"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kul olmak ne güzeldir

Sebahattin YAŞAR
08 Temmuz 2015, Çarşamba
İnsan bir kul olarak bazen kendini Rabbine daha bir yakın buluyor. Kendisiyle birebir ilgilenildiğini yakinen hissediyor. Böyle durumlarda insan kul olmanın özel durumunu, hazzını yaşıyor.

Bu özel yakınlık zamanları bir takım özel durumları da beraberinde getiriyor. Kulun Rabbine karşı özel adımları, Rabbini de kuluyla özel muameleye sevk ediyor.

Böyle durumlarda Bediüzzaman’ın Çam Dağı’ndaki Katran Ağacı’nın üzerinde ikram edilen ekmek gibi (16. Mektub) özel halleri aklıma geliyor. Yine Risale-i Nur’da geçen Bediüzzaman’ın “Ben kendim, on değil, yüz değil, binler defa müteaddit tecrübatımla kanaatim gelmiş ki,.. Hatta, dünyevî işlerimde, keramat sahibi bir şeyhin bir müridi nasıl şeyhinden hacatına dair medet ve himmet bekliyor, ben de Kur’ân-ı Hakîm’in kerametli esrarından o hacatımı beklerken, ümit etmediğim ve ummadığım bir tarzda bana çok defa hasıl oluyor.” (28. Mektub, 5. Nokta)  cümleleri, Nur Talebeleri için özel bir durumdan, onların ihtiyaçları için Kur’ân’ın imdada yetiştiği hakikatinden bahsediyor. Burada herhangi bir güce dayanmadan sadece acziyet ve fakriyetini hissedip, sebeplere başvurduktan sonra Rabbine iltica etme halinin önemi ortaya çıkıyor. Ve bu haller, her kulda irili ufaklı vardır.

Tabiî bu tür olaylar biraz da kişiye, zamana, şartlara; samimiyet, masumiyet, acziyet, fakriyet gibi durumlara bağlı olarak gelişiyor. Rabbimizin ikramları, ihsanları, ilhamları her insana kendi özel şartları içerisinde geliyor. Bu da Rabbimizin her kuluyla özel bir hususiyet içerisinde olduğunu gösteriyor. Demek ki Rabbimiz, dünyevî en küçük işlerimizde bile bizimle özel ilgileniyor, duâlarımıza, yakarışlarımıza özel cevaplar veriyor. Bu çok önemli bir sonuçtur.

24. Mektub, Dördüncü Nükte’de, Bediüzzaman, “Duâ eden adam bilir ki, birisi var ki, onun sesini dinler, derdine derman yetiştirir, ona merhamet eder. Onun kudret eli her şeye yetişir. Bu büyük dünya hanında o yalnız değil; bir Kerim Zat var, ona bakar, ünsiyet verir. Hem onun hadsiz ihtiyaçlarını yerine getirebilir ve onun hadsiz düşmanlarını def edebilir bir Zatın huzurunda kendini tasavvur ederek, bir ferah, bir inşirah duyup dünya kadar bir yükü üzerinden atıp, ‘Elhamdülillahi Rabbi’l-Âlemîn’ der” diyerek kulluğun özel haline ve insanı ruhen dinlendiren atmosferine dikkatleri çeker.

Neden Rabbin her kula ait böyle bir özel hattı söz konusu?

Bu durum da yine Rabbimizin kullarıyla iletişiminde yüceliğine yakışan bir ulviyeti ihtiva etmektedir.

İlâhî Kudret her kuluna ait hususî bir telefon gibi bir hat ile Kendisiyle böyle bir bağ kurulmasını murat etmiş. Yani kul Rabbi için bir adım atarsa, elbette O’nun da kulu için çok daha şefkat ve merhamet boyutlu adımlar atması, imdada yetişmesi beklentisi imanın bir gereğidir.

Benim de söyleyeceğim şey şu ki, müteaddid defalar denenmiş ve Rabbimizin kulunun meselelerine özel ilgisi, alâkası belki hemen herkeste farklı şekillerde görülmüş bir meseledir.

Ne zaman ki olmasını istediğim, ama bir türlü olmayan bir konu ile ilgili aczimi, fakrımı ve zaafımı hissettiğim ve o güçsüzlük hali, imkânsızlık hali ve elinin bir şeye yetişmemesi hali tarafımdan hissedilip, “Ya Rabbi bu konu beni aşıyor, elimden geleni yapıyorum ama bir türlü sonuçlanmıyor, konu ile ilgili Sana sığınıyorum. Ne olur bu işimi hayırla sonuçlandır” dediğim noktada bir de bakıyorum ki, o arzu ettiğim iş ummadığım tarzda ve ummadığım zamanda hallolmuş ve iş hayırla sonuçlanmış.

Buradaki kırılma noktası, kulun aczini, fakrını ve zaafını hissetmesi ve Rabbine iltica etmesidir. 

Bir de bir cemaatin, bir insanın mürşidi Kur’ân olursa, artık onun için gam mı olur? İşte kul olmanın böyle çok özel bir tarafı var. Hakikî kul olana, her şey dost ve her şey yâr ve yarar hale geliyor. Hakikî kul olabilmek duâları ile…

Okunma Sayısı: 1840
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı