"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Düşmanın yapamadığını dosta yaptırmak

Sebahattin YAŞAR
22 Eylül 2014, Pazartesi
Risale-i Nurlar hapishanelerde, sürgünlerde doğdu

Malûm, Risale-i Nur eserleri telif edilişiyle de dünya çapında bir orijinalliğe sahip. Cephede at sırtında, sadece yaşamanın bile zor olduğu hapishanelerde, her türlü imkânlardan yoksun sürgün yerlerinde telif edilen Risale-i Nurlar, bu yönüyle de orijinaldir ve üzerinde tezler yapılması lâzım gelen bir Külliyattır.
Yani telif edilirken de rahat bırakılmamış. Neşredilmesi de bir destan adeta. Risale-i Nurlar çobanların, çiftçilerin, esnafların, köy halkının neşrine katkı yaptıkları bir Külliyattır.
Risale-i Nur’ların yasak olduğu zamanlarda insanlar sayfa sayfa, kapalı kapılar arkasında, mum ışıkları altında, ciddî bir gizlilik içerisinde el yazılarıyla bu sayfaları çoğaltmışlar ve binlerce nüshalar oluşturmuşlar.
Anlayacağınız Risale-i Nurlar neşredilirken de rahat bırakılmamış. Dağıtılması daha bir dikkat çekici.
Nurlar, bir taraftan zor şartlarda yazılıp, çoğaltılırken, diğer taraftan da yine ciddî bir gizlilik içerisinde çobanların çantalarında, taşıma hayvanlarının heybelerinde istenilen mekânlara taşınmışlar, böylece yayılması sağlanmıştır.
Tabiî sonraki süreçte de teknolojik imkânlardan yararlanırken, matbaa baskınları, toplatılma, müsadere edilme gibi baskı ve yasaklama süreçleri devam edip gitmiş.
Tabiî bütün bu zor zamanlarda birileri de ciddî bir fedakârlık içerisinde bu eserlere sahip çıkmış, baskılar yaptırmış, dağıtımları sağlanmış ve bugünlere kadar getirmişlerdir.
Şimdi ise kalkıyor birileri, ‘artık bundan böyle devlet sahip çıkacak, devlet basacak, devlet dağıtacak’ diyor.
Birileri öyle ileri gidiyorlar ki, ‘Neredeyse devlet okuyacak’ diyecekler. Dağıtımda da rahat bırakılmamış anlayacağınız.
Sanki sadece okuyanlar rahat mı bırakılmış? Nice nice, sadece Nurları okudukları için, evlerinde bulundurdukları için hapishane hatıraları oluşturanlar o kadar çok ki! Okuyanları da rahat bırakmamışlar.

Düşmanın yapamadığını dostlara yaptırmak
Kötü olan da, bugün Nurları devlet tekeline terk edenler, muarızlar, muhalifler değil, içeriden, Nurlarla ilgili kişileri kullanarak böyle bir süreci gerçekleştiriliyorlar.
Birileri, dün düşman, muarız, muhalif, zıt düşüncedeki zihniyetlere yaptıramadıklarını bugün içeriden, Nurlara yakın insanların eliyle ‘kontrolü’ sağlamak adına, devlete teslimi yaptırıyorlar. Bu da çok şık kaçmıyor.
Tabiî ki olumlu bir söylem olarak, devletin Risale-i Nurlara sahip çıkması, neşretmesi kulağa hoş geliyor. Aslında yapsa da bu zaten devletin de maddî manevî menfaatine olacak bir adımdır. Ama devlet mekanizmasının bir Nur Talebesi gibi Nurlar üzerinde hassasiyetle düşünmesi zor  gözüküyor. Ya da devletin, Nurları bir derneğe, bir vakfa ihale eder gibi bir tutum içerisinde olması da şık değil. Yani sen kimin malını, kime ihale ediyorsun?
Bu güne kadar Nurların neşrine, yayınlanmasına, dağıtımına tabir yerindeyse hayatını veren ve Zübeyri çizgiyi takip ederek, ‘lâzım olsa derimizi kâğıt, kanımızı mürekkep yaparız’ diyen Yeni Asya Neşriyat gibi yayınevlerinin bu emeği, çabası, yüksek gayeleri nasıl söndürülebilir?
O zaman bir şekilde bir yolu bulunup, bir an evvel devletle birlikte bu yayınevlerine de tabiî ki istişare edilmiş belirli kurallar çerçevesinde basım ve yayın hakları verilmelidir.
Nurların neşrine mani olmak, geciktirmek, savsaklamak olsa olsa hükümetin kendi başına belâyı dâvetten başka bir şey değildir. Nurlar parlamaya devam eder, ama ‘Zarara kendi rızasıyla girene merhamet edilmez.’
Düşmanın yapamadığını dostlara yaptırmak böyle bir şey olsa gerek.
Yani Risale-i Nurlarla ilgili olan bazı kişilerin de kalkıp, ‘Devlet Nurlara sahip çıkıyor, daha ne istiyorsunuz.’ gibi söylemlere, yemlere dalmaları çok da şık durmuyor.
Dün, Nurların telifini, neşrini, dağıtımını, okunmasını ‘rahat’ bırakmayanları anlıyoruz da, bugün, dün yapılamayanları bile yapma gayretkeşliğini, rahat bırakmayanları anlamıyoruz.
Lütfen biraz feraset ve basiret!

Okunma Sayısı: 1082
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı