"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ey tabaka-i havas, bu cümleler size!

Sebahattin YAŞAR
23 Ekim 2017, Pazartesi
Bediüzzaman, zaman zaman ülke yöneticilerine nasihatlerde bulunmuş.

Bu nasihatlerin muhtevasına bakıldığında, aynı ikazlar bugün de geçerli.

Tarih boyunca kulak verilmeyen nasihatlerin sonu hep vahim olmuş.

Tarihin tekerrürüne, nasihate kapalı sağır kulaklar sebep olmuş. Çağın çığlığı sağır kulaklara fayda sağlamamış.

Cahil halk tabakası olan avam da; marifet ve yaşayışça üstün olan havas da dün de vardı bugün de var, yarın da olacak. Aslolan çağı aydınlatacak gerçek aydınların varlığıdır. İnsanı önemli kılan da toplum için ne anlam ifade ettiğidir. 

Cehalet, okumayı bilmemekten ziyade danışmayı, dayanışmayı, istişareyi bilmemektir. 

Yaşamak, bu sorumlulukları yaşatmaktır. Her türlü imkâna sahip ol; etki, yetki sahibi ol, keyfince harcamalar yap sonra da bütün bunların hesabı kitabı olmasın de. Olur mu böyle!

Yöneten ile yönetilenin sorumluluğu, makam sahipleri ile makam sahibi olmayanların; okumuş, yazmış, kültürlü insanlarla okumamış, okuyamamış insanların hesabı aynı olur mu?

Gerçi ülke için avam mı daha zararlı, havas mı bir türlü anlayamadık. Körleşmiş havas, mazlûm avama da dünyayı dar ediyor. Milyonların rahatını bozan, tadını kaçıran havas tabakasından başkası değil. Havassın vebali büyük.

Yönetici için çöküş, hakkını veremediği, adil olamadığı makamdır.

Oysa yaşamak hakkı, üstlendiğin sorumluluğu yerine getirmektir.

Yöneticiler için makam ciddiyet, adalet gerektiren bir sorumluluktur.

Bediüzzaman, yönetici ehl-i havassa bakın nasıl sesleniyor:

“Ey tabaka-i havas! Biz, avam ve ehl-i medrese, sizden hakkımızı isteriz.

Sual: “Ne istersin?”

Cevap: “Sözünüzü fiiliniz tasdik etmek; başkasının kusurunu kendinize özür göstermemek; işi birbirine atmamak; üzerinize vacip olan hizmetimizde tekasül etmemek; vasıtanızla zayi olan mafatı telâfi etmek; ahvalimizi dinlemek; hacetimizle istişare etmek; bir parça keyfinizi terk etmek ve keyfimizi sormak” istiyoruz.

Sual: “Maksadını müphem bırakma. Ne istersin?”

Bediüzzaman, fakirliği, cehaleti ortadan kaldıracak, ırkçılığı yok edecek, ihtilâfı ittifaka çevirecek bir geleceği ihya, bir medeniyeti inşa projesi olan ve ömrünün elli yılını bu yolda sarf ettiği Medresetüzzehra Üniversitesi istiyor?

‘En büyük düşmanımız cehalettir.’ diyen bir allameye, ehl-i havas sahip çıkamadığı için on yıllardır toplum terörle, anarşi ile cehaletin tokadını yiyor. 

Sebep olması hasebiyle, ehl-i avamın çektiği sıkıntıların vebali de ehl-i havassındır. Kim zerrece ne yapmışsa, ‘hayır ve şer’ onu görecektir.

Şerre sebep olmak da, hayra sebep olmak da en az yapmak gibidir.

Okunma Sayısı: 2228
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdullah TUNÇ

    23.10.2017 11:28:27

    Mükemmel bir uyarı yazısı.Tebrikler hocam...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı