"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İfrat ve tefrit, meşveretsizliğin sonucudur

Sebahattin YAŞAR
22 Haziran 2015, Pazartesi
Her fani gibi…

Evet, her fani gibi Türkiye’nin yakın geçmişinde çok ciddî izleri olan Süleyman Demirel de dünya sahnesinden çekildi. Doğrusu, Türkiye’nin bugünlere gelirken ki olumlu gelişmesinin altındaki ciddî etkenlerden bir tanesi de o ve ekibidir dense abartılmış olmaz. Denmemesi hakikati perdelemek olur.

Evet, kişi ne olursa olsun, ne yaparsa yapsın, neticede gözardı edilemeyecek en büyük gerçek olan ölümle karşı karşıyadır. Ölen her kul, zerre zerre yaşadıklarının hesabını da verecektir.

Rabbimizin katında kulun hesabı hasenatı seyyiatına galibiyeti mağlûbiyeti noktasındadır. Yani iyilikleri galip gelen kurtulur, kötülükleri galip gelen elbette cezasını çekecektir.

Merhum Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de tıpkı diğer fani insanlar gibi dünyaya geldi, kendisine tayin edilen ömrünü yaşadı, cüz’î iradesini milletine hizmet noktasında kullandı ve neticede hasenatlarıyla, seyyiatlarıyla Rabb-ı Rahimine teslim oldu. Bu her canlı için geçerli bir kanundur.

İnsanı değerlendirirken ölçüyü kaçırmamak lâzımdır. Sevmenin de korkmanın da bir ölçüsü vardır. Tabiî biz Şark toplumu olduğumuz için severken de yererken de kantarın topuzunu hep kaçırıyoruz. Yani bizim toplumda mantıklı sevmek diye bir kavram yok.

Neyse ki elimizde Risale-i Nur gibi bir Kur’ân hazinesi var da, duygularımızı, hislerimizi o mihenk etrafında değerlendiriyoruz. Kur’ân-ı Kerîm ‘hadd-i vasat’ı gösterdiğinden, Peygamberimiz de (asm) bize bu hayat biçimini öğrettiğinden, biz günlük ilişkilerimizde, taşıdığımız duygularımızda hep o vasatı bulmaya çalışıyoruz.

Kim nasıl değerlendirirse değerlendirsin, hayat kurallarını Kur’ân tefsiri Risale-i Nurlardan alan Yeni Asya Gazetesi okuyucularının olayları, kişileri ele alış biçimi hep bu vasatı takip etme noktasında olmuştur. Bunu da sağlayan şey, hakikî meşvereti yapmaya azmetme çabasıdır.

Bu topluluk bir kişiyi severken de yererken de, milletin ve vatanın menfaatlerini; umumun mukaddes malı olan dinimize, Kur’ân’ımıza hizmetlerini dikkate almaktadır.

Ne acı ki, bu ülkede dini, dindarlığı, mukaddesatı birileri kendi tekelinde görüp, o çerçevede bir politika oluşturabiliyor. Milletin en hassas damarı ne ise oradan girip bir aldatma politikası güdebiliyor. İnsanlar da buna bir süre kanabiliyorlar. Ama bu tür hilelerin ömrünün de bir müddet sonra dolacağı/dolduğu insanların kendileri üzerindeki hileyi fark edeceği/ettiği günler çok uzak olmamıştır.

Evet, Yeni Asya topluluğu olarak ifrat kadar tefriti de tehlikeli buluyoruz. Dün göklere çıkaranları da bu gün yerin dibine batıranları da haklı bulmuyoruz. Yeni Asya böyle bir durumun içerisine hiç düşmemiştir. Kişiler bir konu veya kişi ile kendi kanaatlerinde bir takım iniş çıkışlar yaşayabilirler. Ama bu zikzaklar meşveretle meselelerini halleden bir şahs-ı manevî içerisinde asgariye inmektedir. Kişiler hatalı olabilir, ama şahs-ı manevî hatadan müstağnidir.

Birçok kişilerdeki, topluluklardaki savrulmalar, dün ile bugünleri arasındaki birbirine taban tabana zıt durumlar, yorumlar, adımlar, kararlar aslında sağlıklı bir istişare sistemlerinin olmadığının alametidir.

Kişiyi ve toplulukları yanlış olarak değerlendirilebilecek görüntülerden kurtaracak şey, ortak akıl olarak ifade edilen, konuyu farklı yönleri ile ele alan istişare sisteminin işleyebilmesidir.

Düşünce zikzaklarının, ifrat ve tefritlerin temel sebebi, meşveret-i meşrûa veya haklı şûrâ olarak isimlendirilen Kur’ânî karar verme yolunun kapalı olmasıdır.

Yeni Asya, dün olduğu gibi bugün de bir konu ile ilgili, bir kişi ile ilgili bir karar verecekse, bunu istişare eder ve ona uygun adım atar, işte bu topluluğu güçlü kılan da budur.

Okunma Sayısı: 1125
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı