"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Öfkesini yutanlar

Sami CEBECİ
27 Mayıs 2015, Çarşamba
Yeryüzünde Allah’ın halifesi ve onun adına iş gören bir vekili olarak, en şerefli bir varlık sıfatıyla yaratılan insanın mahiyetine binlerce duygu yerleştirilmiştir.

Doğru ile yanlışı birbirinden ayırt eden akıl gücünün yanında, menfaatli şeyleri celp etmek için kuvve-i şeheviye ve zararlı şeyleri defetmek için kuvve-i gadabiye de vardır. Kızmak ve öfkelenmek kuvve-i gadabiyenin neticesidir.

Fıtraten gayet itidal ve istikamet üzerine yaratılan Sevgili Peygamberimiz (asm), gadap gücünün ifratı olan tehevvürden ve tefrit mertebesi olan korkaklıktan beri olarak, bu duygunun vasat mertebesi olan şecaat ve cesarette o kuvveyi istimal etmiştir. Bu itibarla, onun (asm) yolunu takip eden ümmeti de, dînî ve dünyevî hukuku için gerektiğinde hayatını feda eder, meşrû olmayan şeylere ise karışmaz.

Cenâb-ı Hak bu hususta mü’minlere yol gösterir: “O takva sahipleri, bollukta ve darlıkta bağışta bulunanlar, öfkelerini yutanlar ve insanların kusurlarını affedenlerdir.” (Âl-i İmran Sûresi: 134) buyurmaktadır. İnsan öfkelendiği zaman, şeytanın damarlarında gezdiğini ve bir anlık öfkeyle insana çok büyük yanlışlar ve günahlar işletebileceğini haber veren Sevgili Peygamberimiz (asm) “Öfkelendiğiniz zaman, ayakta iseniz oturun. Oturuyorsanız, uzanın. Yine öfkeniz geçmediyse, gidin abdest alın. Zira su nasıl ateşi söndürürse, abdest de öfke ateşini söndürür.” diye haber vermektedir. Başka bir hadis-i şerifte de “Asıl pehlivan hasmını yenen değil, öfkelendiği zaman öfkesini yenendir.” buyurması ne kadar ilginçtir! Atalarımız da “Öfkeyle kalkan zararla oturur” demekle ya da “Keskin sirke küpüne zarar verir.” tesbitiyle asırların birikimini bizlerle paylaşmaktadırlar.

Öfke duygusunun kontrol altına alınmasında, asrımızın büyük İslâm âlimi Bediüzzaman Hazretleri, hayatının bütün alanlarında bize muhteşem örnekler sunmaktadır. 

Onlardan sadece birisi: “İki sene evvel benim hakkımda bir müdür sebepsiz gıyabımda tezyifkârâne, hakaretli sözler söylemişti. Bir saat kadar Eski Said damarıyla müteessir oldum. Sonra Cenâb-ı Hakk’ın rahmetiyle şöyle bir hakikat kalbe geldi, sıkıntıyı izale edip o adamı da bana helâl ettirdi. 

O hakikat şudur: Nefsime dedim: Eğer onun tahkiri ve beyan ettiği kusurlar, şahsıma ve nefsime ait ise, Allah ondan razı olsun ki, benim nefsimin ayıplarını söyler. Eğer doğru söylemiş ise, beni nefsimin terbiyesine sevk eder ve gururdan beni kurtarmaya yardımdır. Eğer yalan söylemiş ise, beni riyadan ve riyanın esası olan şöhret-i kâzibeden kurtarmaya yardımdır. Evet, ben nefsim ile musalâha etmemişim. Zira terbiye etmemişim. Benim boynumda veya koynumda bir akrep bulunduğunu biri söylese ve gösterse, ondan darılmak değil, belki memnun olmak gerektir. Eğer o adamın tahkiratı, benim imana ve Kur’ân’a hizmetkârlık sıfatıma ait ise, o, bana ait değil, beni istihdam eden Sahib-i Kur’ân’a havale ediyorum. O Aziz’dir, Hakîm’dir.” (Mektubat, s. 106)

Cemiyetin en küçük parçası olan aile hayatından tut, sosyal hayatın bütün tabakalarına varıncaya kadar, her alanda karşılaşma ihtimali bulunan, her türlü doğru-eğri, insanı çileden çıkaracak ve öfke duygusunu galeyana getirecek olaylar karşısında takip edilecek yol budur. İnsan kendinden eminse ve kendinde bulunmayan şeylerle, isnatlarla karşı karşıya kalırsa, çok fazla üstünde durmamalı ve doğru bilgilerle karşılık vermelidir. Allah, kullarının her hâl ve hareketlerini gören, hatta insanların kalbinden geçenleri dahi bilendir. Hazret-i Yakub Aleyhisselâm gibi düşünmeli ve “Ben işimi Allah’a havale ettim. Şüphesiz O, muhakkak kullarını görendir.” demelidir.

Okunma Sayısı: 3781
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı