"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Doğruluk lâzım, doğruluk!

Sebahattin YAŞAR
19 Temmuz 2017, Çarşamba
Münâzarât’ta herkesi kapsayan ilginç bir soru soruluyor:

‘Her şeyden evvel bize lâzım olan nedir?’

Gelen cevap çok net: ‘Doğruluk’.

‘Daha?’ deniyor,

‘Yalan söylememek’ deniyor.

‘Sonra’ deniyor,

‘Sıdk, ihlâs, sadâkat, sebat, tesanüd.’

‘Yalnız?’ 

Yani sadece bunlar mı denilmek isteniyor.

Gelen cevap: ‘Evet’ şeklindedir.

Oysa şu dört kelimeden birisinin gereğini yapmak bile tedavinin başlaması demek.

Ve sonra ‘Neden?’ tahlili yapılıyor.

Çok sağlam bir cümle ile de ‘Neden?’ sorgulamasının cevabı veriliyor;

‘Küfrün mahiyeti yalandır. İmanın mahiyeti sıdktır.’

Ve, ‘Hayatımızın bekası imanın ve tesanüdün devamıyladır.’ cümlesiyle de, istikbalin ne ile temin edileceğinin uçlarını veriyor.

Doğruluk, bu zamanda Müslümanların en büyük imtihanı da bu sanki.

En büyük darbeyi ‘doğruluk’ cephesi almış.

Hutbe-i Şamiye’de, Bediüzzaman, sıdkı, içtimaî ve siyasî hayatta ‘ölmüş’ olarak tanımlamış. Yani doğruluk, ölmüş.

O zaman yaşayan nedir?

Yalan, kizb. Eyvah!

Nar ve nur gibi, Şark ve Garb kadar birbirinden uzak olması lâzım gelen, iki kavram, aynı tezgâhta satılır hale gelmiş. Aynı insan hem yalan söylüyor, hem doğru söylüyor. Acı ki ne acı!

‘Necat yalnız sıdkla, doğrulukla olur.’ Bundan daha net, keskin ifade kullanılabilir mi?

Bediüzzaman, ‘Öyleyse sosyal hayatın esası olan sıdkı, doğruluğu içimizde ihya edip, onunla manevî hayatımızı tedavi etmeliyiz.’ diyor.

Sadece sözde değil, davranışlarda değil; tavır, tutum, jest ve mimiklere kadar sinmiş, içinde zerre kadar hile bulunmayan bir doğruluk aranıyor.

O zaman adım atmak isteyen için durum net:

Ümitsizliğin ölmesi lâzım. 

Sıdkın, doğruluğun dirilmesi gerekir.

Muhabbet her halükârda devam etmeli.

Heva ve hevese tabi olanlara da, ‘Yazıklar olsun!’ demek lâzım. 

Gerçekten yazıklar olsun!

Okunma Sayısı: 3007
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Üzeyir Memişbey

    20.7.2017 14:40:41

    Tebrik ederim. Çok güzel yazmışsınız.İnşaallah bu gayretleriniz doğruluğun,dürüstlüğün pekişmesine yardımcı olur. Allah kaleminize güç ve kuvvet versin, doğruluk üzere daim eylesin.

  • Abdullah TUNÇ

    19.7.2017 18:11:17

    Hakikaten bugün en çok yokluğu hissedilen kavramlardan birisi,belkide birincisi ''Doğruluktur.'' ''Evet,Müseylime-yi esfel-i safiline düşüren KİZB olduğu gibi,Muhammedü'-l Emin Aleyhissalatü Vesselamı âlâyı iliyyine çıkaran sıktır ve DOĞRULUKTUR.'' ''Kizb ile doğruluk ortasındaki mesafe o kadar kısalmış ki adeta omuz omuza vermişler.Maalesef propaganda-i siyaset yalana fazla revac verdiği için,'' Pek ali olan ve hakikat cevherine giden sıdk ve hak pırlantası o dükkancının marifetine ve sözüne itimat edip,körü körüne alınmaz''. Diyor asrın manevi tabibi..Ama maalesef alanlar çok..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı