Panel programını bayan kardeşlerimizin sahiplenmesi ve ciddî katılım sağlamaları benim dikkatimi çekti. Yani bir meseleyi bayanlar sahiplenmişse o iş hayırlı sonuca gider diye düşünüyorum. Şefkat kahramanlarının el attıkları işler, safi ve iyi niyetleri ile Rabbimizin rahmetini celbediyor.

Bu cihetiyle, bayanlar Genç Yorum topluluğunu ve bu topluluğun oluşmasında emeği geçen saygıdeğer ablalarını yürekten tebrik ediyorum.

İnsan maddî ve manevî dokusu ile İstanbul’da gerçekten heyecan duyuyor. Gözlerinizi çevirdiğiniz her yer size tarihî bir şeyler fısıldıyor. Kulağınıza gelen seslerde derin manalar var. Dokunduğunuz soğuk taşlar bile, size bir şeylerin sıcaklığını yüreğinizde hissettiriyor. İstanbul’u özleyip geldiğinizde, hasretle geldiğinizde sizinle daha özel konuşuyor. İstanbul bu yönüyle ‘kişiye özel’.

Tabiî gelip geçici, derinliği olmayan cılız seslere kendinizi kaptırmamışsanız.

Kıymetli yazar ve nazik, naif insan, aziz kardeşim İsmail Tezer’le birlikte İstanbul’un kalbinde biraz zaman geçirdik. Metro’da karşılaştığımız, zaman zaman İsmail kardeşimle Risale derslerine katılan Mısırlı Ahmet Süleyman da bize katıldı. Mısırlı kardeşimizin, ‘Ben Osmanlıyım’ cümlesi dikkat çekici idi. Sultan Ahmet’te öğle namazımızı kıldık, köftecimize uğradık ve sonrasında da birlikte panelimize gittik.

Eşim, Fatih Yeni Asya bayanlar hizmet merkezinde ‘Şevk’ dersini, biz de Sirkeci Gar’ında ‘Kardeşlik’ konulu panelimizi yaptık. Rabbim, atılan güzel adımların neticesini ve konuşulan güzel manaların tesirini halk eder inşaallah.

Türkiye’deki onlarca derginin temsilcilerinin katıldığı fuar kendi dalında bir orijinalliğe sahip. Ve aslında benim nazarımda dergicilik, gazetecilikten bir adım daha önde ve etkin görevdedir. Çünkü dergi evimizde, iş yerimizde masamızın üzerinde biraz daha fazla kalan ve okuyucu ile biraz daha derinden konuşan bir yapıya sahiptir.

Ama tabiî her gün görüştüğünüz gazetenin de insanla ‘müfritane irtibat’ içerisinde olduğunu göz ardı etmiyoruz. Gazetenin, akıp giden günün arkasından bir şeyler seslenir gibi bir duruşu var. Yorumlarımız ne olursa olsun, biri diğerinin yerine geçemeyecek bir ikili.

Genç Yorum, ‘kardeşlik paneli’ni çalışırken, iman kardeşliğinin ne derin kökleri olan ve yüksek bir etki düzeyi bulunan bir hakikat olduğunu; geniş daire olan İslâm dünyasındaki bütün problemlerde ve dar daire olan Müslüman hanelerindeki yaşanan sıkıntılarda problem giderici, tedavi edici bir tarafının olduğunu anladım.

Bu iman kardeşliği, Rabbimizin koyduğu bir kanun ve yine kurallarını da Rabbimizin tayin ettiği bir hayat alanıdır. Bu kanun ve kurallar yaşayanına çok yüksek duygular yaşatacak, geniş dairede birlik ve beraberlikler sağlayacak, huzur ve saadetin kapılarını aralayacak bir enerjiye sahip.

İslâm kardeşliği, kullanılmayan güçlü bir ilâç gibi orta yerde durmaktadır.

Bu kardeşliğinin harekete geçirilmesi lâzımdır. Kıymetli panelist Hakan Yalman’ın da belirttiği gibi, önce komşularımızdan başlamak üzere, ziyaretleşmelerin kardeşliğin de kapılarını açacağı ve başka başka bağlara vesile olacağı unutulmamalıdır.

Nitekim, Batı Trakya’da bizi ailece ağırlayan kardeş ailemizden bir hanım kardeşimizin İstanbul’a geldiğinde bizim de panelimize gelmesi, yeniden görüşmemiz bize ‘işte kardeşlik bu’ dedirten bir duygu yaşattı.

Genç Yorum, ‘Kardeş Olalım’ diyor. Evet, gerçekten bu çok önemli bir çağrı. Hatta devletler bazında projelerin harekete geçeceği ve kardeşliği harekete geçireceği bir öneme sahip.

Bu çağrı, bütün kurum ve kuruluşlarda yankı bulacak bir çağrıdır. Çünkü Müslümanların içinde bulundukları maddî ve manevî sıkıntılar bu çağrının oluşturacağı yankı ile doğrudan alâkalıdır.

Dergi Fuarında, Kardeşlik Paneli’nde emeği geçen hanımefendileri ve beyefendileri tebrikler ediyor; bu emeklerin, bu çabaların bedende kalbin etkisi gibi, bu toplumda aynı işlevi sağlayacağına zerre kadar şüphemin olmadığını belirtmek istiyorum.

Bu küçük, ama önemli kalp atışları devam etmeli. Birileri anlamasa da vücudun bu mütevazi ve çok da görülmeyen kıpırdanışına hayati derecede ihtiyacı var.