"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risâle-i Nur, îman hakîkatlerini neden temsillerle anlatmıştır?

Said YÜKSEKDAĞ
30 Ekim 2018, Salı 00:02
Sünûhat kabilinden yazılan Risâle-i Nur, bu asra ve gelecek asırlara bakan mânevî bir tefsir olup, îmanî hakîkatleri akılları ve kalbleri tatmin edecek şekilde izah ve ispat etmiştir.

Asrımızın ahlakî, içtimâi, mânevî ve daha birçok yaralarına merhem olmuştur.

Risâle-i Nur’da getirilen temsiller, bütün muhatapların ders alabileceği ve istifade edebileceği bir metod ve te’sirata sahiptir. Çünkü geçmiş zamanda dinsizlik, bilgisizlik ve cahillikten ileri gelmekteydi. Şimdi ise fen, felsefe, maddiyyunluk ve inattan ileri gelmektedir. Binaenaleyh, îmanî hakîkatlerin delil ve bürhanlarla ispat edilmesi, âdeta gözle görülür derecesinde gösterilmesi bu zamanda bir ihtiyaç hatta zorunluluk hâline gelmiştir. İşte böyle bir zamanda Risâle-i Nur’un te’lif edilmesi bir inâyet-i İlâhiyedir. Nur Risâlelerinin fen, felsefe, dinsizlik ve zındıkaya karşı Kur’ân-ı Hakîm’e zırh ve kalkan olup, gelen saldırıları geri püskürtüp mukavemet göstermesi ve yıllardır tahrip edilen mukaddesâtı tamire çalışması takdire şayandır. Çünkü bu zamanda tahrip çok kolaydır fakat tamir çok zordur. Onca tahribatçıya karşı sadece Risâle-i Nur’un tamirci olarak çalışması ve de muvaffak olması, Kur’ân-ı Kerîm’in mânevî bir tefsiri ve mu’cizesi olduğunun en büyük ispatıdır. İşte böyle bir şaheser olan Risâle-i Nur, zındıkaya ve dinsizlik cereyanına hatta bütün dünyaya meydan okuyor. Onları mübareze meydanına çağırıyor. Müellifinin yanında Kur’ân’dan başka bir kitap olmadan ve çok çetin şartlar altında te’lif edilen Risâle-i Nur, üstadı olan Kur’ân-ı Kerîm’in yaptığını yaparak diyor ki, “Aklınızı başınıza alınız. Îmanın hakîkatlerini kabul ediniz yoksa mahvolacaksınız. Dünyanızı yaktığınız gibi ahiretinizi de yakacaksınız. Ahirette zillet göreceğiniz gibi inkârın, günahın bu dünyada da acılarını, elemlerini ve ızdıraplarını yaşayacaksınız.”

Zındıka ehli, pazarladığı inkâr ve günah kokan fikir ve eserlerini hem çok pahalıya hem nefisleri kendisine pervane edecek tarzda, âdeta gözlere sokarcasına teşhir edip, pazarlıyor. Buna mukabil Risâle-i Nur, her tarafta tahşidât yaparak yani îman hakîkatlerini bütün insanlığa haykırarak ve ziyadesiyle hatırlatarak, akılları, kalbleri ve nefisleri ikaz ediyor. Çünkü umumî bir tahribat söz konusu olduğundan Risâle-i Nur umumî tamirat yapıyor. Elbette böyle bir düşmanın yaptığı tahribata karşı muhafaza ve tedâvi ancak îman hakîkatlerinin temsillerle anlatılmasıyla, devamlı ve sağlam bir tahşidât ve hatırlatmalarla olacaktır. Ve böylece ehl-i îmanın îmanı ziyadeleşecek, akılları şüphelerden kalbleri vesveselerden izâle olacak ve gayrimüslimleri de îmana getirecektir inşâallah.

Îmanın da zerreden şemse kadar pek çok mertebeleri vardır. Bu mertebeler genel mânâda taklidi ve tahkîki diye ikiye ayrılır. Tahkîki îmanın da ilmelyakîn, aynelyakîn ve hakkalyakîn mertebeleri vardır. Fakat bu üç mertebenin de hadsiz dereceleri var. İşte Risâle-i Nur, îman mertebelerinin tamamına hitap ederek, taklîdi olan îmanı tahkîki yapıyor ve kat’î, sağlam ve sarsılmaz bir îmana sahip kılıyor.

Sakın “Ben böyle bir îmana nasıl sahip olacağım?” diye ye’se düşmeyelim. Çünkü Risâle-i Nur’u âvamdan havassa kadar herkes okuyabilir ve herkes kendi derecesine göre istifade ve istifâzâ eder. Çünkü Risâle-i Nur, diğer eserlerden farklı olarak “Velî ol, gör. Makámata çık; bak, nurları, feyizleri al” demiyor. Bütün insanlığa hitap ederek, “Her kim olursan ol bak, gör; yalnız gözünü aç, hakîkati müşahede et, saadet-i ebedîyenin anahtarı olan îmanını kurtar” diyor.

Elhâsıl: Fen ve felsefenin te’siri altında olan ahir zaman insanını ikna edebilmek ancak ispat ile mümkündür. İspat metodunu, temsil sırrı ile Kur’ân-ı Hakîm’den alan Risâle-i Nur; en uzak hakîkatleri dahi temsil dürbünüyle bizlere yakınlaştırmıştır. Hatta aklın alamayacağı mes’eleleri bile temsil sırrıyla aklı, kalbi, ruhu vs. duyguları vesvese ve şüphelere meydan vermeden ikna etmiştir. İşte bu nedenlerle Risâle-i Nur, îman hakîkatlerini temsillerle anlatmıştır.

Okunma Sayısı: 3656
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı