"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İstişareyi bir ahlak haline getirebilmek

Sebahattin YAŞAR
13 Nisan 2015, Pazartesi
Gittiğimiz şehirlerde bu dönemde hep meşvereti okuduk, meşvereti anlamaya çalıştık ve meşveret uygulamalarını gözden geçirme imkanı bulduk.

Kendi içinde olduğumuz şartlar da gittiğimiz şehirlerdeki uygulamalar da meşveret-i şer’iyeyi hakkıyla yapmak için daha epeyce yol almamız gerektiğini gösteriyor.

Gerçek şu ki, evimizde, iş yerimizde, toplumsal hayatta, devlet yapılanması içerisinde meşveret etmek, ortak akılla bir takım konuları ele almak pek çok yanlışları yok edeceği gibi, ilerlemenin, gelişmenin de dayanağı olacaktır.

Günümüz dünyasında artık kıt’alar, büyük devletler birbiriyle istişare etmektedir. Dünya küçüldükçe daha çok görüşme imkanı hasıl oluyor. İşte kural bu ki, kurallarını İslamiyetin koyduğu, Peygamberimizin uyguladığı meşvereti kim hakikatiyle yaparsa elbette gelişenler, ilerleyenler onlar olacaktır.

Nitekim Bediüzzaman, bütün insanlığın ve fenlerin gelişmesini istişare etmeye bağlarken, İslam toplumları için de bir teşhis yapmaktadır: ‘En büyük kıt’a olan Asya’nın en geri kalmasının bir sebebi, o şu’ra-i hakikiyeyi yapmamasıdır.’

Hastalıklardan kurtulmanın yolunu Bediüzzaman, ‘hakiki ihlas’, ‘tesanüt’, meşveret’ üçlüsüne bağlamakta ve burada pek çok sırların varlığına dikkatleri çekmektedir.

Ama vakıaya baktığımızda bunun böyle olmadığını görüyoruz. On yıllardır Risale-i Nur’ları okuyan, meşveret dersleri yapan, üzerinde bilimsel çalışmalar yapan cemaat teşekkülleri bile ne acı ki, bu Kur’an hakikatini hakkıyla uygulamaya geçirebilmiş değildir.

Kur’an’ın bu önemli emri olan meşvereti, ne gariptir ki sadece Yeni Asya topluluğu yerine getirmeye çalışmaktadır. Bediüzzaman’ın sadık talebesi Zübeyir Gündüzalp’in çabasıyla ortaya çıkarılmış meşveret sistemini bu cemaat yaşamaya gayret etmektedir.

Nitekim Avrupa’dan, Avustralya’dan, Türkiye’nin hemen her ilçesinden, ilinden, bölgesinden temsilciler önce kendi mahallinde sonra da en geniş teşekkül olan umumi meşveret toplantısına kadar bir sistem dipdiri bir şekilde varlığını sürdürmektedir. Yeni Asya’yı eleştirenlerin nasıl bir meşveret sisteminde varlığını sürdürdüklerini bir sormak lazımdır.

Oysa bireydeki ve topluluklardaki aksaklıkları, aşırılıkları meşveret törpüleyecek ve faydalı hale getirecektir.

Haklı, şer’i meşveretin hayat bulduğu ortamlarda hizmet de hayat bulacaktır. Aksaklık, tıkanıklık meşveretin işlememesi ve enaniyetlerin ön plana çıkmasındadır.

Oysa meşveret, kişinin makamına, mevkiine, imkânlarına, parasına, puluna bakan bir yapılanma değildir. Meşveret, kişinin vicdani kanaatini esas alan, amacı hak ve hakikati ortaya çıkarmak olan, bunu yaparken de muhabbet dilini kullanan, kalbi marifet, aklı kanun olan bir yapılanmanın adıdır.

Kahramanmaraş’ta paylaştığımız ‘meşveret’ dersinde de ifade ettik ki, bu dersi ehl-i imanın çok iyi çalışması ve yaşaması gerekiyor. Yoksa rahmet tecelli etmeyecektir.

Risale-i Nurlardan beslenen kişi veya topluluklar sadece kuralları içerisinde meşvereti ihya edebilseler, geriye çok da bir şey kalmayacak. Ama on yıllardır risale okuyanların, bu konuları ders yapanların yaşayamadıkları, beceremedikleri bir Kur’an hakikatine sair avam-ı mü’mininin ilgi ve alakasını beklemek ne kadar doğru olacaktır.

Onun için bu Yeni Asya topluluğunun yaşadığı demokrasi ve özgürlük mücadelesi serüvenini diğer sivil toplum teşekküllerinin de, cemaatlerin de öğrenmesi ve aynı Kur’an’i çizgiden gitmeyi içlerine sindirmeleri gerekmektedir. Yoksa, bireyler, cemaatler ve geniş dairedeki devlet teşekkülleri sıkıntılar içerisinde boğuşmaya devam edeceklerdir.

Peygamberimizden daha çok arkadaşlarıyla istişare eden olmadığına göre, bizim de en belirgin özelliğimiz hakikatiyle istişareyi, hayatın her alanında yapabilmek olmalıdır.

Okunma Sayısı: 1464
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı