"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bayram niçin ‘mübarek’tir

Sebahattin YAŞAR
26 Haziran 2017, Pazartesi
Önce size bir soru sorayım: Hayatınızda bayram boyunca gelen giden olmadan, bir bayram geçirdiğiniz oldu mu? Bunun nasıl bir psikoloji olduğunu biliyor musunuz?

Bayram gelmiş; ama ne gelen ne giden! Bu, kaldırılması zor bir yüktür.

Pekii böyle durumlar yaşanmıyor mu? Emin olun yaşanıyor. Aynı apartmanda, aynı sitede, aynı sosyal topluluklarda bu tür durumlar yaşanıyor.

Oysa halden anlamak, yakın olunca gerçekleşiyor.

On yıllardır size hizmet eden kapıcınızın bir bayram vesilesiyle evine bir gidin bakalım. Çocuklarını bir tanıyın, maddi ve manevi hayatını yerinde bir görün, bu ziyaretin ondaki karşılığına bir bakın, bunlar bambaşka şeylerdir!

Aralarında ciddi manevi hukuklar olan insanlarının eşlerinin, çocuklarının tanışmaması, bir kez bile olsun bir ev ziyareti yapmamış olmaları sizce sağlıklı bir durum mudur?

Her akraba çevresinin, her sosyal toplulukların böyle ihmal edilmiş insanları yok mu? Allah kimseyi akrabasız, dostsuz, arkadaşsız bırakmasın.

Günümüzde apartman hayatının getirdiği, insanlığa da yakışmayan bir takım ihmal manzaraları yaşanıyor. Aylar, yıllar geçtiği halde arayanı soranı olmayan, ihtiyar, düşkün, sahipsiz insanlar var. Kıyamet alameti bunlar.

‘Zaman, cemaat zamanıdır.’ hakikati şimdi daha bir anlam kazanıyor. Gelmeden, gitmeden, sevincini, kederini paylaşmadan, halini hatırını sormadan cemaat de olunmuyor, bayramlar da mübarek olmuyor.

Mübareklik, kulun attığı adımlar neticesinde Rabbin o adımdan razı olması sonucu ortaya çıkan ‘hoşluk’ halidir.

Dünyevileşmek, ziyaretleşmeyi de bitirdi. Bunun sonucu rahmet çekildi. ‘Müfritane irtibat’, kim bilir insanın başından ne belaları kaldırıyordur. Farz olan ‘sıla-i rahm’, kim bilir akrabalar arasında nice sosyal, psikolojik problemleri yok ediyordur.

Komşu iki esnafın bir sofrada oturmaları, bir kahve içmeleri kim bilir ne güçlü bağlar, ne sağlam hatırlar, nezaketler, hukuklar oluşturuyordur. Güzel niyetli adımlar, kavgaları yok ediyor, cinayetlere mani oluyordur.

Eş, dost, akraba ve yakınların ilişiğini kestikleri, dışladıkları, ittikleri insanlar belki de pek çok dramların zeminini oluşturuyorlardır. Cemaat olmanın güzel bir tarafı, ahrete dönük manevi şirket bir tarafa, dünyada bile insan kendini sosyal ve psikolojik olarak yalnız hissetmiyor.

Değişik yaşam şartları nedeniyle, farklı şehirlerde yaşayan insanların, o şehirliler tarafından bir misafir inceliğinde karşılanması gerekir.

Bir şehrin vizyonu, o şehirde misafir yaşayan insanların ruh halidir. Komşu komşunun külüne muhtaçken, komşu komşunun güler yüzüne, bayram ziyaretine, hal ve hatırının sorulmasına muhtaç değil midir?

‘Bayramınız mübarek olsun!’ diyecektim, sohbet uzadı da uzadı. İşte yazarlık böyle bir şey. Diyeceğinizi hemen diyemiyorsunuz.

‘Mübarek’ bayramlar lazım. Bayram, başlı başına bir sevinç hali, birbirini gözetmek halidir.

Bayramın mübarekiyeti de karşılıklı rıza, helalleşmek, hoşnutluktur.

Başka zamanda atamadığın adımları atarak nefsi terbiye etmektedir.

‘Mübarekiyet’; kulun, güzel niyetli ameline; Rabbin, ‘razıyım’ demesidir.

Güzel niyetli adımlar atın, Rabbim de hepinizden razı olsun!

Okunma Sayısı: 1720
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı