"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Îsar hasleti

Sami CEBECİ
13 Ocak 2016, Çarşamba
Âhirzamandan Asr-ı Saadete bir iman ve irfan köprüsü kuran Bediüzzaman Hazretleri, o zamanın Sahabe mesleğini zamanımıza taşıyarak, Allah’ın rızasına kısa zamanda ulaştıran büyük bir Kur’ân caddesi açmıştır.

Risale-i Nur hareketi, bin yıldan beri Müslümanları dinlerine daha sıkı bağlamak için hizmet veren tasavvuf ve tarikat meslekleri yerine, hakikat mesleğini esas alarak, kırk günden tut tâ kırk seneye kadar süren uzun bir manevî yolculuğa muhtaç bırakmayıp, kısa zamanda imanları kurtarmayı temin etmiştir. Zahirden doğrudan doğruya hakikate geçmek olan bu sır, Sahabe-i Kiram’da vardı. Birkaç dakika Allah Resulü’nün (asm) sohbetinde bulunan bedevî bir adam, birdenbire irşad olarak kibrit çakar gibi parlıyor ve başka insanların da irşadına vesile oluyordu. Zira sohbette in’ikâs ve insibağ olur. Yani güneşe karşı tutulan bir aynaya güneş yansır ve renkleriyle onu boyadığı misalinde olduğu gibi, o insan da manen boyanır ve başkalara muallim olur.

Asr-ı Saadetteki Sahabeler hep böyle eğitildiler ve yetiştiler. Her biri Mekke ve Medine hayatlarında binlerce insanın İslâm dini ile şereflenmesine ve imanlarının kurtulmasına vesile oldular. Onlar öyle yüksek meziyet ve hasletlere sahip idiler ki, Kur’ân-ı Kerîm’inde Allah onları övdü. Haşir Sûresi 9. âyette diğer Sahabeleri kastederek “Kendileri ihtiyaç içinde olduğu halde, onları kendi nefislerine tercih ederler.” ferman etti. Gerçekten Sahabeler bu övgüye lâyıktı.

Mekke ahalisi, Sahabeleri Ebu Talib’in arazisinde karantina altına alıp, üç yıl ambargo uyguladıkları ve açlığın had safhada olduğu bir sırada, müşrik olan birisi akrabası olan bir Sahabe ailesine gizlice et yemeği getirir. Sahabe ailesi kendileri de aç olduğu halde, yandaki komşusunun daha aç olduğunu söyleyerek ona götürmesini ister. Onlar da “Daha muhtaçlar” diyerek diğer çadıra götürmesini söyler. Böylece o bir kap yemek yedi çadır dolaşır ve en son yine “Onlar hepimizden daha muhtaç” diyerek en baştaki çadıra getirilir. Ne güzel bir feragat tablosu!

Yemame Savaşı bitmiş ve zaferi İslâm ordusu kazanmıştı. Bir Sahabe elindeki su kabıyla yaralılar arasında dolaşıyordu. “Su” diye inleyen bir ses duydu. Sesin sahibi akrabasıydı. Sür’atle o tarafa koştu ve suyu içirecekken su diye inleyen başka bir ses duyuldu. Yerde yaralı bir halde yatan Sahabe “Suyu ona götürün.” dedi. O tarafa koştu, fakat daha ileride diğer bir Sahabe daha su diye inliyordu. İkinci yaralı Sahabe gözüyle işaret etti. “Ona götür.” Su dağıtan Sahabe ulaşıp o yaralının şehit düştüğünü görünce, ikinci Sahabeye koştu, o da şehit olmuştu. “Hiç olmazsa birinciye yetişeyim.” diyerek oraya koştu, ancak o da şehitlik şerbetini içmişti. Gözyaşları içinde elinde su kabı ile orada kalakaldı. İşte Sahabeler böyleydi. Ölürken bile kardeşini düşünüyor, kardeşinin nefsini kendi nefsine tercih ediyorlardı.

Sahabe mesleğini bu asra taşıyan ve Nur Risaleleriyle Sahabe hasletlerini ihya eden Bediüzzaman “[‘Onları kendi nefislerine tercih ederler. (Haşir Sûresi: 9)’] sırrıyla ihlâs-ı tâmmı kazanınız. Kardeşlerinizin nefislerini nefsinize şerefte, makamda, teveccühte, hatta menfaat-i maddiye gibi nefsin hoşuna giden şeylerde tercih ediniz. Hatta, en lâtif ve güzel bir hakikat-i imaniyeyi muhtaç bir mü’mine bildirmek ki, en mâsumâne, zararsız bir menfaattir; mümkünse, nefsinize bir hodgâmlık gelmemek için, istemeyen bir arkadaşla yaptırması hoşunuza gitsin.” (Lem’alar, s. 394) ifadelerini beyan etti.

Bizler âhirzamanda yaşıyoruz. Hem nefislerimiz hem de çevremiz, bin cihette hile ve tuzaklarla dolu. Onlardan kurtularak Sahabe mesleğinin îsar hasletini yakalamak ve yaşamak, çok büyük mükâfatlara mazhar olmaya vesiledir. Hem Allah’ın rızasını kazanmak daha da kolay olacaktır. Cenâb-ı Hak’tan niyaz ediyoruz ki, bizleri tam ihlâsa ve Sahabelerin îsar hasletine mazhar kılsın, âmin.

Okunma Sayısı: 8250
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı