"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Farkındalık güzeldir

Sebahattin YAŞAR
05 Ekim 2016, Çarşamba
Yol- yolcu- yolculuk

Yolculuklar hep heyecan ihtiva eder.

İster otobüs, ister uçak fark etmez; yolculuk, yolculuktur.

Sürecinde hoş bir heyecan vardır.

Yol, yolcu ve yolculuk her biri ayrı bir psikoloji, ayrı bir hal ihtiva eder.

Yol, üzerinde ne çok şey söylenir.

Yol, yokluğu düşünülemeyecek bir gerçeklik.

Kavuşturan, buluşturan güçlü bir unsur.

Yolunuz açık olsun’ derler ya, ne güzel bir ifadedir. Çünkü o da kendi içinde pek çok hikâyeler taşır. Kimi kavuşur, kimi kavuşamaz; kimi yolunu bulur, kimi yollarda kalır. Yolcu sayısınca yol hikâyeleri vardır.

Yol deyip geçmemeli, hepimiz onun üzerindeyiz. Ne zaman ki, yol biter, hayat biter. Kendini, daha yolun başında görenler de vardır.

Yol, ölürken bile üzerinden geçilen köprünün adı.

‘Yol’a dikkat gerekir, ‘Nereye götürür’ bilmek gerekir.

Peki ya yolcu?

‘Yolcu yolunda gerek.’ derler.

Demek yolcu başka şeylere kaptırmamalı gönlünü.

Hangi insan kendini bu kavramın dışında tutabilir?

‘Abbas yolcu’ diyorlar ya, yolcu olmayan Abbas var mıdır?

Peki, kim bu yolcu? Nereden geliyor, nereye gidiyor? Ve neden gidiyor? Sorular ciddî.

Bu sorulardan muaf olan var mı?

‘Dur yolcu!’ diyerek, yolcuya hesap soruyorlar.

Nereden geçtiğine dikkat istiyorlar.

Öylesine bir geçiş kimsenin makbulü değil.

Ve yolculuk.

Yoldasınız, yolcusunuz ve yolculuktasınız.

Hepsi ayrı, hepsi özel ve hepsi güzel.

Hep sorarlar, ‘Nasıl geçti yolculuğunuz?’ diye.

Ve eğer sorunuz böyle soruluyorsa iş bitmiş demektir.

Zor sorudur bu aslında. Ama hep geçiştirilir; ‘iyi geçti’, ‘yorucuydu’ gibi. ‘Yolculuğunuz nasıl geçiyor?’ deniyorsa, hayat devam ediyor demektir.

Uzun gibi gözüken hayat yolculuğunuz, ebedî olan sonrası için de ciddî bir hazırlık istiyor.

Yolun gereği var, yolcunun da, yolculuğun da.

Aslında yolculuğunun nasıl geçiyor olduğundan daha önemli bir sorusu yoktur insanın. Bu sorunun cevabı sadece bu dünyayı ilgilendirmiyor. Ebediyete doğru geçip giden bir sonsuzluğu içine alıyor.

Ne çok şey yaşanır bu süreçte, ne çok şeyler geliyor insanın başına.

Unutamadığı, kendisinde büyük izler bırakan yolculuk hikâyesi olmayan var mı?

Yol, yolcu ve yolculuk, uyanık durmayı gerektiren bir süreç.

Farkında iseniz, hayatınızı değiştiren bir yolculuğun içinde bulabilirsiniz kendinizi.

Değilseniz de, yine yolda, yine yolcu ve yine yolculuktasınızdır. Ama hissedememekten, görememekten daha büyük bir körlük var mı?

Neyse, farkındalık güzeldir.

Farkında olmak güzeldir.

Farkında olmak özeldir.

Önemli olan yaşıyor olmak değil, neyi yaşıyor olduğunun farkında olmaktır.

Siz yine de ‘durun ve izleyin’ hayatınızı.

Mutluluk, fark edenler için vardır.

Farkında değilseniz, yaşadıklarınızın ne olduğunu da bilemezsiniz.

Okunma Sayısı: 2511
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı