"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Gel de inanma!

Sebahattin YAŞAR
13 Mart 2017, Pazartesi
İnsan bir şeye inanmak isterse, bolca gerekçe bulabilir.

İnanmak istemeyince de bahaneler bulabilir.

Tabiî inat duygusu hükmederse, zaten yaşacak bir şey kalmaz.

Ama devrede insaf varsa, vicdan varsa, akıl- mantık varsa, durum değişir.

Hani mu’cizeler istemişler, istedikleri mu’cizeler gösterilmiş de yine de kalkmışlar ‘sihirdir’ diyerek, inanmamışlar, inanmak istememişler.

Her halde bu biraz da nasip meselesi.

Allah, insanın cüz’î iradesine müdahale etmiyor.

İmtihan sırrını kaldırmıyor.

Peygamberler zamanında bu tür hadiseler olmuş da şimdilerde yok mu?

Aslında görmek isteyen için, inanmak isteyen için her an deliller var.

Barla Lâhikası’nı okuyorum. Risale-i Nurların Isparta’ya ne derece bir rahmet olduğu, ‘acayip tevafuk’larla anlatılıyor.

Üstadın talebeleri; “Evhama düşen bazı zalim ehl-i dünyanın teşebbüskârane harekât-i zahiriyesi bir sebeb-i adi olarak yeni bir zulmüne hedef oldu. Üstadımız Isparta’ya getirildi. Fakat Üstadımızın teşrif ettiği zaman yaz mevsiminin en hararetli zamanı idi. Yağmurlar kesilmiş, Isparta’yı iska eden sular azalmış, bir kısm-ı mühimminin menbaı kesilmiş, ağaçlar sararmaya, otlar kurumaya, çiçekler buruşmaya başlamıştı. Risale-i Nur’un en ziyade intişar ettiği mahal Isparta Vilayeti olduğu için Risale-i Nur hakkındaki inayat-ı Rabbaniyeyi pek yakından müşahede eden Risale-i Nur şakirdleri olan bizler, mühim bir vakıaya şahid olduk.

Bu hadise ise, müellifin Isparta’ya teşrifini müteakip –bir asır içinde bir veya iki defa vukua gelen bir vakıa olacak- bu yaz mevsimindeki yağmurun kesretli yağması olmuştur. Pek harika bir surette yağan bu yağmur Isparta’nın her tarafını tamamen iska etmiş; nebatata yeniden hayat bahşetmiş, bağlar, bahçeler başka bir letafet kesbetmiş; ekserisi hemen hemen ziraatla iştigal eden halkın yüzleri –Risale-i Nur’un nail olduğu inayatdan ve bereketinden olan bu yağmurdan istifade ederek –gülmüş, ruhları intibah etmişti. Cenâb-ı Hak kemal-i merhametiyle, bu yaz mevsiminin bu şiddetli ve hararetli vaziyetini, baharın en letafetli, en şirin ve en hoş vaziyetine tebdil etti.”

Allah, inanan için her dem, her kuluyla, her türlü meselesinde alâkadardır ve onun arzu ve istekleri, duâları, niyazları doğrultusunda ona lisan-ı hikmetle cevap veriyordur.

Aynı mektubun hemen devamında Risale-i Nur dâvâsını ispat eden iki delil olarak yine bu yağmur meselesi ifade ediliyor.

“Re’fet Bey ve Husrev gibi kardeşlerimizin harika bir surette yağan umumî yağmur içinde Risale-i Nur bereketine hususiyetle baktığına bizim de kanaatimiz geliyor.” diyerek başlayan mektubun devamında neden kanaatleri geldiğini de yaşadıkları delillerle ifade ediyorlar.

“Birinci Suret: Risale-i Nurun vasıta-i neşri olan Üstadımızın camii Barla’da seddedildi. Risale-i Nuru yazacak hariçteki talebelerinin yanına gelmeleri men edildiği hengamda kuraklık başladı. Yağmura ihtiyaç-ı şedid oldu. Sonra yağmur başladı, her tarafta yağdı.”

“O yağmur hizmet-i Kur’ân’la münasebettardı. O rahmet-i amme içinde bir hususiyet var ki; Sûre-i Yasin anahtar ve şefaatçı oldu ve yağmur kâfi miktarda yağdı.”

“İkinci Suret: Kuraklık zamanında, yirmi otuz gün içinde yağmur Barla’ya yağmamışken,.. Üstadımız duâ etti. Kur’ân’ı şefaatçi yaptı. Bir den o güneş altında, her birimizin ellerine yedi sekiz damla yağmur düştü. Ellerimizi indirdik yağmur kesildi. Cümlemiz bu hale hayret ettik… Bu bir işaret-i İlâhiyedir. Cenâb-ı Hak manen diyor ki, ben duâyı kabul ediyorum, fakat şimdi yağmur vermiyorum.” Demek, sonra Sûre-i Yasin şefaat edecek. Nitekim öyle olmuştur.” Barla’da Şem’i, Mustafa Çavuş, Bekir Bey, Muhacit Hafız Ahmed, Süleyman.

Evet, inanmak kolay, inanmamak zordur. Allah’ın varlığını ispat için bir eseri kâfidir.

Artık Nurun satırlarını hadisat tasdik ediyor. 

Nasibi olana bir işaret yeterli; olmayana ise, davul, zurna azdır.

Okunma Sayısı: 2352
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı