"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kim ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır?

Said YÜKSEKDAĞ
03 Kasım 2018, Cumartesi 00:43
Bu suale eminim ki birçoğumuz “Tabiî ki kimse hoşlanmaz!” diye cevap verecektir.

Çünkü, böyle bir şeyin hayal edilmesini bırakın, sorulması dahi bizleri tiksindirecektir. Bu tiksindirmeye sebep olan şey, hayatımızda o kadar sıradanlaşmış ki, ne kadar dehşetli bir hâl aldığının farkında değiliz. Peki, bu dehşetli sonuca sebep olan seyyie nedir? Gelin hep birlikte bu kötülüğü tanımaya çalışalım ve hayatımızda nasıl neticelere sebebiyet verdiğinin muhasebesini yapalım.

Bu dehşetli seyyienin adı gıybettir. Gıybet, lûgatte “Arkadan çekiştirmek, kötü söz söylemek. Hazır olmayan birisinin aleyhine konuşmak. Birisinin gıyabında hoşuna gitmeyen bir şeyi söylemek, onun aleyhinde konuşmak.” gibi mânâlara gelmektedir. Bediüzzaman Hazretleri (ra) ise “Gıybet odur ki, gıybet edilen adam hâzır olsa idi ve işitse idi, kerahet edip darılacaktı. Eğer doğru dese, zaten gıybettir. Eğer yalan dese, hem gıybet hem iftiradır; iki katlı çirkin bir günahtır.” 1 diyerek gıybetin veciz bir şekilde tanımını yapmış ve nasıl bir günah olduğunu ifade etmiştir. Peygamber Efendimiz de (asm) “Gıybet, birinizin, Mü’min kardeşini hoşlanmayacağı şeyle anmasıdır.” 2 buyurarak bizlere kısaca gıybetin tarifini yapmıştır. Ayrıca yalnız dille değil, işaret, îmâ, gıyaben yazı ve gözle, başla, hatta kaşla yapılan hareketler ve taklid yoluyla eğlenmek de gıybettir.

Cenâb-ı Hak, Hucûrat Sûresi’nin 12. âyetinde gıybeti bizlere men etmiş, bizleri gıybetten altı mertebe şiddetle zecretmiştir. Allah, bu âyette “Sizden biri ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı?” diye sorarak gıybetin ne derece çirkin bir iş olduğunu ifade etmiştir. Cenâb-ı Hakk’ın burada kullandığı, “Ölü kardeşinin eti” tabiri ise gerçekten dikkat çekici ve düşündürücüdür. “Demek gıybette öyle bir ferd bulunur ki, katil gibi bir zehr-i katilden daha muzırdır.”3 Peygamber Efendimiz de (asm) bu çirkin işin dehşetini gösterip, ümmetini bu hastalıktan men etmek için şunu anlatmıştır: “Mi’rac’a çıktığım gece, tırnaklarıyla yüzlerini tırmalayan bazı kimseler gördüm. Cebrâil’e, ‘Bunlar kimlerdir?’ diye sordum. ‘Bunlar insanlarla gıybet edip gizli hâllerini araştıranlardır’ diye cevap verdi.” 4

Evet, “Gıybet, şu âyetin kat’î hükmüyle nazar-ı Kur’ân’da gayet menfur ve ehl-i gıybet, gayet fena ve alçaktırlar. Gıybetin en fena ve en şenîi ve en zâlimâne kısmı, kazf-ı muhsânat nev’idir. Yani gözüyle görmüş dört şahidi gösteremeyen bir insan, bir erkek veya kadın hakkında zina isnad etmek, en şenî bir günah-ı kebâir ve en zâlimâne bir cinayettir; hayat-ı içtimâiye-i ehl-i îmânı zehirlendirir bir hıyânettir, mes’ud bir ailenin hayatını mahveden bir gadirdir.”5 Evet, böyle dehşetli neticelere sebep olan ‘gıybet, ehl-i adâvet ve hased ve inadın en çok istimal ettikleri alçak bir silâhtır. İzzet-i nefis sahibi, bu pis silâha tenezzül edip istimal etmez.’ 6

İzzet-i nefis sahibi bu pis silâha tenezzül etmezken, nasıl olur da aklı başında olan bir Müslüman bu alçak silâhı istimal eder? Sevmek ve nefret etmek mahâlli olan kalbimiz bu derece bozulmuş mu ki, ölü bir insanın etini yemek gibi en menfur bir işi sever? İnsaniyetimize ne olmuş ki, böyle canavarcasına arkadaşımızı diş ile parçalıyoruz? Hiç acıma duygumuz kalmadı mı ki, çok cihetlerle kardeşimiz olan bir mazlûmun şahs-ı manevîsini insafsızca dişliyoruz? Ve hiç aklımız yok mu ki, kendi a’zamızı kendi dişinizle divâne gibi ısırıyoruz? Bu soruları her daim kendimize sormalı, hayatımızda nasıl neticelere sebebiyet verdiğinin muhasebesini yapabilmeliyiz.

Gıybet hakkında Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm) bizlere “İnsanların en şerlileri ikiyüzlü olanlardır. Ötekinin yanına varıp beriki aleyhinde konuşarak gıybetini yapan, berikinin yanında da öteki aleyhinde konuşarak onları birbirine takıştıran en şerli ve zararlı kimselerdir. İnsanların arasını bozmaya çalışanlar Cennete giremezler.” ve “Kardeşini güler yüzle karşıla ve ayrıldığı zaman gıybetini yapma!” 7 dersini vermektedir. Bu dersle ve mezkûr hakîkatlerle, Cennete girmeye mâni olacak bu menfur işin mahiyetini daha iyi anlamış bulunuyoruz.

Bu arada dikkat edeceğimiz bir husus daha var. Başkasının arkasından konuşmak gıybet olduğu gibi gıybeti tasdik etmek de gıybettir. Gıybet yapılan yerde susan kişi gıybete ortak olmuş olur. Bu yüzden diliyle, gıybet edene karşı durabilmeli, gıybeti edilen Mü’min kardeşinin hukukunu savunabilmelidir. Bunları yapamıyorsa da gıybeti kalben tasdik etmemelidir. Yoksa ateş nasıl odunu yer bitirir, gıybet de sâlih amelleri yer bitirir.

Elhâsıl: Gıybet, Cenâb-ı Hak tarafından şiddetli bir şekilde yasaklanmıştır. Gıybet etmek, Müslümanların arkasından dedikodu yapmak, kendi kusurlarımızı görmeyip başkalarının kusurlarını araştırmak aklen, kalben, insaniyeten, vicdanen, fıtraten ve milliyeten aşağılanmış ve yerilmiştir. Çünkü, gıybet gayet kötü bir iş hatta zulümdür. Hukuka karşı dehşetli bir tecavüzdür. Aklı başında, kalbi yerinde, vicdanlı bir insan, izzet-i nefis sahibi bir Müslüman, düşmanına karşı da olsa bu alçak silâhı kullanmaya tenezzül etmemeli. Bir Müslüman ‘eğer gıybet etti veyahut isteyerek dinledi; o vakit, “Allah’ım, bizi ve gıybet ettiğimiz kişiyi bağışla.” demeli, sonra gıybet edilen adama ne vakit rast gelse, “Beni helâl et” demeli.’ 8

Dipnotlar: 

1- Mektûbat, Said Nursî, Yeni Asya 2013, s. 466.

2- Tirmizî, Birr; 23.

3- Sözler, Said Nursî, Yeni Asya 2013, s. 557.

4- Ebû Davud, Edeb: 35.

5- Barla Lâhikası, Said Nursî, Yeni Asya 2012, s. 430.

6- Mektûbat, Said Nursî, Yeni Asya 2013, s. 466.

7- https://sorularlaislamiyet.com/kaynak/giybet-1.

8- Mektûbat, Said Nursî, Yeni Asya 2013, s. 467.

Okunma Sayısı: 3058
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı