"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İmanınızı izleyebilirsiniz

Sebahattin YAŞAR
15 Ekim 2014, Çarşamba 00:01
İman düzeyimiz anlaşılabilir mi? Belki de en kolay anlaşılan budur.

Uyandığımızda, ayağa kalktığımızda, yüzümüzü yıkadığımızda, ellerimizi sildiğimizde, sokağa döndüğümüzde… Yani aldığımız nefes sayısınca ya iman etkisinde ya da iman dışında bir ‘onay’ veririz. Parmaklarımızın her bir hareketinde, gözlerimizi çevirdiğimiz her varlıkta, attığımız adımlarda, dinlediklerimizde, dokunduklarımıza yani hayatın her anında bir onay vardır.

İşte bu ‘onay’lar nefsî veya vicdanî değil midir? O zaman imtihan dediğimiz şey, çok uzaklarda değil. 
Ne iman ne ibadet, durağan potansiyeller değildir. İmanlı veya ibadetli geçen her bir ‘an’ın elbette diğer zaman dilimlerine olan üstünlüğü tartışılmaz. Hatta iman-ı taklididen iman-ı tahkikiye doğru atılan bütün adımların dereceleri de aynı değildir. Bu durumlar bir ağacın tohum halinden meyve aşamalarına kadar bir değişkenliği içinde taşımaktadır.
Yani sabah namazını kıldığınız bir günün gün boyu bütün meşrû meşguliyetlerinin anlam değeri; sabah namazını geçirdiğiniz bir gündekiler ile elbette mukayesesi mümkün değildir.
O zaman hayatımızda ibadet adına, hayır hasenat adına attığımız bütün adımlar yeni bir başlangıç ve katsayısı farklı bir başlangıç anlamı taşıyor.
İşte o zaman ibadetlerimizi yeni baştan bir gözden geçirmek; varsa aksaklıkları gidermek, yoksa asude ibadet saatlerinin sayısını, süresini arttırmak olması gereken değil midir?
Bizim iman ne iş yapıyor? Yani sadece ‘bir Allah var deyip’; O’nun emirlerini yerine getirmemek, yasaklarından çekinmemek; gönderdiği kitabın taşıdığı hakikatlerden habersiz olmak ve yine göndermiş olduğu elçisinin getirdiği mesajlara kulak vermemek, bir de kusur ve yanlışları karşısında tövbe ve istiğfar etmemek bu kişide imanın olmadığına işaret değil midir?
İman görünen bir şey değil midir? Sadece kalpte olan bir iman, hayatın hangi alanında kendini gösterecektir? Evet, ‘iman etmemek başkadır, inkâr etmek bütün bütün başkadır.’ ama imanın da görünen bir tarafı vardır. Görünemiyorsa, gösteremiyorsa böyle bir iman ‘yok hükmünde’dir.
İşte iman düzeyimizi, imanımızın gücünü, etkisini hayatımıza kattığı güzelliklerden, ibadetlerden anlamak mümkündür.
Hangi işleri imanımızın gereği olarak yapıyor, hangilerini ise, imanımız müsaade etmediği halde yapıyoruz? Bu sorunun cevabı bir muhasebe halidir.
Her şeyden önce şunu sorgulayabiliriz. Yani bizim ibadetimizin ‘değer’ düzeyini elbette Rabbimiz tayin edecektir. Çünkü her kulun, her ibadetinin şartları, niteliği özeldir. Dolayısıyla ‘değer’i de ona göre oluşmaktadır.
Yani Mekke’de, Kâbe’de tavaf anındaki bir kulun ibadetinin ‘değer’ düzeyi ile, Paris’te bir kulun, zor şartlar içinde, günahların ciddî hücum ettiği bir atmosferde, kendini onca engellerden sıyırıp, namazlarını eda etmesi, gözlerini haramdan çekmesi, haramlara kulaklarını tıkaması karşısındaki ibadet halinin değer düzeyi aynı mıdır? 
Evet, ikisinde de imtihan vardır. Ama birisinde bütün şartlar insanı ibadete, Huzur’da olduğunu bilmeye çağırırken; diğerinde neredeyse bütün şartlar Allah’ı unutmaya dâvet ediyor. İşte böyle bir vasatta insan Allah ile kendisi arasına girmeye çalışan bütün engelleri elinin tersiyle itip, yaratıcısına yöneliyorsa haliyle bu durum kazancı bol bir imtihan hali değil midir?
Kimseye bir adaletsizlik yok. Kim hangi şartların içinde ise, o şartlara uygun sorular ve o şartlara uygun verilen cevaplara puanlar verilmektedir.
Onun için Mekke’de olan sadece orada olmaktan dolayı kazanmayacağı gibi, Paris’te olan da sadece orada olmaktan dolayı kaybetmeyecektir.
Kim nerede olursa olsun, kul her şart altında Rabbiyle olan bağı nispetinde kazanacaktır.

Okunma Sayısı: 1643
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı