"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Evet, ‘tefrik olmak’ lâzım

Sebahattin YAŞAR
21 Haziran 2017, Çarşamba
Sosyal, siyasî hadiseler karşısında şahıslar imtihan olduğu gibi cemaatler de imtihandan geçiyor.

Gerçi bu yeni değil. Tarih boyunca sivil teşekküllerin de değişik şekillerde imtihan olduklarını görüyoruz.

Yakın geçmişteki 28 Şubat hadisesinde de aynı imtihanlar yaşanmadı mı?

Şimdilerde de başka başka cemaatler, tarikatler değişik imtihan versiyonlarıyla karşı karşıya bulunuyor.

Günümüzde ehl-i imanın ciddî imtihanlarından biri de benlik, enaniyet, makam, mevki canibinden geliyor. Siyasetten belli bir beklentisi, maddî ve manevî menfaati olan gerek kişiler ve gerekse sivil teşekküller haliyle prensiplerini yaşamada ve devam ettirmekte zorluk yaşıyorlar. Tabiî böyle ortamlarda, zaafları bulunan insanları, teşekkülleri avlamak da zor olmuyor.

1980 İhtilâl Anayasasına oy toplamak için, ‘Rahat hizmet edemezsiniz, düzeniniz bozulur. Emekleriniz heba olur.’ şeklinde korkutularak oyları alınan teşekküller, cemaatler verdikleri oyların nelere hizmet ettiğini çok sonra anladılar, ama iş işten geçti.

Aynı korku havasını şimdilerde de kullanıyorlar. ‘Bakın, siyaseten bizim gibi düşünmeyenlerden uzak durun, bunlarla aranıza mesafe koyun, onlarla aynı mekânlarda bulunmayın. Ders yapacaksanız bile başka mekânlarda yapın. Yoksa size de sıkıntı gelir. İşleriniz düzgün gitmez’ gibi cümlelerle insanlar, teşekküller tedirgin ediliyor.

Dün yapılan Urfa Mevlidi organizasyonunda da aynı durum yaşanmış. On yıllardır cemaatlerin ilgilileri istişare ederek bu organizeyi yaparken, bu son organizede Yeni Asya grubu davet edilmemiş. Kendileriyle görüşüldüğünde de, ‘Sizden tefrik olmak istiyoruz. Bizi sizinle karıştırıyorlar. Siyaseten biz sizin gibi düşünmüyoruz. Onun için organizeye sizi dâvet etmeme kararı aldık’ demişler.

Mevlid gibi, Peygamberimizin (asm), bütün Peygamberlerin, asır müceddidlerinin, bütün ehl-i iman ervahının ruhlarının şad edileceği bir organizasyonda, ehl-i iman, ehl-i cemaat, ehl-i tarikat bir ve beraber olamıyorsa, siz diğer siyasî, sosyal, iktisadî alanlardaki adımların nasıllığını bir düşünün.

‘Sizden tefrik olmak istiyoruz’ cümlesinin muharriki, dün olduğu gibi bugün de ne yazık ki, farklı siyasî düşünce ve anlayışta olmak. Hani bu mesele ehl-i iman arasında yüzde bir değil miydi? Neden yüzde doksan dokuz değil de yüzde bir tefrike sebep oldu? Evet, dün olduğu gibi bunlar da geçecek. Ama üzücü olan, on yıllardır aralarında ciddî hukuku olan cemaatler birbirlerine siyaseti önceleyerek, ‘Sizden tefrik olmak istiyoruz’ diyebiliyorlar.

Zaman, ittihadı, bir araya gelip konuşmayı, anlaşmayı, hatta ve hatta bizim gibi düşünmeyenlerle bile birlik noktalarını ön plana çıkarmayı gerektirirken, Bediüzzaman’ın dediği gibi, en büyük düşman olan ‘ihtilâf’ yine varlığını devam ettiriyor. İşte acı olan da budur.

Aslında doğru. Kimin, neyi, neden savunduğunu ortaya koyarak bir tefrike ihtiyaç var. Çünkü aynı satırdan farklı mülâhazalarla farklı sonuçlar çıkaranlar var. O zaman kimin, ne sonuç çıkardığı bilinmeli ve ayrılmalı.

Bediüzzaman, kendisine, ‘Sen de Şeriat istemişsin?’ diyenlere karşı, ‘Evet’, diyor, ‘Ama ihtilâlcilerin isteyişi gibi değil’ diyerek, aynı şeyi nasıl farklı anladığının izahını yapıyor.

Yine,  farklı siyasî anlayış içerisindeki teşekküllerle ‘Sizinle iman kardeşiyiz, ama siyaseten değil’ ayrımı da, aynı ‘tefrik’in bir neticesidir. 

Buradaki günlük hadiselerde de aynı durum geçerli. Bir şeyi kabul veya reddin altında hangi muharrik unsurun var olduğunun netleşmesi anlamlıdır. Çünkü atılan adımların neden atıldığının tefsirini zaman gösterecektir.

Okunma Sayısı: 1966
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdurrahman KOÇAK

    27.6.2017 13:11:26

    Va esefa deyip geçiyoruz...Zaman en iyi müfessirdir..Ama maalesef yapacak bir şey yok...Hak bildiğimiz yolda Üstadımızın ve Nurun kumandanı olan Zübeyir abinin yolunda yılmadan usanmadan ebediyete kadar devam edeceğiz...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı