Avrupa Yeni Asya Nur Cemaati epeyce bir zamandır farklı Avrupa ülkelerinden Nur Talebelerinin katılımı ile aile okuma programı düzenliyor. Programın aile üzerine olması çok anlamlı. Çünkü insan üzerindeki bütün gelişmeler ailedeki iyileşme ile sağlanıyor. Babalar, anneler, genç kızlar, genç erkekler ve çocuklar programın birer katılımcısı ve gurublara özel ayrı eğitimciler görevlendirilmiş.

Buralarda doğan ve ömrü buralarda geçmiş bu kardeşlerimiz için artık buralar gurbet değil, onların maddi ve manevî hayat alanları. Nitekim Nur Talebeliği kardeşliği zihinlerdeki gurbet kavramını hepten kaldırmış.

Din kardeşliği ve daha özelde de Nur Talebeliği, çağın akrabalığı haline gelmiş. Yeni Asya Avrupa Nur talebeleri farklı faaliyetlerle ciddî heyecan yaşıyorlar ve hayatlarına unutulmaz hatıralar kazandırıyorlar.

Yeni bir hayat tarzı; Doğru İslam

Risale-i Nurlar asrımıza sadece bir kitap olarak gelmemistir. Kur’ân’ın sönmez söndürülmez hakikatleri olan bu eserlerle birlikte aslında bu çağa Cenâb-ı Hak asr-ı saadetin bir nümunesi olacak bir hayat tarzı nasip etmiştir.

Onun için nurculuk deyince sadece yaşanmış bir takım sıkıntılar, güç şartlarda telif edilmiş üç beş kitap ve kendini bu davaya adamış bazı serdengeçtiler gelmemelidir. Risale-i Nurlar Asr-ı Saadetin bir nümunesini yani sahabe mesleğini asrımıza ihsan-i İlâhî olarak taşımış bulunmaktadır.

Nitekim çağımızda bunca hücumlara rağmen güngeçtikçe parlayan bir hareket olarak Nurculuk müsbet bir hayat tarzı olarak dikkat çekmektedir. Nitekim gün geçtikçe yalnızlaşan dünyada her geçen gün akrabalıkları artan bir harekettir, Nur hareketi.

Avrupa’da bir cemaate tabi olmadan ayakta durmak zor

Yeni Asya Avrupa Nur Cemaati, yaşadıkları ülkelerde eğitimlerini, sosyal faaliyetlerini, kendi değerlerini muhafaza etmeyi de başarabilmişler.

Bir cemaat etrafında varlığını sürdürmeyen insanlar bir müddet sonra değer olarak kaybolup giderken, bir sivil toplum çerçevesinde aidiyeti güçlenen insanlar değerlerini kendileri yaşadığı gibi, o değerleri sair insanlara da anlatma ve yaşatma gayreti içerisinde olunca bir hayat hedefi kazanmış olmaktadırlar. İşte bu faaliyetlerden birisi; aile okuma programı. İnsanın varlığını sağlıklı sürdürebilmesi, o maddî ve manevî varlığı kendi çocuklarına, torunlarına sağlıklı taşıyabilmesi elbette düşünülmüş bir takım adımlar atmakla mümkün olacaktır.

Almanya, Fransa, Avusturya, İsvicre gibi ülkelerden aileleri ile birlikte gelen Nur Talebeleri bu aile okuma programında pek çok bireysel ve sosyal ihtiyaclarını gideriyorlar, aralarındaki bağlarını pekiştiriyorlar.

Büyükler Türkiye’den dâvet ettikleri eğitimcilerin Risale-i Nurlardan çalıştıkları dersleri dinliyorlar. O derslerin müzakerelerini yapıyorlar.

Tatili okuma programı olarak geçirmek tam bir fedakârlıktır

Bir iki gün tatilleri olan Avrupa Nur Talebeleri hemen bir okuma programı düşünüyorlar. Yani Avrupa gibi yoğun çalışma hayatının içinde, bir tatil durumunda nefsi isteklere kanmayıp, hemen bir okuma programı düşünmeleri gerçekten önemlidir. Bu yönleriyle bu kardeşlerimizi tebrikler etmek lâzımdır.

Zamanı yöneten hayatı yönetiyor

Bir kaç günü en detay saatlere kadar programlamak çok anlamlı. Avrupalıların disiplinli, kurallı hayat alışkanlığı bizim vatandaşlarımız için de söz konusu olmuş. Yine onlardaki çalısma düzeni ve disiplini, zamanı düzenli kullanma ve çalışmaya mutlaka zaman ayırma olmazsa olmaz olarak yaşanıyor.

Bunlar olumlu gelişmeler. Yani artık buradaki vatandaşlarımız özellikle de yeni kuşak dil, sosyal hayatı yaşamak, eğitim, iş hayatı noktasında yaşadıkları ülkenin vatandaşlarından farklı değiller.

Avrupa’nın farklı ülke ve şehirlerinde günlük hayatın içinde iken bizim de en çok zorlandığımız şeyler, ülkemizde bir hayat alışkanlığına dönüştüremediğimiz kurallar olmaktadır. Ama burada düşünün ki bisiklet yolundan gidiyorsanız, hemen bakışlar sizi ikaz ediyor veya günlük yürüyüş esnasında karşılaştığınız insanlara selâm vermediğinizde veya gülümsemediğinizde hemen farklı bir mimikle ikaz ediliyorsunuz.

Evet, bu ve benzeri değerlere yabancı değiliz, onları yaşamak noktasında da yabani de değiliz. Hatta Bediüzzaman’ın müjdesiyle, Avrupalıların uzun zamanlarda ancak aldıkları bu mesafeyi Müslümanlar çok daha kısa zamanda ve daha kolaylıkla aşacağız. Yani onların dağları, taşları aşarak, ayılarla, yabani mahlukatla boğuşarak uzun zamanda aldıkları mesafeyi biz havadan balonla daha hızlı aşacağız müjdesi söz konusudur. Ama müjdeler de emek istiyor.

Büyüklerin programında neler var?

Yaş gurubu ne olursa olsun artık okuma programları hayatın bir gerçeği. Doğrusu Risale-i Nur odaklı programlarda ister istemez, cemaati pek çok konular gündeme geliyor, konuşuluyor. Bu ciddî bir ihtiyaçtır. Çünkü konuştukça pek çok problemin konuşmamaktan kaynaklandığı anlaşılıyor. Programların bir diğer meyvesi, çalışılmış Risale-i Nur dersleridir.

Davet edilen eğitimcinin çalıştığı Risale-i Nur konuları müzakere ediliyor ve çok farklı noktalara ulaşılıyor. Zaten programın en mühim meyvesi de bu oluyor. Bu dersler hayata, olaylara bakış açısını oluşturuyor.

Bir de konular günlük hayatta ihtiyaç duyulan konular olunca adeta kafalarda olusan soru işaretleri bir bir gideriliyor.

Konular içerisinde insanlar neyi ihtiyaç olarak hissediyorsa; ölüm, ahiret, aile hayatı, avrupa, müslümanlar, Batılılar gibi... Elbette onların ele alınması ve sağlıklı şekilde değerlendirilmesi önem arzediyor.

Tabiî bir otelde böyle bir programın yapılması ve çocuklarla, gençlerle ilgilenen eğitimcilerin olması, yemekle, bulaşıkla, temizlikle uğraşmamak ister istemez büyükleri daha fazla dersleri dinlemeye ve müzakerelere katılmaya sevk ediyor. Doğrusu böyle bir amaç için de böyle bir tedbir değer.

Aynı yaş grubunda yetişkin insanların bir arada olması ortak faaliyetleri daha rahat yapmayı netice veriyor. Yaş grublarına göre yürüyüş, voleybol, bisiklete binme gibi sportif faaliyetler programın vaz geçilmez bir parçası oluyor ve neşeyle yapılıyor.

Aile okuma programı içerisinde bayanların okuma, dinleme ve sair etkinlik alanları daha yaygın ve zengin bulunuyor. Nitekim Nur dersleri, seminerler, uygun zaman dilimlerinde geziler dostluğun, kardeşliğin pekişmesine ciddî katkı sağlıyor. Genç bayanlar ve çocuklarla ilgilenen ayrı ayrı eğtimcilerin bulunması genç kızlar ve çocuklar için anlamlı olduğu kadar, Nur derslerine yoğunlaşabilen anneler için de oldukça istifadeli oluyor.

Belki de en dikkat çekici topluluk çocuklardır. Onların da başında eğitimcileri bulunuyor. Onlara uygun bir içerikle program asıl onların dünyalarında çiçeklerini açıyor. Çünkü onlar farklı bir ülkede doğmuşlar, farklı kültürlerin, inançların içindeler ve kendilerini sürekli kendi değerlerine motive edecek unsurlar da çok yok. Onun için böyle programlar çocuklar için hayati derecede önemli. Dolayısıyla farklı Avrupa ülkelerinden onlarca ailenin bir okuma programına iştiraki ve uygulamalar çok yönlü meyveler veriyor.

Fotograflar: M. Said Üner