"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hayatı pozitif anlamak ve yaşamak

Sebahattin YAŞAR
20 Mart 2017, Pazartesi
Harran Üniversitesi’nde, ‘Sağlıkta Pozitif Düşünce Topluluğu’nun dâvetlisi olarak bir panele katıldık. Benim çalışma alanım, ‘Hayatı Pozitif Anlamak ve Yaşamak’ idi.

Psikiyatrist, Yrd. Doç. Dr. Mehmet Asoğlu Hoca’nın konusu, ‘Stresle Başetme Yolları’ idi. İlahiyatçı, Doç. Dr. Hüseyin Akpınar Hoca’nın konusu ise, ‘Sağlık ve Müzik’ idi.

Genelde doktorların ve doktor adayı öğrencilerin katıldığı panel programında oldukça verimli çalışmalar yer aldı. Kendisi de bir İslâm musıkisi hocası olan Akpınar’ın sunumunda orijinal tesbitler vardı.

Hoca, ‘Müzikle, sağlığın ne alâkası var? gibi gözükse de, aslında öyle değil.’ diyor ve çok alâkası olduğunu anlatıyor.

İnsan bedeninde bir müzik işleyişi varolduğunu ifade eden Akpınar, ‘İşte hastalanma o müziğin bozulmasıdır.’ diyor. Hatta kâinattaki musıka-i İlâhî ile insan bedenindeki o musıkî arasında bir uyumun olduğunu ifade ediyor.

Akpınar, ayrıca sesin toprak, su, ateş ve hava gibi karakteristiğinin bulunduğunu ifade ederken, her bir makamın da kendine göre insana iyi gelen bir tarafının bulunduğunu tesbit ediyor.

Ayrıca öğrencisi ile birlikte makamların icrasını da sergileyerek, uyutan, güldüren, ağlatan özelliklerinin bulunduğunu ve bunların bilimsel olarak da tesbitleri olduğunu yaptığı çalışmalarda yer verdi.

Yani insan bir müzik makamının kemik hastalıkları ile çocuk hastalıkları ile kalp ve damar hastalıkları ile ne alâkası vardır gibi düşünüyor, ama aslında hiç de öyle olmadığı yapılan araştırmalarda kendini gösteriyor.

Osmanlı’nın müzikle tedavi ettiğini, sonrasında ise, bu noktada bir kopukluğun yaşandığını ifade eden Akpınar, bugün Avrupa’da bu çalışmalar hız kazanırken, Türkiye’de ciddî anlamda gözle görünür bir gelişme yok, diyor.

Psikiyatrist Asoğlu da, stresle yaşamayı, onu kontrolde tutmayı, ona teslim olmamayı anlattı.

Bilimsel kaynaklardan delillerle duânın insanın gerek psikolojisi ve gerekse fizyolojisi üzerindeki etkilerini ifade eden Asoğlu, strese düşmemek için insanın hem fizyolojik hem de psikolojik olarak yapabilecekleri sıralayarak, sporu, san’atı, eğitimi ilgi alanlarımız içerisine koymamız gerektiğine dikkatleri çekti.

Bizim çalışmamızda da, hayatı pozitif anlamak ve yaşamak denince, bu işin çok kolay olmadığını vurguladık. Sunumumuzda, bir altyapı oluşturmadan, temel bazı esaslarda ciddî adımlar atmadan; varlığı, olayları mana-i harfi nazarıyla doğru konumlandırmadan, kişinin pozitif bir uyanım içerisinde olması mümkün değildir, denildi. 

Sunumumuzda, her toplumun kendi köklerinden doğup gelen pozitif enerji kaynaklarına işaret edilerek; inanç ve ibadetsiz, duâsız, kanaat ve şükürsüz, sabırsız bir pozitif hayat beklentisinin anlamsızlığına dikkat çekildi. 

Doğrusu gençler de, ‘Çalışmadan, yorulmadan, emek sarf etmeden, kendini disiplinize etmeden bir pozitif hayat yok mu?’ diyorlar. Evet, tam da doğrusu bu, böyle bir pozitif hayat yok.

Pozitiflik denen şey, emek kadar ortaya çıkan bir cevherdir. 

Ve yine pozitif bir hayat, sağlıklı bir bakış açısıyla elde edilen bir sonuçtur. Bunun da bu toplum için en sağlıklı zemini, sağlam, tahkiki bir imandır. Çünkü bu olursa peşisıra pek çok problem kendiliğinden halledilecektir. Yani sağlam bir imanı olan bir insanın her türlü varlığa karşı, her türlü olaya karşı tefekkür gözüyle bakan bir hayat biçimi ortaya çıkacaktır.

Hatta çaresiz gibi gözüken meselelerde bile, ‘vardır bunda da bir hayır’ inancı hakim olacaktır. Rabbinden gelene karşı bir rıza, bir şükür, bir kabul hali kendini gösterecektir.

Evlâtlarına, eşlerine bile ulaşamayan Peygamber örneklerine bakıldığında, insana düşen şey sadece tebliğdir. Kabul ettirmek veya ettirmemek Allah’ın vazifesidir. İnsan vazifesini yapacak, vazife-i İlâhiyeye karışmayacaktır.

Okunma Sayısı: 2174
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı