Birbirine zıt olan bu sıfatların, iman ve iradesiyle güzel olanlarını tercih ederek hayatında uygulayan insanlar bu büyük imtihanı kazanacak ve ebedî cennette ebedî saadete kavuşacaklardır inşaallah.

Bahsi geçen güzel ahlâklar içinde cömertlik en önemli olanların başında gelmektedir. Bundan dolayı bir hadis-i şerifte Sevgili Peygamberimiz (asm) “Allah bu dini Zâtı için özel seçmiştir. Dininize ancak cömertlik ve güzel ahlâk yakışır. Dikkat edin, dindarlığınızı bu iki hasletle süsleyin” buyurmuştur. Bu tavsiyeyi yapan Peygamber Efendimizin (asm) en yakın hizmetkârlarından Hazret-i Enes bin Malik (ra) “Resûlullah (asm) insanların en güzeli, en cömerdi, en cesuruydu” diye haber vermekte, Hazret-i Bera da (ra) “Resûlullah (asm) insanların en güzel yüzlüsü ve en güzel ahlâklısıydı” diye bildirmektedir.

Cömertlikle ilgili hadis kitaplarında bolca hadisler mevcuttur. Hazret-i Ali’den (ra) rivayet edilen bir hadiste “Adalet güzeldir. Fakat idarecilerde olursa daha güzeldir. Cömertlik güzeldir. Fakat zenginlerde olursa daha güzeldir. Sabır güzeldir. Fakat fakirlerde olursa daha güzeldir. Tövbe güzeldir. Fakat gençlerde olursa daha güzeldir. Hayâ (utanma duygusu) güzeldir. Fakat kadınlarda olursa daha güzeldir” buyrulmuş. (Camiü’s-Sağir, s. 1216)

Cömertlik hususunda her vesileyle ümmetini teşvik eden Sevgili Peygamberimiz (asm), Abdullah ibn-i Abbas’tan (ra) nakledilen bir hadisinde “Cömertlik, Allah’ın en büyük ahlâkıdır” buyurmuştur. Gerçekten çok cömert anlamına gelen Cevvad ismiyle yarattığı bütün canlı mahlûkatına cömertçe rızıklarını veren, ağaçların ve bitkilerin rızkını ayaklarına gönderen, hatta Kendisini inkâr eden kâfirlere bile bu dünyada rızkını esirgemeyen Cenâb-ı Hak, rahmetinin her şeyi kuşattığını göstermektedir. İbn-i Amr’dan (ra) rivayet edilen bir hadiste “İki haslet vardır ki, Allah onları sever. İki haslet de vardır ki, Allah onlardan nefret eder. Allah’ın sevdiği iki hasletten biri cömertlik, diğeri ise maddî ve manevî fedakârlıktır. Allah’ın nefret ettiği iki haslet ise, biri kötü ahlâk, diğeri de cimriliktir. Allah bir kulunun hayrını dilerse, onu insanların ihtiyaçlarını gidermekte istihdam eder.” (Camiü’s-Sağir, s. 948) buyrulmuştur.

Her hususta ümmetine örnek ve rehber olan Sevgili Peygamberimiz (asm) “Allah beni cömert ve mütevazı bir kul olarak yarattı. Beni kibirli, inatçı ve hakkı bile bile çiğneyen bir kimse yapmadı” diyerek kendisini tarif ettiği gibi, “Allah güzeldir, güzelliği sever. Cömerttir, cömertliği sever. Temizdir, temizliği sever” beyanlarıyla da Rabbimizin vasıflarından haber vermiştir. Yine bir başka hadis-i şerifinde “Cömertlik, dalları dünyaya sarkmış Cennet ağaçlarından bir ağaçtır. Kim o dallardan birine yapışırsa, o dal onu Cennete götürür. Cimrilik de dalları dünyaya sarkmış Cehennem ağaçlarından bir ağaçtır. Kim o dallardan birine yapışırsa, o dal onu Cehenneme götürür.” “Cömert Allah’a yakın, insanlara yakın, Cennete yakındır. Cehennemden ise uzaktır. Cimri ise, Allah’tan uzak, insanlardan uzak, Cennete uzaktır. Cehenneme ise yakındır. Cömert olan cahil insan, Allah’a, kendini ibadete veren cimri kimseden daha sevimlidir” buyurmakla ümmetini sürekli cömert olmaya teşvik etmiştir. Bunun gibi emsali hadisleri işiten Sahabe-i Kiram, cömertlik ve Allah yolunda hayır yapmakta birbirleriyle adetâ yarışmışlardır. Bir defasında, savaşa gidecek ordunun donatılmasında malının yarısını getiren Hazret-i Ömer (ra), içinden “Bu sefer Ebubekir’i geçtim” diye düşünür. Allah Resulü (asm) “Ne getirdin ya Ömer?” diye sorduğunda sevinçle “Malımın yarısını ya Resûlallah ‘asm)!” diye cevap verir. Biraz sonra gelen Hazret-i Ebubekir’e (ra) aynı soruyu sorduğunda “Malımın tamamını ya Resûlallah (asm)” cevabını verir. “Ailene ne bıraktın?” diye sorduğunda ise “Allah ve Resûlünü ya Resûlallah (asm)” deyince Hazret-i Ömer (ra) “Seni hiçbir cihette geçmek mümkün değil ya Ebubekir” diye takdirini ifade eder.

Bir gün Sevgili Peygamberimiz (asm) buyurdu: “Size en cömert kimsenin kim olduğunu haber vereyim mi? Allah bütün cömertlerden daha cömerttir. Ben, Âdemoğullarının en cömerdiyim. Benden sonra onların en cömerdi ise, Allah’ın kendisine ilim verip bu ilmi yayan kimsedir. Bu kimse, Kıyamet günü tek başına bir ümmet olarak diriltilecektir. Bundan sonra en cömert olan ise, şehit edilinceye kadar Allah yolunda nefsinden fedakârlıkta bulunan kişidir.” (Camiü’s-Sağir, s. 728)

İnsanda bulunan mal toplama hırsı, açgözlülük ve tamahkârlık gibi duyguları bilen ve bu yüzden cimrilik yaparak Allah yolunda bağışta bulunmaktan kaçanları ikaz eden Sevgili Peygamberimiz (asm) “Eğer Âdemoğlunun bir vadi dolusu malı olsa, ikinci vadiyi ister. İki vadi dolusu malı olsa, üçüncüsünü ister. Âdemoğlunun karnını topraktan başka bir şey dolduramaz” buyurmuştur. Kendisi için ise “Uhud Dağı kadar altınım olsa, borcum için bırakacağım dışında, yanımda üzerinden üç günün geçmesini istemem; hepsini Allah için dağıtırım” ifadesi ne kadar ilginçtir!

Hadis-i Şerifte “Cennet, cömertler yurdudur” buyuran Sevgili Peygamberimizin (asm) verdiği haberler kulağımızda küpe olmalı ve Allah’ın dinine hizmet yolunda hayatımız, malımız ve her türlü imkânımızla seferber olmalıyız. Zira buradan ne gönderebilirsek o bizim olacaktır. Geride kalan mallarımız ise bizim değil, sadece mirasçılarımıza kalacaktır.