Bugün geçmiş üzerine bina edilecektir. Geçmişten ders alınacaktır. Dersi alınacaktır ki, geçmişin hataları tekerrür etmesin.

Yeni kuşaklara uygun yeni tarzlar, metotlar geliştirilmelidir. O zaman yeni kuşağı da tanımak gereklidir. Bu takdirde geçmiş ile şimdinin birleşmesi lâzım ki, bir gelecek inşa edilebilsin.

Risale-i Nur hizmetleri için de durum aynı. Bu hizmetlerin bu noktaya gelmesinde emeği geçen büyüklerin tanıtılmasına ihtiyaç var.

Bediüzzaman’a hizmet etmiş talebelerinin her birinin ayrı bir husûsiyeti vardır. O husûsiyetler bilinmelidir ki, şimdiki gençler o husûsiyetlerden hangisi kendisi ile örtüşüyorsa onu kendine model alsın.

Risale-i Nurlar’ı yeni tanımış gençlerimize aydın, samimî, kahraman, fedakâr Nur Talebeleri tanıtılmalıdır. Onların hayatları okutulmalıdır. Hayatta olanlarla gençler tanıştırılmalıdır.

Pazar Grubu gençlerimizle bu serüveni başlatıyoruz.

Önümüzdeki haftalarda Pazar derslerimizden bazılarında dâvet ettiğimiz bir ağabeyi, Risale-i Nurlar’ı nasıl tanıdı, ne gibi hatıraları oldu, neler yaşadı dinlemek istiyoruz. Bu yolda yürümüşleri dinlemeliyiz ki, rota şaşmasın.

Genç, bir dâvânın ‘dâvâ adamları’nı görmek istiyor. Onların nasıl hizmet ettiklerini, nasıl oturup kalktıklarını, nasıl insanlarla muhatap olduklarını, nasıl okuduklarını, nasıl hizmet ettiklerini bilmek, görmek istiyor.

Biz de bu bilgiden hareketle, yaşı ne olursa olsun, hizmet emeği, hizmet hatırası olan büyükleri gençlerle buluşturmayı amaçlıyoruz. 

Arkadan gelenlerin, önde yürüyenleri görerek, bu yolda nasıl yürüneceğini bilmesi lâzım. 

Hiçbir dâvâ öncüsüz olmaz. Geçmiş yoksa gelecek de olmaz.

İlerlerken, zaman zaman geriye dönüp bir bakmak lâzımdır.