"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dikkat! Tehlike var! (2)

Said YÜKSEKDAĞ
03 Şubat 2023, Cuma
Bir önceki yazımızda âhirzamanın nasıl bir tehlike olduğunu anlatmış, bu zamanın hususiyetlerine değinmiştik.

Şimdi ise bu tehlikeye karşı neler yapacağımızın üzerinde duracağız. İlk önce nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduğumuzun ve nasıl bir zamanda yaşadığımızın bilincinde olacağız. Daha sonra bizi günahlara sevk eden nefsimizi tanıyacağız ve ittiham edeceğiz. Zira “Nefsini ittiham eden, kusurunu görür. Kusurunu itiraf eden, istiğfar eder. İstiğfar eden istiaze eder.”1 Nefsimizi ittiham ettikten sonra kusurlarımızın farkında olup itiraf edeceğiz. Çünkü “kusurunu görse, o kusur kusurluktan çıkar. İtiraf etse, affa müstahak olur.”2 Bu itirafla birlikte Cenâb-ı Hakka, Tevvab, Settar, Ğafur ve Rahîm gibi isimlerini şefaatçi edip tövbe ve istiğfar ederek işlediğimiz günahların kalbimizi karartmasına engel olacağız. Çünkü “Günah kalbe işleyip, siyahlandıra siyahlandıra tâ nûr-u îmanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor. Her bir günah içinde küfre gidecek bir yol var. O günah istiğfar ile çabuk imha edilmezse, kurt değil, belki küçük bir manevî yılan olarak kalbi ısırıyor.”3 Bu tövbe ve istiğfarın ardından şeytandan istiaze edeceğiz. Zira şeytanı dinleyen bir nefis kusurunu görmek istemez. Kusurunu görmemek ise o kusurdan daha büyük bir kusurdur. Bunları yaptıktan sonra sabredeceğiz ve istikâmetimizi bozmayacağız. Âhirzaman fitnesine karşı her dâim teyakkuzda olup bu dehşetli fitneden her dâim Allah’a sığınacağız. Her dâim dememizin sebebi ise ecelimiz gelene kadar bu fitnelere maruz kalacağımız içindir.

Evet, âhirzamandaki fitneleri ve dinsizlik cereyanları saymakla bitmez. Her gün yeni yeni dinsizlik ve imansızlık cereyanları ortaya çıkmakta ehl-i îmana hücum etmektedir. Bunların yanı sıra TV, sosyal medya, internet gibi dijital ortamlarda da ne yazık ki bu cereyanlar boy göstermektedir. Îmanımızın erkânına saldıran bu fitnelere ve cereyanlara karşı îman ve Kur’ân hakikatlerine sımsıkı sarılacağız. Taklidî îmanı tahkikî îmana çeviren, akıllardaki şüpheleri izale eden, kalplerdeki vesveseleri gideren Kur’ân’ın asrımızdaki manevî bir mu’cizesi olan Risâle-i Nûr’u çokça okuyacağız. Zira Risâle-i Nur “gençliği, dalâlet ve sefahet uçurumuna düşmekten kurtaran ve îmanda, bu dünyada dahi hakikî bir cennet lezzeti ve dalâlette ise cehennemî bir azab ve sıkıntı bulunduğunu misallerle izah ve ispat eden”4 harika bir tefsirdir. Hem “Risâle-i Nur’dan ders alan, elbette çok mâsumların kanını ve hukukunu zâyi eden fitnelere girmez ve bilhassa tecrübeleriyle, mükerreren akîm ve zararlı kalan fitnelere hiçbir cihetle yanaşmaz.” 5

Risâle-i Nur’u okumak îmanımızın kuvvetlenmesi için büyük bir önem arz etmektedir. Lâkin bizler okuduğumuz her meseleyi tam olarak anlamayabiliriz. Bu sebeple Risâle-i Nur okunan medreselere gitmeli, Nur derslerine iştirak etmeli ve Nur camiasının şahs-ı mânevîsine dâhil olmaya çalışmalıyız. Çünkü günahlar her cihetten bizi sarıyorlar. Bu kadar günaha karşı husûsî ibadet ve takvamızla tam mukabele etmemiz zor olur. Ama mensup olduğumuz cemaatin mabeynindeki esaslı bir düstur olan uhrevî amellerde iştirak kanunuyla ve samimî dayanışma sırrıyla bir dil ile değil belki cemaatteki kardeşlerimiz adedince diller ile ibadet edip istiğfar ederek bin taraftan hücum eden günahlara mukabele edebiliriz inşâallah.

Dipnotlar:

1. Lem’alar, Said Nursi, S. 173, Yeni Asya, Ocak-2017

2. A.g.e. S. 173

3. A.g.e. S. 22

4. Sözler, Said Nursi, S. 867, Yeni Asya, Haziran-2016

5. Tarihçe-i Hayat, Said Nursi, S. 248, Yeni Asya, Şubat-2017

Okunma Sayısı: 3611
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ramazan Aluç

    4.2.2023 13:05:09

    Bu zamanın şiddetli desiselerinden korunmak için bol bol risale-i nuru anlayarak okumak ve derslere katılmak gerekir. Rabbim bizi risale-i nur dairesinden ayırmasın inşallah. Selam ve dua ile.

  • Said Yüksekdağ

    3.2.2023 20:16:39

    Âhirzaman fitnelerine karşı bir diğer kalkanımız ise sünnet-i seniyyedir. Âhirzamanı bize en güzel şekilde tarif edip, sahabelerin dahi âhirzamandan Cenâb-ı Hakk’a sığınmasına vesile olan Peygamber Efendimizin (asm) sünnet-i seniyyesine ittiba etmeliyiz. Sünnet-i seniyyeyi hayatımızın her ânına yerleştirip yaşamaya çalışacağız. Sünnet-i seniyyeyi ne kadar yaşarsak günlük adetlerimiz de o ölçüde ibadete ve hayrata çevirebiliriz. Bu sayede fânî ve kısa olan ömrümüzü bâkîye müteveccih yapabiliriz. Rabbim bizleri âhirzamanın dehşetli fitnelerinden, imansızlık cereyanlarından muhafaza eylesin ve bizleri ibadette sebat eden, Risâle-i Nur’u okuyarak tahkikî îmanı elde edip îmanla kabre giren kullarından eylesin. Âmin, âmin, âmin…

  • Said Yüksekdağ

    3.2.2023 20:16:19

    İmanımızı kuvvetlendirdikten sonra takvalı biri olmak için elimizden geleni yapacağız ve asla yılmayacağız. Zira “bu zamanda tahribat ve menfî cereyan dehşetlendiği için, takva bu tahribata karşı en büyük esastır.” Takva demek “menhiyattan ve günahlardan içtinâb etmek ve amel-i sâlih ve emir dairesinde hareket ve hayrat kazanmak” demektir. Yani bizi harama ve günaha sevk eden materyallerden, ortamlardan, arkadaş çevrelerinden içtinâb edip uzak duracağız. Hem “helâl dairesi geniştir, keyfe kâfi gelir. Harama girmeye hiç lüzum yoktur.”7 Ve mutlaka Cenâb-ı Hakkın emir dairesine hareket edip namaz başta olmak üzere farz olan amellerimizi de yerine getirip sebatla devam edeceğiz ve asla ihmal etmeyeceğiz. Zira “Ferâiz-i İlâhîye ise hafiftir, azdır.”

  • M.Bozdağ

    3.2.2023 08:40:22

    İnşaallah

  • Cenk Çalık

    3.2.2023 02:07:53

    En küçük dairede en büyük vazifemiz olduğunu hatırladığımızda çözümün işk ve önemli adresini de bulmuş oluyoruz:Nefsimiz. Nefse uymamak hususunda çoğu insanda olmayan iki avantajımız var: Risale-i Nur ve şahsı-ı manevi. En büyük üç düşmanımızdan birinin cehalet olduğu düşünüldüğünde bilginin, ilmin kıymeti daha iyi anlaşılır. Bu noktada Risale-i Nur'un ilmi en özlü, veciz, hakikatli bir kısa yol olduğunun altını çizelim. Yalnız ilim tek başına yetmez. Hatta alim de olsak bu menfi cereyana dayanamayız. Şahs-ı manevi şeklinde gelen menfi hücum aynı yolla mukabele edilmelidir. Hamd olsun ki alternatifi olmayan, iki cihan saadetine vesile olan ve bizi her türlü kötülüklerden muhafaza eden abi ve kardeşlerimiz var. Rabbim bu nimetin kıymetini bilen ve şükrünü eda eden kullarından eylesin. Âmin! Allah razı olsun Said ağabeyim. Emeğinize yüreğinize sağlık. Allah razı olsun. Baki selamlar.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı