"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir ibadet seferberliğine ihtiyaç var!

Sebahattin YAŞAR
08 Ekim 2014, Çarşamba
Şanlıurfa’da, önceki günlerde yapılan ‘Doğu-Batı Kardeşlik Platformu’ programına katıldık. Farklı şehirlerden, farklı pek çok sivil toplum teşekkülleri üyeleriyle bir araya geldik. Birbirimizi dinledik. ‘Ortadoğu’daki Yeni Gelişmeler ve Çözüm Süreci’ ile ilgili farklı farklı camiaların içinde bulundukları düşünceleri tanıma imkânına sahip olduk.
Biz de bu oturumda, Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin İslâm dünyası için ortaya koyduğu reçete ve çözüm teklifi anlamındaki Hutbe-i Şamiye isimli eserindeki hastalıklara ve Kur’ânî çözüm tekliflerine dikkatleri çekmeye çalıştık.
Anlatılanlar, İslâm dünyasında yaşananların günü birlik yorum ve tedbirlerden ziyade, kalıcı ve uzun vadeli adımlar gerektiren projeler olduğunu gösteriyordu. Yani tam da Bediüzzaman’ın bir ‘hayat hedefi’ olarak ortaya koyduğu ve İslâm dünyasındaki pek çok problemin ‘çözüm masası’ hüviyetinde olan, Medresetü’z-Zehra Üniversite modeli, bir ciddî, acil ihtiyaç olarak kendini gösteriyordu.
Nitekim pek çok katılımcının özellikle ismini zikrettiği ve projelerinden bahsettiği Bediüzzaman ve eserleri, tam bir ‘birleşme noktası’ oldu. Durum onu gösteriyor ki, Doğu ile Batıyı, Kuzey ile Güney’i kucaklaştıracak olan yine Bediüzzaman ve onun hizmet tarzı ve Kur’ân tefsiri Risale-i Nurlar olacak.
Risale-i Nur’ların müsbet hareket tarzı, bütün farklılıkların birbirinden istifade etmesini netice verecektir.
Kıymetli kardeşim İlhan Cevheri ile katıldığımız platformda, bizi bir zamanlar siyasetçilik ile suçlayanların siyasetin ta orta yerinde bulunduğunu, ama camia olarak bizim de çok içe kapandığımızı anladık.
Yani mesleğimizi, meşrebimizi; hizmetlerimizi, iman ve Kur’ân derslerimizi; dergilerimizi, gazetemizi insanların mekânlarına gidip, anlatmak, paylaşmak, dertleşmek gibi konularda adım atmamız gerektiğini anladık.
Cevheri ile, ‘Böyle tartışma platformlarına onlarca akademisyen arkadaşla katılmamız ve gündeme Kur’ân hakikatleri nurları katmamız gerekirken ne acı ki, birikimlerimiz enerjilerini başka alanlara sarf ediyorlar.’ diye, ikili konuşmalar yaptık.
***
Bizim platformda gündeme getirdiğimiz konulardan birisi de, ‘Bir ibadet seferberliğine ihtiyaç var.’ manası etrafındaki, Müslümanların başına gelen belâlar dolayısıyla, şöyle bir öze dönüp, bir silkinmek ve ibadetlerimizin kalitesini arttırmak, sıhhatini arttırmak ve ibadetlerimizi de duâlarımızı da zenginleştirmek gerekliliği oldu.
Burada, İşaratü’l-İ’caz isimli eserin, Bakara Sûresi 21-22. âyetleri tefsirindeki, ibadetlerin sosyal hayata olan olumlu katkısını gündeme getirdik.
Siyasiler siyasetlerini yaparken; sivil toplum kuruluşlarının, iman ve Kur’ân hizmetleri ifa edenlerin de siyasallaşmadan çalışmalarının gerekliliği ifade edildi.
Oturumda şunu da ifade ettik ki, dindar hükümetlerin iktidarda oldukları dönemlerde Müslümanların imtihanları daha da zorlaşıyor. Onun için hiçbir rehavete kapılmadan; devletten de, hükümetten de bir destek beklemeden, yani hizmetini hükümete endekslemeden her sivil toplum kuruluşunun faaliyetlerini arttırması, belki ülkemizin başındaki belâların def’ine ciddî katkı sağlayacaktır.
Platform’da ayrıca, Türkiye olarak, yeni bir imtihan ile baş başa olduğumuz dikkatlere sunuldu ve duâların arttırılması gerektiği ifade edildi.
Tabiî yaşanan durum ne olursa olsun, Allah’ın rahmetinden ümidi kesmeden, milletçe uyanık durarak, tuzaklara düşmeden, belki de şöyle bir toparlanıp, gerek siyasiler ve gerekse fert fert bütün insanlarımızın, ‘Başımıza bu musîbetler neden geliyor?’ diyerek, yaptığımız hatalardan dolayı tövbe edip, ibadet ihmallerimizi ortadan kaldırmak ve yeni bir ibadet programı oluşturmak her vicdan ehlinin düşünmesi gereken bir konudur.
Umumîleşen ibadet ihmallerinin umumî belâlara, musîbetlere dâvetiye çıkaracağı açıktır. O zaman ibadetlerimizi muhasebe altına almak aklın gereği olacaktır.
Tabiî kadere fetva verdiren yanlışlarımızdan da birey olarak da siyasîler olarak da geri dönmeliyiz.
Ülkenin manen bir halaskârı olan Risale-i Nur eserlerinin basımı ne devlet tarafından ve ne de yayınevleri tarafından halen daha baskıya girmiş değil.
Bazen de musîbeti dâvet eder bir hale geliyoruz.
Bu noktada eleştirilere kulaklarını tıkayanlar, musîbetler karşısında merhamete liyakati kaybediyorlar.
Okunma Sayısı: 1098
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı