"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İsveç-Stockholm’de Risale okumaları

Sebahattin YAŞAR
27 Temmuz 2015, Pazartesi
Türkiye’nin son zamanlardaki karanlıklı havasından bir derece kendimizi sıyırıp, İsveç’in, Risale-i Nur’da geleceği müjdeli havasına ulaşınca insan önce kendini toparlayamıyor.

Doğrusu hiçbir zaman için, ülkemizin sahip olduğu maddî ve manevî güzellikleri gözardı edip, değişik yorumlar içerisine girmedik ve girmeyiz. Ama ‘nimetler sahip çıkılmazsa, gider’ cümlesi gereği, İslâmiyet gibi, İman gibi konular kişiye, zamana, mekâna mahsus değildir. Onlar giderler müştak müşterilerine hizmet ederler. Kim kadrini, kıymetini bilirse onunla varlığını sürdürürler.

Görülüyor ki, İslâmiyet nimeti Müslümanların elinde –zındık dessasların da yardımıyla- örseleniyor. İslâmiyet diye ne idüğü belirsiz bir sürü ideolojiler varlık sahnesine sürülüyor. Aslında bütün bunlar İslâmiyete gölge düşürmeye dönük özel adımlardan başka bir şey değildir. Ama yine ‘Güneş balçıkla sıvanmaz’ hakikati gereği, kim ve hangi ideolojiler, hangi fani ve fena güç kuvvet sahipleri güneşi balçıkla sıvayabilir?

Burada kaybeden İslâmiyet değil, İslâmiyet’i şu an itibariyle taşıyor gözüken, Müslümanlardır. Hata ve kusur varsa, bu İslâmiyetten değil, Müslümanlardandır.

‘Ef’al ile izhar’ meselesi bugünün Müslümanlarının en ciddî imtihan meselesidir.

Şu an yirmi kişilik bir üniversiteli genç ekiple, İsveç Stockholm’de Risale-i Nur okuma programındayız.

Eğitimci heyetimiz ve gençlerle on üç gün boyunca maddî ve manevî okumalar yapacağız, yapıyoruz. Gözlerimiz, aklımız, ruhumuz satırlardaki manaları terennüm ederken, lisanımız, davranışlarımız, hal ve tutumlarımız da yine Kur’ân’ın hakikatleri olan Nurları yaşıyorlar, yaşayacaklar.

Her mekânın kendince bir ruhu vardır. Şimdi Nurlar, İsveç- Norveç ülkesinin ruhuyla okunuyor.

Doğrusu farklı bir mekân olan İsveç’te Nurları özel okurken, hissettiğim şey, İşaratü’l- İ’caz’ı okuyorum. Daha ilk sahifelerinden itibaren hatta takdimle birlikte okurken kaleminin haddinden fazla noktaya dokunmuş olması oldu. Yani neredeyse altını çizmediğim sayfa, satır kalmadı.

Neden böyle oldu?

Öncelikle bir güzel niyet ortaya kondu. Risale-i Nurların okunması. Bu artık başlı başına bir iş. Diğer taraftan bu iş için, iki, üç bin TL’yi bulan kişi başı bir bütçe oluşturuldu. Bir diğer nokta, her biri Türkiye’nin güzel üniversitelerinde bulunan, farklı mesleklerde ve özellikle de tıp alanında öğrenci kardeşlerimiz ve biz bu işe istekli olduk. Elbette bu da rahmeti celbeden önemli bir noktadır.

Kabul edelim ki, ortada apaçık bir inayet var.

Bu kadar cazibeli, nefsi cezbeden istek ve arzulara rağmen yirmi gencin Nurları anlamak ve yaşamak amaçlı bir yola çıkmaları alalade bir hadise değildir. Evet her ne kadar kul istiyor, ama asıl hükmeden Kur’ân’ın inayetidir.

Bir de şuna inanmak gerekiyor ki, ‘Risale-i Nur talebelerinin her işi, hatta en küçük dünyevî meseleleri dahi, Kur’ân’ın inayetine mazhardır.’

Bu yazımı, ilk günün sabahında altını çizdiğim, İşaratü’l-İ’caz’ın, takdim yazısından birkaç cümle ile bitirmek istiyorum: “İslâmı dejenere etmek maksadıyla girişilen tahrifatçı tahrip teşebbüsleri boşa çıkarılmakta; maddeci anlayışa bina edilen medeniyetin insanlığı sürüklediği manevî buhranlar, Kur’ân’ın tevhid ve haşir gibi geniş hakikatlerine dair aklı doyuran, ruhu okşayan, kalbi tatmin eden tatlı izahlarla tedavi edilmekte; ruhun ve kalbin vazifesizliğinden doğan sıkıntıların sürüklediği sefahet ve başıboşluk hali, Kur’ân mesajıyla izale edilmektedir.’

Evet, asır bekleyerek değil, herkesin üzerine düşen adımları atmasıyla aydınlanacaktır. İlerleyen sayfalarda geçen, ‘dahi bir şahs-ı manevî’ o zaman oluşacaktır. O zaman benim okuduğum birkaç satırdan ne çıkacak demeden herkes, bulunduğu yerde, himmeti ne ise o noktada adım atıp, dünyanın/dünyasının renginin değişmesine katkıda bulunabilir.

Zaten imtihan da budur.

Okunma Sayısı: 2307
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı