"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Herkes hukukuna sahip çıksın

Sebahattin YAŞAR
04 Mayıs 2016, Çarşamba
Adam bir yazım üzerine telefon açıyor ve şu cümleyi kuruyor:

“Şahs-ı manevî, şahs-ı manevî deyip duruyorsunuz. Şimdi bizim semtte biz de anlaşan, görüşen dört kişiyiz. Yani biz de şu an bir şahs-ı manevî değil miyiz?”

Doğru, üç dört kişi bir araya gelince üç dört kişilik bir şahs-ı manevî olur.

Ama yurtiçi ve yurtdışından pek çok il, ilçe ve köylerden binleri, on binleri bulan insanların içinden belli oranlarda seçilerek bir heyet teşekkül ediyor ve yine illerden süzülüp gelen gündemleri belli aralıklarla oturup konuşuyorlar ve bir takım kararlar alıyorlar.

Şimdi bu şahs-ı manevî kavramı ile yukarıdaki mukayese edilebilir mi?

Bu, birisinin bir beldede kendi kendini kral ilân etmesine benzer. Gülünür.

Yine deniliyor ki, ‘İstanbul hastalanmış, bir müdahale lâzımdır.’

Peki, bu müdahaleyi kim yapacak? Elbette umumî meşveret yapacaktır. Umumî meşveret milyonların içinden süzülüp geldiği bir şahs-ı manevîdir.

Hani örneğimiz var ya; İstanbul havuzdur, Anadolu pınardır. Pınarlardan sular havuza aktıkça, havuzdaki su sürekli devir-daim halinde temizlenecektir. Velev ki, dönem dönem kirlenme olsa da yine sistem içinde yenilenecektir.

Peki böyle bir pınarı olmayan birliktelik bataklığa dönüşmez mi?

Bütün mesele, istişarî sistemin devamlılığıdır. Muvakkat arızalar, kişisel müdahaleler bir müddet etkili olsa da yine galip gelen cemaatin şahs-ı manevîsinden hasıl olan bir heyetin varlığıdır.

Tabiî önemli bir şey de, o heyeti iğfal veya etki altına almak gibi bir hevese kapılan kişi ya da gruplara karşı, heyetteki bireylerin hak ve hukukunu aramasıdır. Heyetlerde konuşmayanlar üzerlerinde vebal taşırlar.

Çobana teslim edilen koyunların her geçen gün kaybolmaması için, hissedarlardan çobana yardımcı verilmesi icab eder. Mamehuran hırsızlarını tövbekâr eden sır da bu değil midir?

Bu cemaatin hukukunun korunması ve şahs-ı manevînin muhafazası için her bir bireyin hak ve hukukunu meşrû zeminlerde araması gerekir. Yoksa hırsızlar cesaret bulacaktır. Kapıyı açık bırakmak, hırsıza destek anlamı taşır.

Şahsiyetli bireylerin oluşturduğu topluluklarda nitelik vardır. Binler basamağındaki ‘bir’, bin kuvvetindedir. Birlerin bin olması; omuz omuza vermek, ihlâs, tesanüd, sadâkat ve sebatla yaşamak ve bir çizgi üstünde ittihat etmekledir. Yani gönül birliği, ideal birliği, dayanışma ve uhuvvet; tohumun hayatiyetidir. Yoksa içi çürümüş tohumdan verim beklenilmez.

Bu ruh olmadan değil üç, üç yüz kişi de yan yana gelse; üç kişi kadar bir etki, bir tesir meydana getiremez.

‘Risale-i Nur ve hizmeti inayet altında’ ise, hiç kimse, Anadolu’dan süzülüp gelen, masumiyeti bozulmamış, hile hurdası olmayan, inayata mazhar Nur Talebelerini yanlış bir mecraya sevk edemeyecektir inşallah.

Muvakkat arızalarla, havuz suyunun temizlenmesi gecikse de pınarlar akmaya devam ettikçe o umumî atmosferin safiyeti bozulmayacaktır.

Ki, bu safiyetin bozulmaması herkesin hayrınadır. Yarın bir başka heyet işbaşına geldiğinde yine bu temel üzerinden, bu hassasiyetler üzerinden varlığını devam ettirecektir. Ama bu sistem bozulursa, geriye bir şey kalmayacaktır. 

Bahsettiğimiz sistem, Kur’ân’ın bir emrini içinde taşıyan ‘meşveret’tir. Sağlıklı meşveret tesanüd ve uhuvveti netice verecektir. Ama meşveretin işleyişinde, kurallarında, kişilerde problem varsa, bunu da aşmanın sistem içindeki yeri bellidir. Ne yapıp edip, meşveretlerin sıhhatlice işlemesine gayret etmek ve pınarların havuza akmasını sağlamak gerektir. Bu çok önemlidir. 

Her şahıs hak ve hukukunu korumakla mükelleftir. Böyle topluluklarda şahs-ı manevî güçlü ve dinamik olacaktır.

Elbette, şahsiyetli, cesaretli, hamiyetli bireylerden oluşan topluluklar büyük hizmetlere imza atacaktır. Tabiî her şeye rağmen, herkes için imtihan da devam edecektir. Bu gerçek şu anda bu satırları kaleme alan için de geçerlidir.

Okunma Sayısı: 2913
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • zeki şimşek

    4.5.2016 16:09:50

    Beğenerek yazılarınızı okuyorum.Teşekkürler.kaleminize ve elinize sağlık.Başarılar dilerim.

  • RNK

    4.5.2016 12:29:42

    ALLAH RAZI OLSUN KARDEŞİM MESELEYİ ÇOK AÇIK VE ÇOK GÜZEL İZAH ETMİŞSİNİZ

  • Ahmet DEKİŞ

    4.5.2016 09:30:36

    Allah razı olsun.

  • Osman koyuncu

    4.5.2016 07:38:38

    Allah razı olsun. tebrikler ve selamlar. O Koyuncu

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı