"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Belâları def edecek adımlar

Sebahattin YAŞAR
26 Ekim 2015, Pazartesi
On beş yıl önce yirmi otuzu bulan bir arkadaş topluluğu ile haftada bir gün müzakereli Risale-i Nur okumaları yapardık. Bu çok renkli, çok zevkli ve çok istifadeli bir faaliyetti.

O sohbetlere katıldığımızda eve dönerken bir neşe, bir sevinç hali üzerimizde hakim olurdu. Yine sohbetin neticesi ile eve döndüğümüzde ev ahalisiyle paylaşacağımız, onlara da fayda sağlasın diye biriktirdiğimiz pek çok ders notlarımız olurdu.

Bu tür derslerde insan bir eğitimin içinde buluyordu kendini.

Nefsinin terbiye edildiğini, kötülüğe olan meylinin azaldığını ve iyiliğe de meylettiğinin arttığını hissederdi.

Zaten istenen de bu değil miydi?

On yıllar geçti. Şimdi köprülerin altından çok sular aktı. Ölenler, kalanlar, yer yurt değiştirenler, arkadaş çevresi değiştirenler imtihanları ağırlaşanlar, neler oldu neler. Çocuklar büyüdü. Zaman çok şeyleri etkiledi. Hemen herkesin dünyasında bir takım maddî ve manevî gelişmeler oldu.

İbretli bir rüyanın bir arkadaşımızı tetiklemesi sonucu yeni bir adım atıldı. Rüyadan çıkarılan sonuç gereği, arkadaşlarla bir araya gelme ihtiyacı hasıl oldu. Yeniden yirmi otuz arkadaş ‘Risale okumak’ odaklı bir araya geldik. ‘Uhuvvet Risalesi’ çerçevesinde okumalara başladık.

Şimdi akademisyen, öğretmen yirmi otuz kişilik toplulukta müzakereli okumalar yapıyoruz. Her şeyden evvel okumak amaçlı bir araya gelmek çok güzel. Risale satırlarını anlamaya dönük çabalar daha bir güzel. Anladığımız satırları yaşamaya niyetlenmek ve adım atmak daha bir anlamlı.

Daha önce okuduğun bir konuyu yeniden bir daha okuyarak ona yeni şeyler ilâve etmek, zenginleştirmek, yeni yeni misaller duymak bilgi dağarcığını arttırıyor. Her ders her okunduğunda insan da hadiseler de sürekli değiştiği için farklı meyveler veriyor.

Dersten, mü’min kardeşimizde velev ki pek çok kötü sıfatlar olsa da, onda olan bir müsbet sıfat dolayısıyla ona kin ve düşmanlık besleyemeyeceğimiz anlaşıldı. ‘lütufla ıslâh’ kavramı, hastalığın ilâcı olarak ifade edildi.

‘Lütufla ıslâh’, önce duyguda değişmek demektir. Çünkü duygu kirli ise davranış güzel olmaz. Olsa bile, bu davranışlar kökü olmadığı için yani kalpte bir karşılığı olmadığı için uzun ömürlü ve etkili olmaz. Yapmacık, sun’î ve derinliği olmayan davranışlar bir müddet sonra solup gider.

Mü’min kardeşindeki yanlışlara karşı düşmanlık değil, kardeşliği tesis edecek adımlar gereklidir. Mü’min kardeşini sevmek, onun kusurlarını örtmek, ona kin ve adavet, düşmanlık, haset beslememek bir mü’min vasfıdır.

Çakıl taşı hükmündeki küçük ve belki de size öyle gelen bir mesele yüzünden ona karşı kötü duygular taşımak; akla, mantığa, insanlığa, hakikate uygun düşmeyen, bedenine, organlarına zarar vermek gibi bir garipliktir.

‘Kötülüğe iyiliğin en güzeliyle mukabele etmek’ kaidesi olağanüstü sonuçlar verebilecek bir uygulama örneğidir. Satırları okurken böyle bir duygu moduna geçebiliyoruz, ama bunun davranışa dönüşmesi çok da kolay olmamaktadır. Yine de bir araya gelip müzakereli okumalarımızı devam etmeliyiz, bir seferinde olmasa da diğer seferinde amacımız gerçekleşebilecektir.

Allah’ın rızası için bir araya gelmeklerde çok büyük meyveler vardır. Şunu biliyoruz ki, Allah’ın rızası yolunda bir saniye bir senedir, bazen de layemuttur. Ve bir ‘faal-i hayr’ın başlaması, yeryüzündeki, İslâm ülkeleri ve ülkemiz üzerindeki pek çok belâları def edecek bir adımdır.

Nur derslerinde ihlâsla Rabbimizin kapısını çalmak esastır. Hakkımızdaki hayırları celp ve şerleri def Rabbimizin bir ihsanı olacaktır.

İyi kullar, birbirimize hayırlı kardeşler olmamız halinde Rabbimiz maddî ve manevî kapıları tarafımıza açacaktır.

Yirmi otuz kardeş, güçlü duâlarla, ellerimizi açtık O’nun dergâhında, Müslümanların üzerindeki belâları def etsin diye boynumuz bükük bekliyoruz.

Allah, dilerse bir masum kulu için bile dünyanın gidişatını değiştirebilir.

Okunma Sayısı: 1724
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı