"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir bayram havası gibi

Sebahattin YAŞAR
31 Ocak 2018, Çarşamba
Şubat tatili vesilesiyle evimizde bir bayram havası yaşandı. Annem, kayın validem, kayın pederim, kayınlar, baldız, onların çocukları derken bir bayram atmosferi yaşadık.

İyi geçinildiğinde, haklara ve hukuklara riayet edildiğinde büyük bir nimet olan akrabalık; eğer hak ve hukuklar gözetilmezse, saygı ve sevgi hakim olmazsa, o vakit tam da bir azaba dönüşüyor.

Dinimiz, akrabalarla ‘sıla-i rahim’i, görüşmeyi emretmiş, hatta akrabalarla görüşmemeyi münafıklık alâmeti saymış. Akrabalarla görüşmek insanın psikolojisine olumlu ciddî bir katkısı olduğu gibi, insanın sosyal hayatına da çok olumlu katkıları bulunuyor.

Sıla-i rahimde maddî ve manevî bir dayanışmanın, kalbi bir birlikteliğin, karşılıklı hukuku korumanın, muhabbetin temelleri atılıyor.

Gitmediğinde, görüşmediğinde ise, insan birbirine karşı soğuyor, yabancılaşıyor. Öyle olunca da, en küçük bir problemde aralarında hiçbir hukuk yokmuş gibi kavgalar çıkıyor. Çünkü yakınlık duygusu, akrabiyet zedelenmiş oluyor.

Aslında problemlerin çıkış noktası dinin koyduğu kaidenin çiğnenmesidir. Akrabalarla görüşmeyi, konuşmayı, hak ve hukuku gözetmeyi emreden dinimiz, aynı zamanda onlarla nasıl ve ne şekilde, hangi ölçüler çerçevesinde görüşmek gerektiğinin de sınırlarını belirlemiştir.

Dinin koyduğu kuralın ne azı, ne fazlası fayda ihtiva etmez. Buradaki belirlenen emrin altında karşılıklı hukukları koruma gibi hikmetler vardır.

Demek, akrabalarla görüşmenin de bir vasat çizgisi, ölçüsü bulunuyor. Bağlantıları kesecek düzeyde bir hak hukuk tanımazlık da, aile sınırlarını çiğnemek anlamında bir birliktelik de yanlış.

Her ailenin, şartları ne olursa olsun kendi iç dinamiklerine saygı duymak gerekiyor. Elden geldiği ölçüde birbirine maddî ve manevî yardımcı olmak bağları güçlendiriyor.

Ne acı ki, ülkemizde akrabalar arasında yaşanan, dargınlıklar, kavgalar, cinayetler, maddî ve manevî hak hukuk ihlâlleri çokça görülmektedir. Zaten bu durum da akrabalık hukukunun bilinmediğinin göstergesidir.

Doğrusu küsmek kolay, kavga kolay, hukuk çiğnemek kolaydır. Zor olan, darılmamaktır, kavga etmemektir, sıla-i rahmi kesmemektir.

Neyse, biz işin pozitif tarafına dikkatleri çekelim ve bizi şimdilerde oldukça mutlu eden, evimize bir bayram havası yaşatan bir kesitten bahsedelim.

Geçtiğimiz hafta önce kıymetli anacığım evimizi şereflendirdi. İnsanın işten eve döndüğünde, evinde bereket direği, rahmet vesilesi, musîbet dafiası anasının, babasının olması ne büyük bir nimet.

Ayrıca Şubat tatili vesilesiyle kayın validem, kayın babam, baldız ve çocukları, kayın biraderler, eşleri ve çocukları evimizi şereflendirdiler.

Doğrusu çok mutlu olduk. Şubat tatili bize yaradı. Farklı farklı şehirlerden akrabalarımız kapımızı çaldılar. Neşelendik. Keyiflendik. Gezdik, dolaştık, yedik içtik, çok şükür.

Birlikte akşamları akraba dersleri yaptık. Hak ve hukuklarımızı bir kez daha yeniledik. Bu türlü görüşmelerin hiç değilse yılda bir kez olması gerektiğine kanaat getirdik. Bunun çok yönlü faydalarının olduğunu bizzat müşahede ettik.

Büyük kızımızın okuduğu derste, yaşlı anne babaların çocuklarıyla birliktelikleri, aslında onların kendilerinden ziyade yanında bulundukları evlâtları için bir define olduğuna dikkat çekiliyordu.

Risale-i Nur’da geçen ‘define’ kavramlarından birisi anne baba hakkı hukukunun anlatıldığı 21. Mektup’ta geçmekteydi: “Eğer ahiretini seversen işte sana mühim bir define; onlara hizmet et, rızalarını tahsil eyle. Eğer dünyayı istersen yine onları memnun et ki onların yüzünden hayatın rahatlı ve rızkın bereketli geçsin.”

Biz de ‘define’ye dikkatleri çekelim istedik.

Okunma Sayısı: 1627
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • zeki şimşek

    31.1.2018 14:47:07

    Güzel bir yazı.kaleminize sağlık.başarılar dilerim

  • Abdurrahman KOÇAK

    31.1.2018 09:21:28

    Teşekkürler Sayın Sebahattin Yaşar...Çok önemli bir içtimai konu...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı