"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ben ne yapıyorum?

Sebahattin YAŞAR
03 Kasım 2014, Pazartesi
Bir an zihnimi toparladım, ‘Ben ne yapıyorum?’ diyerek kendime geldim. Baktım ki, ‘Namaz kılıyorum.’. Hakikaten şöyle bir içimde ürperme, titreme meydana geldi.

Bu nasıl bir namaz kılmak ki, kıldığım namazın şuurunda değilim. 
Ne yaptığımı, kimin huzurunda olduğumu unutmuş gibiyim.
Kayıp olarak daha ne olsun?
Hayata ‘hayat’ olacak, hayatın da ‘ruhu’ olacak ibadetin farklında olmamaktan daha büyük bir gaflet hali olabilir mi?
Tabiî hemen toparlanıp, ‘Ben ne yapıyorum?’ diyerek, bir ibadeti idrak operasyonuna geçtim.
Bu yüksek hakikatin dünyamızdaki yerini şahsım itibariyle tam olarak anlayabilmiş, idrak edebilmiş değilim.
Namazın dünyamızda ne derin bir hakikat, ne büyük bir nimet, ne muhteşem bir ikram-ı İlâhî, ne mazhariyeti yüksek bir şeref ve insanı farklı makamata yükselten bir cevher olduğunu idrakten aciziz.
Evet, namaz kılıyoruz. Tadil-i erkânı yerine getirmeye çalışıyoruz. İçindeki ruhu hissetmeye gayret gösteriyoruz. Sûreleri okuyoruz. Fakat bütün bu yaptığımız faaliyetlerin bir ibadet şuuru içerisinde, Rabbimizin huzurunda, kulluğumuzu takdim etme ibadet hali olduğu noktasında belki biraz daha gayret göstermemiz gerekliliği bu satırları hayata dâvet etmektedir.
Tabiî ki, bütün kıldığımız namazlar Rabbimize ulaşır. Tabiî ki, her biri, şuurumuz intikal etmese bile çok büyük hakikatlerdir. Tabiî ki, namazlar kulun en muhteşem huzur halidir.
Ama sanırım namazın ruhu denen halin idraki için biraz daha çalışmak, biraz daha namazda sadece namaz kılmak, zihni dış dünyanın meşgalelerinden sıyırmak ve bütün azalarıyla, bütün duygularıyla, bütün varlığıyla namaza durmak belki tam da olması gerekendir.
Yani bunu nereden anlıyoruz?     
Peygamber Efendimiz (asm) namaza durunca, neredeyse hayat dururmuş. O namaza durunca en tatlı huzur halini, en muhteşem kulluk halini, en ideal insan vaziyetini alırmış. Onun için zaman zaman secdeye kapandığında neredeyse secdeden kalkmayı unuturmuş. Sahabeler bu hal karşısında ‘Acaba Peygamberimize (asm) bir şey mi oldu?’ diye merak ederlermiş.
İşte ibadetteki lezzet o ki, insan ibadet halinden çıkmak istemiyor.
O öyle bir halet ki, insan insan olmanın en derin hazzını yaşıyor.
Her şeye hükmedenin, her şeyi Bilenin huzurunda insan nasıl mutlu olmaz. Nasıl O’nunla daha çok zamanı geçsin istemez. Nasıl O’nunla geçen zamanlarını başkaları da bilsin istemez.
Fani dünya hayatındaki makam sahiplerine yakın olmak nasıl insanı mutlu ediyorsa, ebedî hayatın sahibine yakın olmak, onunla vakit geçirmek, ona sadık bir kul olmak da her halde diğeriyle mukayese edilmeyecek bir halet olsa gerektir.
Evet, namaz kılarken, oruç tutarken veya sair ibadet halleri içerisindeyken zaman zaman durup, ‘Şimdi ne yapıyorum?’ diye bir kendine gelmek lâzımdır.
Biliyoruz ki, kendimizde olmadığımız zamanlardaki yaptığımız işlerin hayata fazlaca bir katkısı da olmayacaktır. İşte, ibadetler de öyledir. Kendimizde değilsek, yaptığımız ibadetin de farkında olmayacağızdır. Haliyle farkında olmadan yaptığımız ibadetlerin de niteliği düşmüş olacaktır. Bir paçavra gibi yüzümüze çarpılacak namazlardan, ibadetlerden Allah’a sığınmak lâzımdır.
 O zaman yapıyor olduğumuz ibadetleri de şuurluca, idrak ederek, içimize sinerek yapmak lâzımdır. Aksi halde, ‘Namaz hırsızlığı, ibadet hırsızlığı’ hırsızlığın en çirkin bir eylemi olarak karşımıza çıkacaktır.
İbadetlerin ‘ibadet’ olduğunun göstergesi ise, yapılan ibadetin kişiyi kötülüklerden alıkoyması, iyiliklere sevk etmesidir.
Bu satırlar, bir sabah namazı sonrasında, bir ‘Ben ne yapıyorum?’ sorgusu neticesinde kaleme alınmıştır.

Okunma Sayısı: 2408
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı