"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Herkes işine baksın

Sebahattin YAŞAR
27 Ekim 2014, Pazartesi
Nedense başkalarının işine karışmak insana kolay ve zevkli geliyor.

Ve bu meşguliyet insanların en fazla tercih ettikleri bir şeydir.
Bunun sebebi de her halde, nefsine bir iş düşmemesidir.
İnsan için bu durum bir hastalık halidir.
Kendisi hasta olanın, dünyanın gidişatına yön verme iddiası da anlamsız.
Peki insan nasıl oluyor da kendisiyle hiçbir ilgisi olmayan bir işle ilgili bu kadar yoğun mesai yapıyor, efor sarfediyor, zaman ayırıyor?
Afaki dairedeki işlerle ilgili kafa yoranlara, ‘Haydi bakalım sana da kafa yorduğun bu işle ilgili şu iş düştü.’ deseler, bu kadar ilgili olmaz sanırım.
Yani insana, gün boyu en çok düşündüğün, konuştuğun, kafa yorduğun mesele ile ilgili, düşündüğün kadar mes’uliyetin de olacak deseler, kim bilir kimse kendi dışındaki uzak dairelerde gezinmez.
İnsan nefsi, işten kaçar, ücrete koşar. Oysa bunun tersi, nefis terbiyesidir.
Onun için belki de insanları dinlerken yapacağı şeylerden mi, yapılması gereken şeylerden mi veya bir başkasının/başkalarının yapması gereken şeylerden mi bahsediyor diye bakıp, ona göre hükmetmek gerekiyor.
O kadar yoğun işler içerisinde, yapılacak faaliyetler içerisinde insan nefsinin bir kenarlara sıvışması kaçınılmaz. Onun için nerede ahkâm kesen birileri varsa, orada kenarlara sıvışmış bir nefis var demektir. Çünkü sadece işine odaklanan, o işiyle ilgili adımları düşünür.
Kahvehanelerimizde binlerce, yüz binlerce insan ‘düşünce üretim merkezi’ gibi çalışmaktadırlar. Ve düşündüklerinin hemen hepsi de bir başkasının yapması gerekenler üzerinedir. Bu tam bir aldanmışlıktır.    
Bir de insanların işini bitirip, onları yorumlayıp, daha öte işler düşünenler çıkıyor. Meselâ yağmurun yağmasına, yağmamasına; havaların soğuyup, ısınmasına; küresel ısınmalara, dünya savaşlarına,  kendi dışındaki dünyada olup biten işlerin kendi isteği doğrultusunda olup olmamasına karışanlar, konuşanlar vardır. Bunlar hepten problemdir. Bunlar, yıldızlarla, gezegenlerle, dünyanın öbür ucundaki işlerle, dünyanın gidişatı ile uğraşırken aslî vazifelerini terk etmiş garip mahlûklardır.
Onlar bilmiyorlar ki, bırakın gözle görünen koca koca gök cisimlerini, gözle görünmeyen maddelerin içindeki en küçük yapı taşı olan hücrelerin, atomların onların parçalarının bile ‘kontrol’ dışı bir hareketi olamaz.
Sözler isimli eserin, 987. sayfasında, ‘Her bir zerrenin hareketi ve vazife görmesi O’nun kanunuyla, izniyle, emriyledir.’ cümlesi yer alıyor. Ne dehşetli bir ifadedir bu. Yani her bir zerrenin hareketi, yapacağı görevler belliyse, ona emir verilmeden onun hareketi mümkün değilse; bir zerre bir yerlere gidip bir işlev yapacaksa; yine o zerreye Hükmedenin kanunu, izni ve emriyle olacaksa, o zaman o zerreye hükmedene dayanınca problem kalmıyor.
Problem, zannediyorum, kâinattaki işleyişte değil. Problem, kâinattaki işleyişi sağlıklı okuyamamaktadır.
Yani başıboş bir eylem yok. Hikmetsiz bir fiil yok. Amaçsız bir adım yok. Kontrolsüz bir dağıtım, dağılım yok. Amaçsız gören, başıboş düşünen, hikmetini okuyamayan, kontrolsüz zanneden insan vardır. Yani yine insanın cehaleti…
Kıymetli genç Mustafa Taş ile Brüksel’de bir gezinti esnasında yoğun bir yağmur yağışı altında ıslanmıştık. Bir anlamda gezi düzenimiz alt-üst olmuştu. Ama yaz mevsiminde güzel de olmuştu. İşte tam da böyle bir vasatta, liseli Mustafa’nın, ‘Nereden çıktı bu yağmur?’ cümlesi ağzından çıkıverdi. Bu cümle, bin bir hikmetle Yaratan’ın işine karışmak anlamındaydı.
Ben de olayın tam da içinde kendisine, ‘İşine karışma, işine karışır, işin karışır’ diye bir cümle kurdum. Ondan sonra Mustafa o cümleyi hiç unutmadı.
Mesaj anlaşılmıştı.
Sonra kendisi de haddi aşan cümlesini anladı ve bir mahcubiyet içerisinde muhteşem bir cümle kurdu; ‘Evet, herkes işine baksın.’
Kendi üzerine düşeni yapmayanın başkalarının işiyle ilgilenmesi haddi aşması anlamına geliyor. Evet, Mustafa doğru söylüyor, herkes işine baksın.

Okunma Sayısı: 4560
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı