"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Barla’dan Demokrasi ve Kalkınma Müzesine

Sami CEBECİ
05 Ağustos 2015, Çarşamba
24 Temmuz 2015 Cuma günü Barla yollarındayız. Emirdağ, Bolvadin ve Çay ilçelerini geçerek dağlara doğru tırmanıyoruz.

Dağların zirvelerinden aşağıya inerken, Eğirdir Gölünün bir bölümü olan Hoyran Gölü ve Çam Dağı bizi karşılıyor. Senirkent Ovasını geçip, göl kenarından kıvrılarak giden yollardan geçerek nihayet Yeni Asya Barla Sosyal Tesislerindeyiz. Tesis Müdürü Osman Bey, herkesi olduğu gibi bizi de güler yüzle karşılayıp yerleştirdi.

Cuma günü Eskişehir, Pazar günü İstanbul ve İzmit’ten gelen gruplarla yüz kişiden fazla olduk. Farklı şehirlerden gelen farklı dostlar ve yüzlerle kısa zamanda kaynaştık. Mehmet Kutlular Ağabey de aramızdaydı. Yetişkinler aile programı çerçevesinde her yıl Barla’da buluşmalarımız, birbirini Allah için seven dostların cennette buluşmalarının adeta dünyada bir örneğiydi.

Okuma programlarımız namaza göre ayarlanmıştı. Ezanla birlikte cemaatle kılınan namazlar, öncesinde ve sonrasında yapılan Risale-i Nur dersleri, Cennet Bahçesi, Bediüzzaman’ın Evi, Karakavak, Barla Kabristanı ve Çam Dağı ziyaretleriyle, Barla sanki âhiret âleminden bir köşeydi. Her karış toprağında Bediüzzaman Hazretlerinin ayak izlerinin hissedildiği bu mübarek beldede okunan Nur Risaleleri, daha bir başka tesirli oluyordu. Nuraniyet sırrıyla binlerce mekânda bulunması mümkün olan Bediüzzaman ve baki âlemlere göçen Nur Talebesi ağabeylerimizin ruhları da muhakkak aramızdaydı. Manevî feyzin artmasının mühim bir sebebi de onların ruhaniyetleriydi. Ene Risalesi gibi müzakereye muhtaç derin imanî konuların yanında, ikindi namazından sonra yaptığımız meslek ve meşrep dersleriyle zaman su gibi akıyordu. Hanım kardeşlerimiz için yemek, bulaşık ve temizlik gibi işleri olmadığından, onlar da tamamen Nurlara odaklanmışlardı. Günlük dört saati aşan derslerimiz oluyordu. Çokları “Burada yarım umre havası yaşıyor ve bunu hissediyoruz.” diyorlardı.

Pazar günü, Barla’yı hiç görmemiş kardeşlerimizin ekseriyetini teşkil ettiği bir otobüs ve birkaç taksiyle altmış beş kişi günü birlik Barla’ya gelip ziyaret yerlerine gittikten sonra Çam Dağına çıktılar. Akşam yemeğinden sonra tekrar Eskişehir’e döndüler. Herkesin mutluluktan yüzü gülüyordu.

Çarşamba günü gruplar halinde Demokrasi ve Kalkınma Müzesini görmeye gittik. İslâmköy caddelerinden geçerken ara sokaklardaki köy evleri 18. yüzyıldan kalmış gibiydi. Müze ve çevresine geldiğimizde birden 21. yüzyıla gelmiş gibi bir durum görünüyordu. Süleyman Demirel’in babaannesi adına yaptırılan Şehriban Hatun Camii, kütüphane ve sair binalarla çevrili Demokrasi Müzesine girdiğimizde, sanki zaman tüneline girmiş gibi olduk. Dünya siyaset tarihinde altı defa iktidardan gidip, yedinci defa tekrar başbakan olan tek siyasetçi konumundaki Süleyman Demirel, sonra cumhurbaşkanı oldu. Bunun hatırasına müzeye yedi kubbe, cumhurbaşkanlığı için de ortaya büyük bir kubbe yapılmış. Çocukluk yıllarından başlayıp, cumhurbaşkanlığına kadar bütün hayat serüveninin resimleriyle süslendiği kubbe duvarları, onun nasıl bir memleket aşığı, millete hizmet sevdalısı ve demokrasi kahramanı olduğunu belgeliyordu. Duvara yazılan şu sözleri nasıl yılmaz bir demokrat olduğunu anlamaya yeter: “Karşılaştığımız sorunların, cinsi, sayısı, ciddiyeti ne olursa olsun; onların altında ezilmeyiz! Ufkumuzu karartamayız! Geleceğimizden şüpheye düşemeyiz! Devletimize ve demokrasimize olan inancımızı kaybedemeyiz! Demokrasiden cayamayız! Demokrasiyi; öfke, üzüntü ve hiddetin kurbanı yapamayız! Çare yerine çaresizliğe talip olamayız, çare vardır. Ve bu çare demokrasinin içindedir. S. Demirel”

Anadolu’nun kurak ve çorak topraklarını suya kavuşturmak için, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünden başlayarak ülkenin her tarafında gölet ve barajlar yapan, bundan dolayı “Barajlar Kralı” ünvanını alan, memleketin maddî ve manevî kalkınması için elli yıl boyunca bütün varlığını ortaya koyan, demokrasiyi katletmek isteyenlere boyun eğmeyip onlara meydan okuyan, lâikliği vicdan ve din hürriyetinin teminatı olarak gören, hayatı boyunca Bediüzzaman ve Risale-i Nur dostu olarak kalıp, aleyhte bir tek cümle söylettirilemeyen merhum Süleyman Demirel’i, kabri başında ziyaret ederek Fatihalar okuduk. Gruptan farklı düşüncelere sahip bazı arkadaşlar onun bazı sözleri ve icraatları hakkında sordukları sorulara cevaplar verdikten sonra “Biz maalesef Demirel’i böyle tanımıyorduk.” dediler. Yeni yetişen nesiller on beş sene boyunca yok sayılan Demirel’i nasıl doğru tanıyacaklardı ki! Hatıra defterine “Bu vefakâr ve kadirşinas millet senin hizmetlerini asla unutmayacaktır. Senin yaptığın 50.000 km.’lik asfalt yolların yanında istimlak ettiğin topraklara duble yol yapanlar seni ademe mahkûm etse, yok saysa, hatta vefatından sonra ‘Her gittiğim yerde onun eserlerine rastladım’ itirafında bulunsa da, bu milletin duâsı hep seninle olacaktır.” diye yazdık. Her gün yüzlerce insanın ziyaretine geldiği Süleyman Demirel, hayattayken de Güniz Sokaktaki evi dert kapısı gibiydi. Herkesin derdine ve ihtiyacına bir çare bulurdu. Biz bunların bir kısmına şahidiz. Allah kendisine rahmetiyle muamele etsin ve taksiratını affetsin, âmin.

Aynı gün Bediüzzaman’ın müze haline getirilen Isparta’daki evini ziyaret ettik. Oradan da Sav Köyü, Eğirdir ve Nis Adasını görüp Barla’ya döndük. Bir haftalık program bittikten sonra, Perşembe akşamı Ankara yolundayız. Dört buçuk saat süren bir yolculuk sonrası kazasız belâsız Pursaklar’a ulaştık elhamdülillah. 

Okunma Sayısı: 1925
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı