"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İstanbul’un şevkli gençlerini tebrik ediyoruz

Sebahattin YAŞAR
28 Aralık 2016, Çarşamba
Risale-i Nur eserleri bir ilginç.

Bazen oluyor ki, sanki okunan o satır, güncel o hadiseyi tahlil için yazılmış gibi oturuyor. Karanlıkta ışığa kavuşmak gibi, o hadiseler aydınlanıveriyor. Yeter ki insan ihtiyaç duysun.

Münazarat isimli eserdeki verilen misal de böyle bir şey.

Evet, satırların zamanı, makamı farklı; ama aynı reçete, meselelerini Anadolu’nun farklı farklı şehirlerinden seçilip gelerek, İstanbul gibi bir merkezde toplanıp çözüme kavuşturan bir sistem için de geçerli gözüküyor.

Yeni Asya Meşveret Sistemi, Zübeyir Gündüzalp’in sistematize ettiği ve uyguladığı, bugün de halen titizlikle yapılmaya gayret gösterilen bir pratiktir.

Anadolu’nun illerinden, bölgelerinden seçilip gelmiş belli sayıda temsilci İstanbul’da toplanıyor ve ‘Umumi meşveret’ adı altında meselelerini görüşerek sonuçlara bağlıyor. Hatta İstanbul da bu şehirlerden birisidir. Ne bir üstünlüğü ne de geri kalır bir tarafı vardır. Yine belirlenen seçmenler oranında temsilcisi bulunmaktadır.

İstanbul’da, havuzda bir problem varsa, bu sadece İstanbul’un meselesi olmaz. Bütün Anadolu’dan gelen pınarlar hükmündeki temsilcilerin de bir meselesi kabul edilir. Öyle ki, pınarlar sağlıklı olursa, İstanbul ne durumda olursa olsun, o temiz devamlılık, velev ki havuzda kirlenme olmuşsa dahi, sonuçta yine temizleyecektir. Yeter ki, ‘pınarlar pınar olsun.’

Şimdi Risale-i Nur’daki örneği birlikte okuyalım. Soru, öncesinde şöyle bitiyor: “…Zira hükümet ve İstanbul daha bulanıktır.”

“Cevap: Meşrutiyet hakimiyet-i millettir. Yani efkâr-ı ammenizin misal-i mücessemi olan mebusan hakimdir; hükümet, hadim ve hizmetkârdır. Öyle ise kendinizden teşekki ediniz; her kabahati hükümet ve Türklere atmakla çok aldanırsınız.” 

“Size bir misal söyleyeceğim: Her tarafa şubeler salmış bir büyük çeşme başında bir tagayyürat (değişmeler, başkalaşmalar, bozulmalar) olursa, her tarafa da sirayet eder. Fakat yüz pınarın ortasında büyük bir havuz olursa, o havuz pınarlara bakar ve onlara tabidir. Faraza, o havuz tamamen tagayyür ederse veyahut Allah etmesin bozulursa da, çeşmelere tesir etmez –eğer pınar, pınar olursa.” 

“İşte bakınız: İstibdadın hükmünce, İstanbul ve hükümet bulağbaşı (kaynak, pınar) idi; şikâyette hakkınız vardı. Şimdi ise hakikat itibarıyla bilkuvve, İstanbul göldür, hükümet havuzdur, Türk zeynabtır (küçük su akıntılarının her taraftan gelip toplanarak meydana getirdikleri gölcük, havuz) veya öyle olmak lazımdır. Pınar bizdedir ve bizde olmak gerektir.”  “…Eğer siz insan olsanız, hükümet ve İstanbul ve Türkler nasıl olursa olsunlar, size fenalıkları dokunmaz, fakat iyilikleri gelir.” 

Yine başka bir soruya da Bediüzzaman, “Yahu! dedik: Şimdi hükümet ve İstanbul çukurda bir havuzdur veya öyle olacaktır. Havuz ise, aşağıdadır. Fenalıklar sakildir (ağır; can sıkan, sıkıntılı) yukarıya yuvarlanmaz -cehaletle cezp etmemek şartıyla. İyilik nurdur, yukarıya akseder.” (Münazarat, Eski Said Dönemi Eserleri, s. 225.) Devamında, ‘Mamehuran hırsızlarını tövbekâr eden sır’ olarak, herkesin ‘koyunlarının etrafında halka tutup, bir çobana bedel bin muhafız olmakla hiçbir kurt ve hırsız cesaret etmesin’ denilerek, ‘cehaletle hukukunu bilmeyenlerin, ehl-i hamiyeti dahi müstebid’ edeceğine dikkatler çekilir. ‘Neye layıksanız, öyle yönetilirsiniz’ hadisi de konuya ışık tutuyor.

***

Hafta sonu, eşimle birlikte, İstanbul bayan üniversite öğrencilerinin daveti üzerine okuyucu-yazar buluşmasına katıldık. Yeni Asya Gazetesi’nden on yönetici ve yazarla öğrenciler harika bir buluşma yaptı. Şefkat kahramanı üniversiteli genç topluluğu büyük bir şevk içerisinde bulduk.

Ben bu yazımda buradaki intibalarımı anlatacaktım, ama görüyorsunuz Nur’un satırları ön plana geçti. İyi de oldu. İstanbul havuzu temizlenmiş. Velev ki temizlik yapıldığında bir müddet daha kirlilik olsa da, pınarlar aktığı müddetçe, neticede temizlenecektir.

Cümlelerin muhatabı olan hadisat, yüzyıl öncesine gitse de, insan ve cemiyetlerdeki problemler birbirine benzediğinden, aynı ilacı kullanmak, sağlıklı neticeleri verecektir. Yeter ki, ‘pınarlar pınar ola’.

Güzellik namına millete ne gelecekse meşrutiyetten, cumhuriyetten, demokrasidendir; kötülük, çirkinlik adına ne varsa, istibdattandır.

İstanbul’un şevkli gençlerini ve hizmetlerini tebrik ediyor, alkışlıyoruz!

Okunma Sayısı: 1890
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Osman Yıldırım

    28.12.2016 09:17:03

    Bizde sizleri alkışlıyoruz sayın Yaşar; son zamanlardaki şevk dolu yazılarının için teşekkürler.İşte sahs-i manevi ye dayanarak faaliyet içerisinde olmak öyle verimli bir alandır, hem siz sevklenirsiniz gen etrafınıza şevk verirsiniz.Cenab-i Hak bizleri sahs-i manevi nin ceryanindan ayirmasin inşallah.selamlar.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı