mersin’in Çamlıyayla ilçesine bağlı Bağçatağı Köyü’nde kıl keçisi ile geçimini sağlayan bir yörük ailesinin ilk evlâdı olarak, yağmurun sicim gibi rahmet indirdiği, rüzgârın Hû çektiği bir kış günü yolculuğumun dünya âlemi kısmına başlamışım. Çocukluğum ve gençliğim bu dağ köyünde çobanlık yaparak geçti. İlkokulu köyümde orta okulu da köyümüze 7 km uzaklıktaki komşu köye yürüyerek gidip gelmek sûretiyle tamamladım.

Risâle-i Nur’u ve Yeni Asya’yı nasıl tanıdınız?

Yeni Asya ve Risâle-i Nurlar’la tanışmam bayağı maceralı bir süreçti. O zamanlar okumaya, sorgulamaya ve araştırmaya olan iştiyakım hiç bitmiyordu. Birçok sağ cenah gazetelerine abone oldum. Ama en fazla birer ay okuyabildim. Çünkü ihtiyacımı gideremiyor ve bendeki bu boşluğu dolduramıyordu. Askerlikten sonra bir asker arkadaşımın yardımıyla sahil bölgelerinde çalışmaya başladım. Birgün Silifke’de restoranda çalışırken çarşıya çıkmıştım. O sırada Yeni Asya kitabevini gördüm. İşlerimi bitirdikten sonra duâ kitabı almak için oraya uğradım. O zaman Yeni Asya Silifke temsilciği yapan Mustafa Ongun ve oğlu Fatih Ongun ile tanıştım. Zaman içerisinde onlarla muhabbetim arttı. Böylece kitabevine daha sık gitmeye başladım. Birgün, Fatih Ongun bana Yeni Asya Gazetesi’ni hediye etti. 23 Mart 2006 gününe ait bir gazeteydi. Gazetenin manşetinde Bediüzzaman Hazretleri’nin (ra) fotoğrafıyla birlikte “Medeniyetin Üstadı Hz. Muhammed (asm)” yazıyordu. O gün heyecanla sabaha kadar gazeteyi baştan sona kadar okudum. Okuduğum bir gazete değil de sanki ansiklopediydi. Siyaset minimum, bilgi ise maksimumdu.

Sonra birgün cami önünden geçerken gördüğüm bir afişte Yeni Asya’nın “Risâle-i Nur’dan Hz. Muhammed’in (asm) Hayatı” adlı eseri 59 kupona verdiğini yazan afişi gördüm. Bu vesileyle zaten abone olmayı düşündüğüm gazeteye, gidip abone oldum.

Unutamadığınız hatıralarınız var mı?

Elbette, unutulmaz hatıralarımız çoktur. Meselâ tabiat, annemden sonra ikinci annem gibiydi. Tabiat, benim gözümde bir okul, bir kitaptı adeta. Ağaçlarla, hayvanlarla konuşur ve onları anlamaya çalışırdım. Duygusal bir bağ kurmuştum onlarla. Bu bağ hâlâ da kenetlenerek devam etmektedir.

Bu sayede ilk sorgulamam, ilk okumam şu kitabı kebir-i kâinatla başlamıştı. Zaten o zamanlarda kitap bulup okumak hayalden ibaretti.

Bir başka hatıramı ise yine köyümde yaşamıştım. Birgün akşam üzeri çeşme başında oturduğum bir vakitte köyün hayvanları yamaçta otluyorlardı. Köyümüzden bir amca kendisi ayrıca uzaktan akrabada olur su doldurmak için çeşmeye geldi. Dedim: “Amca bak, keçiler ot ve çalı yiyor, ama beyaz süt veriyor.” O da: “Allah’ın işine karışma yeğen” dedi. Hâlbuki ben orada, onu tefekküre dâvet etmiştim.

Nur ve Nurculuğa olan merakım daha da arttı. Ve araştırmaya başladım. Elhamdülillah o zamandan beri hizmetin içerisinde yer alıyoruz.

En çok unutamadığım hatıram ise şudur: Silifke’ye gittiğim birgün Fatih Ongun Ağabeye “Ben de bir kitabevi açmak istiyorum.” demiştim. O da bu işin çok külfetli olduğunu söylemişti. Gel zaman git zaman derken Mustafa Ongun Ağabey “Hâlâ kitapçı olmak istiyor musun?” diye sordu. Ben de “Evet” deyince uzun uğraşlar neticesinde daha önce hiç gitmediğim ve bilmediğim Erdemli’de kitabevi açarak Yeni Asya ve Risâle-i Nur hizmetlerine başlamış olduk. Kasım ayında da rahmetli Halil Uslu Ağabeyin katılımıyla resmî bir açılış yaptık. O gün bugündür Yeni Asya Erdemli temsilciliği görevini îfa etmeye çalışıyorum.

Dershanemiz olmadığı için bir yorgan ve bir döşekle iki ayı aşkın bir süre kitabevinde yatıp kalktım. Daha sonraları üniversiteyi yeni kazanıp Erdemli’ye okumaya gelen talebelerin kalacak yer ihtiyacı olduğu için, dershane açmak için kolları sıvadık. Elhamdülillah Mersin başta olarak çevre il ve ilçelerin yardımıyla Yeni Asya dershanesini açtık ve dersler yapmaya başladık. Dershanede kalan ilk talebemiz gazetemizin yazarlarından Zübeyir Ergenekon oldu. Ardından ilk lise talebesi olarak da siz gelmiş ve bir süre dershanede kalmıştınız. Onlarca talebe mezun ettik yıllar içerisinde. Bir kısmı hizmetin içerisinde iken, bir kısmı dost ya da kardeş olarak devam ediyor.

 Temsilcilik olarak gençlere yönelik hizmetleriniz nelerdir?

Yeni Asya Kitabevi ya da bürolarının on dershane kuvvetinde hizmet verdiğine inanıyorum. Bu sebeple temenni ve duâmız her ilde hatta ilçede bir Yeni Asya Bürosu’nun olmasıdır. Çünkü büro vasıtasıyla tanıştığımız gençleri dershanemize dâvet ediyoruz. Kendi ilçemizde gençlerle dershanede yaptığımız Risâle-i Nur dersinin dışında ilçemizde bisiklet turları, deniz kenarında Risâle-i Nur dersi ve okumaları, futbol maçı bazen de Risâle-i Nur yarışmaları düzenliyoruz.

Bugünkü gençlere ne tavsiye edersiniz?

Gençlere kısa ve öz olarak tavsiyem şudur: Çok okusunlar, çok araştırsınlar ve sürekli sorgulasınlar.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Son olarak şunu belirtmek isterim: Gençler üzerinde daha fazla durmalı ve onlara sahip çıkmalıyız. Zira, bu hizmet onların omuzlarında yükselmeye devam edecektir inşâallah.

Biz de kıymetli ağabeyimize bu güzel sohbeti ve bize vakit ayırdığı için teşekkür ediyoruz....

Okunma Sayısı: 1836
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı