"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kınamadan/ tedbir almak

Sebahattin YAŞAR
26 Temmuz 2017, Çarşamba
Altmışında yetmişinde, saçları başları ağarmış, yaşlı başlı insanlar. Kim bilir hepsinin çoluk çocuğu, torunu torbası var.

Kadir gecesi gibi, kadın erkek, çoluk çocuk, genç yaşlı hepsinin adeta panayıra gider gibi bir sevinç hali içerisinde camilere, cemaatlere, sohbetlere, zikirlere akın ettiği bir zaman diliminde, bu insanlar uluorta bir çarşı merkezinde bir masa etrafına oturmuşlar, kumar oynuyorlar.

Buna ancak nefis esareti denir. Dünyada neler olup bitiyor, ömür ne durumda, hayat ne durumda, insanlık ne durumda, aile- çocuklar ne durumda hiç de düşünmeden kahkaha atıyorlar.

Belki de durum bir şeyleri örtme, unutma çabasından başka bir şey değil.

Kadir gecesi programına gidiyoruz, bu insanlar bu halde. İki, üç saatlik bir program yapılıyor dönüyoruz, bu insanlar yine bu halde. Tam bir akıl tutulması.

Hakikaten insan, insanlık adına, toplum adına üzülüyor. Kınamıyorum, ama acıyorum. Bu insanları lütufla ıslah etmek gerekir diye düşünüyorum.

Kim bilir bu insanlar nasıl bir birey, nasıl bir aile arka planına sahipler?

Nasıl bu hale geldiler? Belki çok bir şeyler aramaya da gerek yok, nefis ve şeytanın birlikteliği işi bitiriyor. Bu da az şey değil ki.

Adam yazdığı kitaplarla kafaları karıştırdı. Sürekli camiyi, cemaati, dini yaşantıyı, ibadetleri eleştirdi. Bu kitapları okuyan insanlar da camiyi cemaati bıraktılar, ibadetlerden soğudular.

Bu insanlar herkesi eleştirdiler. Ölçüsüzce imamı eleştirdiler, cemaati eleştirdiler, dini diyaneti eleştirdiler. Bu sefer kimsenin arasına sokulamaz, cemaate, camiye gidemez hale geldiler.

Bu insanlara sebep olanlar da din adamı, ilim adamı unvanına sahip, tanınan, bilinen hatta ölüp gitmiş kimseler. İnsanın böylelere ‘rahmetli’ bile diyesi gelmiyor.

Aynı Kadir Gecesinde bu tür kafası karışmış, karıştırılmış insanlar da camiye, cemaate gidemediler. Televizyon başında bile bırakın bir Kur’an tilaveti dinlemeyi, okunanları eleştire eleştire artık onu bile dinlemez hale gelip, çocukçasına hevesat içeren eğlendirici programlar izlemeyi tercih ediyorlar.

Evet, ‘Sebep olan yapan gibidir’ gereği, bu insanların yapamadıkları ibadetlerin sorumluluğunu, bu sebep olanlar nasıl karşılayacaklar?

Şimdi insan nasıl üzülmez. Nasıl bu geçen zamanları, heder edilen ömürleri acımaz?

Yine de faturayı kendimize yazarak, ‘Keşke daha çok çalışsa idik de, bu insanlar bu durumda olmasalardı.’ dememiz icab ediyor. Ama imtihan dünyasında olduğumuzu da unutmamak gerekiyor.

Tam yazı yazılırken telefonda konuştuğumuz eğitimci Muharrem kardeşim, ‘Ne kadar çok kaybeden varsa o kadar çok ihmalimiz var demektir.’ diyor.

Evet, kardeşim haklı. Onun için dünyayı kurtarmaya kalkmadan ve negatif görüntülere yoğunlaşmadan şu an içinde olduğumuz şart, durum, imkân neyi el veriyorsa, oradan işe başlamak en güzelidir.

Bize, imkânsızlıktan yapamadıklarımızdan ziyade, yapmaya imkânımız olup da yapmadıklarımız sorulacaktır.

Evet, insan için en önemli şey, anlamlı işler yapmaktır. Anlamlı işler de kişinin kendisine, ailesine, vatanına, milletine, insanlığa faydalı olan şeylerdir.

Bir Kadir gecesinde, önümüzden, ömrümüzden geçip giden defineyi görememek, ona uygun yaşayamamak; imansızlık değil, olsa olsa kör hissiyatın akla, kalbe, vicdana galip gelmesidir.

Doğruyu yanlışı, faydalıyı zararlıyı bildiği halde, bilerek ve isteyerek yanlışı ve zararlıyı tercih etmek, tam bir gaflet halidir.

Durum, komutanlar olan akıl ve kalbin manevî sofralarda beslenmemesi sonucu, erler olan nefis ve hevanın insana hükmetmesidir. Komuta merkezinin, erlere teslim edilmesidir.

Kimseyi kınamadan, ama omzumuza yüklenen ihsan-ı İlahinin farkında olarak, ihmale, rahata düşmeden adımlar atmalıyız. Yoksa kınanacak görüntüler her geçen gün artar ve bizi de içine alır. Allah muhafaza!

Okunma Sayısı: 1645
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı