"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Demokrat Cafer Ağabey

Sami CEBECİ
02 Eylül 2015, Çarşamba
Onu 1973 yılı sonbaharında tanıdım. Çok hareketli ve heyecanlı bir yapısı vardı.

O zamanlar, Bediüzzaman Hazretlerinin “hizmetkârlarım” dediği ağabeylerin istişarî kararıyla vakıf olarak Ankara’da tavzif edilmiş ve Bayram Yüksel Ağabeyin isteği üzerine Siteler dershanesine yerleşmiştim. Cafer Ağabey de, dershane binasının en altındaki elektrikli fırın fabrikasında çalışıyordu. Bu münasebetle tam kırk iki yıl birlikte hizmet ettik.

Siteler semti piyasasına sürekli fırın pazarlıyordu. Bundan dolayı tanıdık dostlar çevresi bir hayli genişti. Çok iyi bir Nur Talebesiydi. Nurları tanıyalı iki yıl olmuştu. Yeni tanıyanların hepsinde olduğu gibi, Nurları herkese tanıtmak heyecanı onda doruk noktasındaydı. Kiminle tanışsa hemen Üstaddan ve Risale-i Nur’dan bahsediyor, kitap hediye ediyor ve derslere dâvet ediyordu. Bizi de devreye sokmuştu. Her tanıdığını bizimle tanıştırıyor, içlerinden seçtiği adamlar için “Sami kardeş! Bu esnafla daha yakından ilgilen. Bunda dâvâ adamı olacak kabiliyet var. Umulur ki, bizden daha iyi bu iman ve Kur’ân dâvâsına sahip çıkar” diyordu. Bu vesileyle çok dostlarımız olmuş ve özel esnaf dersleri başlatmıştık. O dersler uzun yıllar devam etti ve gerçekten yeni insanların kazanılmasına vesile oldu.

1970’li yılların ortalarında, Siyasal İslâmı temsil eden Millî Selâmet Partisi yüzünden, içimizde bir hayli hareketlenme vardı. Nur Talebesi kimliğine sahip yirmiden fazla ismin o partide milletvekili olması ve bazı dershanelerimize gelmeleri, Yeni Asya gazetesine karşı sert bir muhalefetin doğmasına sebep oldu. Cemaatin içi kaynıyordu. O partinin diğer dinî cemaatlerin içine el attığı gibi, bizim de içimize el atması tam bir fitne hareketinin önünü açtı. Yeni Asya gazetesi, Demokrat Partinin devamı olan Adalet Partisini destekliyor ve Halk Partisine karşı, milleti onların etrafında toplamaya çalışıyordu. Zira sağ cenahtaki bölünme, Halk Partisinin işine yarıyordu. Cemaat içindeki bir grup, Yeni Asya’nın Risale-i Nur’daki içtimaî ve siyasî düsturlara dayanan çizgisini beğenmeyerek, Millî Selâmet Partisine kaydılar ve cemaatten ayrıldılar.

İşte Cafer Sürücü Ağabey, cemaat içinin kazan gibi kaynatıldığı o günlerde, Yeni Asya’nın çizgisine ve duruşuna sahip çıkan ve Siyasal İslâmcılara karşı Ağrı Dağı gibi dimdik duran kahraman Nur Talebelerinden biriydi. 1980’li yıllar boyunca Refah Partisi, şimdilerde Adalet ve Kalkınma Partisi olarak yoluna devam eden bu siyasî çizgiye asla taviz vermedi. Zira onların yaptıkları her yanlış, sadece onlara münhasır kalmıyor, hata, kabahat ve günahlarının İslâm dinine fatura edildiğini çok iyi biliyordu. Müstebit bir zihniyetin rahle-i tedrisinden geçen bu kadroların, Demokratlıkla uzaktan yakından bir alâkasının olmadığını söylüyordu. Bediüzzaman Hazretlerinin bu düşünce yapısındaki insanlara “Sizde İslâma hizmet esas ise, Demokratlara yardım edin, onlara muhalif muarız olmayın ve başa geçmeye çalışmayın” dediği halde, başa geçme sevdalarının uzun vadede hem onlara, hem Demokratlara hem vatana hem millete hem de İslâm dinine zarar vereceğini ifade ediyor ve bu hâlin gayretullaha dokunacağını tesbit ederek, çok ağır bedeller ödemek durumunda kalacaklarını beyan ediyordu. Zaman, Risale-i Nur’a dayanan bu feraset ve öngörüleri teker teker doğruluyordu.

Bir ara Yeni Asya Ankara bürosunda gazetenin dağıtım işini üstlendi. Dağıtım işini ibadet niyetiyle yapıyordu. Başarılı bir çalışma ortaya koydu. Daha sonraki zamanlarda rahatsızlandı. Gittikçe zayıflıyordu. Son görüşmemiz, Ankara Tıp Fakültesi Hastanesinde oldu. Ali Vapurlu ve Ömer Tuncay Ağabeylerle beraberdik. Kırk sekiz kiloya düştüğünü söyledi. “Üstad da vefat ettiğinde otuz sekiz kiloymuş” dedi. “Yapma ağabey! Allah izin verirse birlikte daha çok hizmetler edeceğiz. Çabuk hastalığa teslim olmak yok.” dedim. “İnşaallah Sami kardeş! Fakat vefat edersem, arkamdan Demokrat Cafer diye bir yazı yazarsın değil mi?” diye gülümseyerek adeta vefat edeceğini haber veriyordu.

Evet, insanlık âlemi bir kervan gibi gayb âlemlerinden bu dünya denilen imtihan meydanına geliyor, vazifesini bitirenler ecel tezkeresini alıp, yine bir kervan gibi berzah âlemlerine göçüp gidiyor. Demokrat Cafer Ağabey de bu kervana katılanlardan oldu. Ölene kadar da hiç istikamet ve sadâkatını bozmadı. Yüzlerce insanın Nurlarla tanışmasına ve kurtulmasına vesile oldu. Ona ne mutlu! Yetmiş üç senelik hayatını hüsn-ü hatimeyle tamamlayarak bu dünyaya gözünü yumdu, fakat âhiret hayatına gözünü açtı. Yüzde doksan dokuz ahbabına kavuştu. Güle güle koca çınar, güle güle Demokrat Cafer Ağabey! Elbette bir vakit biz de arkandan gelecek ve hep birlikte bütün sevdiklerimizle sonsuza kadar beraber olacağız.

Allah sana rahmetiyle muamele etsin, taksiratını affetsin ve makamın da Cennet olsun inşaallah, âmin. Ruhuna binler Fatihalar…

Okunma Sayısı: 2040
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdurrahman KOÇAK

    2.9.2015 11:31:54

    Demokrat Cafer Ağabeye Cenabu Allah rahmetiyle muamele etsin, taksiratını affetsin ve makamını Cennet eylesin inşaallah, âmin. Ruhuna binler Fatihalar…

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı