"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cennetî atmosfer

Sebahattin YAŞAR
06 Ocak 2017, Cuma
"Okuma programları cennetî bir atmosfer oluşturuyor. Unutulmaz, yok olmaz hatıralar kazıyor zihinere. İhlâsın, tesanüdün, muhabbetin yürüyen halini görüyorsunuz. Böyle bir topluluk içinde olduğunuz için İftİhar ediyorsunuz. Ne mutlu kadrini, kıymetini bilenlere."

ÜÇ UÇAK SEFERİ İPTALİ ALTINDA RIZKIMIZ DA BİR ETKENMİŞ 

Bizim de Şanlıurfa’dan katılmayı planlandığımız Almanya-Münih-Augsburg Risale-i Nur okuma programıma katılmamız biraz maceralı oldu. Şanlıurfa-İstanbul uçağımızın hava muhalefeti dolayısıyla iptal edilmesi birden planların alt-üst olduğunu düşünmemize sebep oldu. Ama, ‘Görelim Mevla neyler, neylerse güzel eyler’ inancıyla kapıları çalmaya devam ettik. Yolcuların bir kısmını Gaziantep’e servisle götürmeyi planladılar. Biz de bu sürece katıldık ve gece yarısı yollara düştük. İki üç saatlik bir yolculuktan sonra oradaki 04.50 uçağımızın da uçuşu iptal olunca, ‘Her halde bu yolculuk olmayacak’ gibi düşünce iniş-çıkışları yaşamaya başladık.

Bu sefer sonraki 05.10 uçağı için uğraşmaya başladık. O da bir müddet sonra doldu. Bize yer kalmadı. Artık ertesi güne yönümüzü döndük ve saat 13’e biletimizi aldık, aynı zamanda Almanya-Münih uçağımızın da aktarma saati değiştirildi. Derken o gecemizi THY’nin belirlediği otelde Antep’te geçirdik.

Tabiî gece saatlerinde Gaziantep’in ara sokaklarında gece mönüsünü düşünmeye başladık. O esnada yine uçuşu iptal olan THY Erbil uçağının genç pilotlarıyla ara sokaklarda çorbacı aramaya başladık. Sonunda bulduk. Kaptan pilotlar işi biliyorlar. Daha önce buralara gelip gitmişler. Epey bir ara sokak yürüyüşünden sonra mekâna ulaştık. Kaptanlar bana Beyran Çorbası içmemi tavsiye ettiler. Ben de bu pilotların bir bildiği vardır diyerek, Beyran Çorbası’nı kaşıklamaya başladım. Hakikaten de gecenin o saatinde bedenim yeni bir şoklama ile karşılaşmıştı. Yemek çok güzeldi. Demek ki, bütün bu uçak iptallerinin altında bizim buradaki rızkımız da bir etkenmiş diye düşündük.

Şunu anladık ki, ortaya çıkan neticeyi iyiye yormak lâzım. Bir yerde bir rızkınız varsa, onu almadan bir yerlere gidemiyorsunuz. Yine aynı serüvenin içinde tanışmış olduğumuz Dahok’lu aileden Aşit Bey, Dahok’tan Gaziantep’e annesini tedavi ettirmek amaçlı Türkiye’de gelmişler.

Tabiî sohbetimiz esnasında kendi yaşadıkları coğrafyanın zorluklarını paylaştık. Fakat görülüyor ki, İslâm kimliği ve beraberinde ortaya çıkan günlük hayattaki örfler, âdetler bu kimliğin etkisiyle şekillenmiş durumda. Konuştukça gelinen nokta, İslâm birliğinin, ittihad-ı İslâm’ın herkesin gönlünde yatan aslan olduğu anlaşılıyor.

Ama hem Amerika gibi bazı ülkelerin veya bazı odakların bu birliğin tahakkuk etmemesi için de politikalar geliştirdiği ortada.

TAM DA OKUMA PROGRAMI MEKÂNI

Ertesi gün gecesinde Augsburg’a ulaştığımızda, yine her zaman olduğu gibi yüzü gülen nuranî insanlar karşıladı bizi ve hemen okuma programı mekânına geçtik. Bir köy görünümündeki yerleşim yeri, tam da bir okuma programı mekânı durumunda. Kiralanarak kalınan bu mekânda, yemekhane, yatakhane ve seminer salonu şeklinde planlanmış bir eğitim ortamı. Zaten normal zamanlarda da gençlik kampı merkezi gibi bir hüviyet içerisinde çalışıyor.

Doğrusu, bir gencin ihtiyaç duyacağı pek çok tedbir burada alınmış durumda. Masa tenisi, basketbol, futbol, voleybol, yürüme imkânları gibi pek çok imkân var.

Okuma mekânına ulaştığımızda hemen kapıda günlük program akışları saat saat belirlenmiş. Yemek saatleri, namaz saatleri, seminer saatleri, gezi ve serbest zaman saatleri planda yer almış. Bu hassasiyetten de anlıyoruz ki, insana bir şey kazandıran, devletlere bir şey kazandıran ‘disiplinli çalışma’dır. Disiplinin olmadığı yerde bir başarı da hasıl olmuyor.

Seminer programlarından sonraki çay saatleri ve yemek saatleri doğrusu neredeyse eğitim saatlerinin içinde yer alıyordu. Çünkü seminerde, yapılan derslerde gündeme gelen konular diğer serbest saatlerinde müzakere konusunu oluşturuyordu.

Bu birliktelikle aynı zamanda herkesin kendi mahallindeki bazı konuları da mütalâa etme, istişare etme, görüş alış verişi yapma gibi çok yönlü bir etkileşime dönüştü.

Almanya’da güzel olan bir diğer şey de, buradaki kardeşlerimiz kendi içinde oldukları mesleklerinin birikimlerini cemaat içindeki hizmetlerde de gösteriyorlar. Meselâ mesleği aşçılık olan bir kardeşimiz ister istemez programların yemek işleriyle meşgul kişisi haline geliyor. İşte mesleği fırıncılık olan kardeşimizin yemek faaliyeti saatlerinde mutfaktan çıkmaması ve zevkle mesleğinin gereklerini sergilemesi gibi ayrı bir haz yansıması görülüyor.

Bir yerde bir çiğköfte çalışması varsa orada mutlaka bir Urfalı faktörü vardır. Nitekim buradaki çiğköfte faaliyetinde de Urfalı Ömer Ağabeyimizin maharetini görme ve tatma imkânına sahip olduk. Doğrusu Urfalılara da bu çiğköfte yakışıyor.

Yeme içmenin de nasıl muhabbete, istikamete, ittihada dönüştüğünü insan böyle ortamlarda görüyor. Yemek esnasında öyle konular konuşuluyor ki, neredeyse yenilen yemek unutuluyor.

MUHABBET HİZMETİN YAKITI

Üniversite şehri Münih’in hemen merkezinde yeni yeni altyapısı oluşturulan bir Medrese-i Nuriyemiz. Tamamen yeni bir topluluk. Öğrencisiyle, esnafıyla, çalışanıyla yeni bir Nur dersi mekânı. Güzel hizmetler yapacağı anlaşılıyor inşallah.

Önceki aile programında tanıştığımız Fatih kardeşimle yeni bir program daha gerçekleştirdik. Bu iyiye alâmet. Gelişmeler onu gösteriyor ki, yeni yeni programlarla hayat devam edecek. Münih yakın gelecekte meşveret kararıyla atılan bu tohumların meyvelerine kavuşacak.

Yine Augsburg cemaatinin temsilcisi görevindeki Ali İhsan kardeşimizin şevk dolu çabası ve davranışlarına yansıyan ihlâsı hakikaten yüksek tesirini gösteriyor. Augsburg’ta mütesanid bir heyet var. Muhabbetleriyle çalışıyorlar. Tebrikler.

Muhabbetin hizmetin adeta yakıtı olduğunun farkındalar. Ali kardeşimizin biz programdan döndükten sonraki mesajına baktığımızda, hizmet etmesinin sırlarının nerelerde gizlendiği de anlaşılıyor.

Kendisiyle uçak iptallerinde yazıştığımızda hiç sonuca karışmadan, yüksek bir tevekkül hali ile, ‘Allah yolunda cihad edenlerlesiniz abi! La tahzen’ diyerek, güzel niyetlerle adım atıp, sonrasına, neticeye karışmamamız gerektiğini gösteriyordu.

Ali kardeşimizin program sonrasındaki ilettiği notta da, yine şevk vardı, yine Risale-i Nurlardan aldığı dersler vardı: “Barekallah, ihlâs düzeyimizi bir kez daha mütalâa ettik. Bir sürü eksik-gediğimizi gördük. Rabbim muhabbeti, uhuvveti, şevkimizi elimizden almasın. Yumuşak üslûplu Nur Talebesi kardeşlerimizin varlığından bir kez daha istifade ettik. Allah ebeden razı olsun, Rabbim istikametten ayırmasın.’ Amin, elfü elfü amin.

Övgülerde kesinti yaparak paylaştığımız mesajdan anlaşılıyor ki, her program bir yenilenme, bir fark etme, bir düzeltme, şevklenme gibi anlamları taşıyor.

NUR TALEBELERİNİN İMTİHANI

Okuma programı faaliyeti içerisindeki okunan Risale-i Nur dersleri de çok önceden belirlenerek, çalışılarak ve gündeme de uygun olarak planlanmaktadır. Nitekim bu programın öncelikli konusu ‘Müslümanların ittihadı nasıl temin edilecek? İttihad-ı İslâm nasıl ve hangi zeminde, hangi kriterlerde sağlanacak? Cemaatlerin bile pek çok konuda ittihad edemediği bir ortamda, bütün Müslümanların ittihadı nasıl olacak?’ gibi sorular etrafında cevaplar arandı.

Durum onu gösterdi ki, önce bu Kur’ânî hakikatleri okuyan, dinleyen ve yaşamaya çalışan Nur Talebelerinin birbirlerini anlamaları gerekecek. Doğrusu yakışan da budur. Önce Nur Talebeleri işlerini istişare ile yapacaklar. Şahs-ı manevî oluşturacaklar. Müsbet hareket edecekler. Birbirlerini tenkit etmeyecekler. İstikametle ittihad edecekler. Meşreplerde muhabbet hâkim olacak. Adaleti, hakkaniyeti önce onlar yaşayacaklar.

İşte bu ağır imtihan soruları da Nur Talebelerinin imtihanları olsa gerektir. Şu an hal-i âlem, gelişmeler, hadisat Nur Talebelerinden bu adımları bekliyor.

Kâinatın hadisatıyla alâkalı olan Kur’ân’ın hakikatlerinin terennümü olan Nurlar elbette çok yönlü meyveler veriyor. Okuma programları kendi içinde güçlü dinamikler taşıdığı gibi, program bittikten sonra da iletişim araçlarıyla konular ele alınmaya, hatta bazı projeler işletilmeye, yeni kararlarla hizmetler yapılmaya devam ediyor.

Program bittiği gün gerçekleştirdiğimiz çiğköfteli veda faaliyeti, hiç veda faaliyeti gibi değildi. Bir program bitti, diğeri başlıyor şeklinde bir tatlılık hali ihtiva ediyordu. Meleklerin gıpta ettiği kardeşlik kucaklaşma sahnelerinde, bir daha ki programın temelleri bile atılmış oluyordu. Güzel olan da bu.

Evet, evet program bitmiyordu, büyük programların bir parçası, bir aşaması tamamlanmış oluyordu. Okuma programı sonrası, derslerde gündeme gelen konular, dönüş yolculuklarında, mesaj paylaşımları ile müzakereler, mütalâalar devam ediyor.

İşte size program sonrası Münih dönüş yolculuğumuzda araç içinde mütalâa ettiğimiz bir konuyla ilgili Münih temsilcimiz Fatih kardeşimizin ilettiği bir mesaj:

“Madem beşerin ihtiyacatı hadsiz ve düşmanları nihayetsiz ve kuvveti sermayesi pek cüz’i, hususan dinsizlikle canavarlaşmış, tahribatçı, muzır insanların çoğalmasıyla elbette ve elbette o hadsiz düşmanlara ve nihayetsiz hacetlere karşı, imandan gelen nokta-i istinad ve o nokta-i istimdad ile beraber hayat-ı şahsiye-i insaniyesi dayandığı gibi hayat-ı içtimaiyesi de yine imanın hakaikından gelen şûrâ-yı şer’i ile yaşayabilir. O düşmanları durdurur, o hacetlerin teminine yol açar.”

ŞAİRANE KAPANIŞ

Ömer Faruk Özaydın kardeşimizin program kapanışındaki paylaşımı daha bir şairane ve daha bir muhtevalı. “İhlâs, uhuvvet, tesanüd' başlığını taşıyor.

Dediler: İhlâs, uhuvvet, tesanüd’ dersiniz, izah et...

Dedim: Güney Avrupa Nur Cemaati’dir.

Dediler: Kimdir bunlar?

Dedim: Augsburg, Avusturya, Münih, İsviçre, Fransa, Nunberg.

Dediler: Tamamı mı?

Dedim: Seçilmişler.

Dediler: Kimler seçilmiş?

Dedim: Augsburg’tan Ali Afyoncuoğlu’dur. İsmail Kalaycı’dır, Mikail’dir, Hüseyin Dalyan’dır, Mehmed’dir, Kadir’dir, ameliyattan yeni çıkmış Mehmet Köse Ağabeydir, Mustafa Köse’dir, Ayhan’dır, Hüseyin Berk’tir, Mahir Geprem’dir ve her programda olup bu defa programa gelemeyendir.

İsviçre: Mustafa Aydın’dır, Gökhan Kızılırmak'tır.

Avusturya: İsmail Öztaş’tır, Hacı Polat’tır. Her defasında gelip bu defa görevleri icabı gelemeyen Mikail Yaprak Ağabey, İsmail Sarıömeroğlu’dur vs.

Nürnberg: Ramazan Yeni’dir, bu fakir ve gelemeyenlerdir.

Program için ta Urfa’dan zor şartlarda, semalarda gezerek dersleriyle bizi ihya eden Sebahattin Yaşar’dır.

Beraber kılınan namazlardır, tesbihattır, derslerdir, yoğrulan çiğköftedir, bostanadır, tatlıdır, çaylardır, kahvelerdir. Tadına doyulmayan levhalardır.

Dediler: Programda emeği geçenlere teşekkür ettiniz mi?

Dedim: İşte ihlâs budur, ‘in ecriye alellah’ sırrına mazhar olanlar, ‘rıza-yı İlâhî ve iltifat-ı Rahmani ve kabul-ü Rabbani öyle bir makamdır ki, insanların teveccühü ve istihsanı, ona nispeten bir zerre hükmündedir.’

Dediler: Tesanüd...

Dedim: Bu program gibi nice programların ve bir kitap etrafında toplanıp derslere gelelerin görüştüğü iştir.

Dediler: Uhuvvet.

Dedim: Bir dahaki program ne zamandır diye sorup, kardeşlerini şimdide özleyenlerdir.

Sahi bir dahaki program ne zamandır?

***

Evet, okuma programları Cennetî bir atmosfer oluşturuyor. Unutulmaz, yok olmaz hatıralar kazıyor zihinlere. İhlâsın, tesanüdün, muhabbetin yürüyen halini görüyorsunuz. Böyle bir topluluk içinde olduğunuz için iftihar ediyorsunuz. Ne mutlu kadrini, kıymetini bilenlere.

Avrupa Yeni Asya Nur Cemaatinin hizmetleri, yeni yeni güzel gelişmelere gebe. Atılan Nur tohumları, yeni yeni meyveler veriyor. İstikbal aydınlanıyor. Gelecekle ilgili insan yüksek ümit taşıyor. Haza min fadli Rabbi.

Okunma Sayısı: 3502
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Bahtiyar ISPARTALI

    6.1.2017 09:19:13

    Gayretlerinizi tebrik ediyoruz.

  • Abdurrahman KOÇAK

    6.1.2017 09:01:55

    Binler Tebrikler Avrupa Yeni Asya Nur hadimlerine...Allah sizlerden ebediyyen razı olsun...Allah istikametten ayırmasın...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı