"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Manevî hizmetlerin maddî karşılığı olmaz

Sebahattin YAŞAR
28 Ocak 2015, Çarşamba
Siyasî işlerin içinde yoğun zamanı geçen arkadaşım, bizim içinde olduğumuz gençlik faaliyetlerini bildiği için bize de yardımcı olmak istiyor ve diyor ki, “Hocam sizin bütün bu gençlik faaliyetlerini bir proje haline getirelim ve devlet kurumlarına başvuralım.”

Doğrusu daha pek çok cazip noktalardan bahsedildi.

Düşünün ki, gezileriniz, okumalarınız, yolculuk giderleriniz, yeme-içme giderleriniz hepsi bir takım kuruluşlar tarafından karşılanacak…

Yani bu teklif ilk etapta bakıldığında oldukça cazip gözüküyor.

Hemen gençlik programlarımızla ilgilenen arkadaşlarımla istişare ediyorum. Hepsinin de ilk tepkileri, “Hocam biz mütevazi de olsa işimize bakalım. Yaptığımız bu hoş, tatlı ve ihlâslı hizmetlerimize birilerinin elini bulaştırmayalım. Bediüzzaman’ın yapmadığı bir şeyi biz de iman Kur’ân hizmetinde yapmayalım. Bu tür hizmetlere para, pul, makam, mevki, yetkili, etkili eller karışınca tadı kaçıyor, ihlâsı kaçıyor, ruhu kaçıyor.” dediler.

Genç eğitimcilerimizin böyle bir ruh hali içerisinde olması beni ziyadesiyle memnun etti. Yani Risale-i Nur terbiyesinden geçmiş insanların tavır ve tutumlarının böyle olması icabeder. Risale-i Nur’da geçen Kur’ân hakikatlerine sadakat göstermek işte böyle bir şeydir.

‘Hizmetlerine Yıldız Sarayı’nı tahsis edelim.’ teklifine karşı, Bediüzzaman’ın hiç tereddüt etmeden, ‘Münhasif Yıldız’ı darülfünun et; ta Süreyya kadar âli olsun!’ Ve oraya seyyahlar, zebaniler yerine ehl-i hakikat melaike-i rahmeti yerleştir; ta Cennet gibi olsun! Ve Yıldız’daki milletin sana hediye ettiği servetini milletin baş hastalığı olan cehaletini tedavi için büyük dini darülfünunlara sarf ile millete iade et.’ (Tarihçe-i Hayat, s. 113)

Milletin malı olan imkânları yine millete çevirmek ve milletin menfaatine kullanmak işte böyle bir şeydir. İstemeyi bırakın, teklif edileni, verileni bile yine millete, milletin menfaatine kullanmak ancak yüksek âlimlerin yapabileceği bir hamiyet halidir.

Günümüzde de bu ruh haline ne kadar çok ihtiyacımız var değil mi?

Bırakın teklifi, bizzat kendilerinin devlet kapısına giderek, teklifler üreterek, projeler hazırlayarak, adını da meşrû işler, meşrû hizmetler koyarak adım atanların vay haline! Bir de bu işlerde Risale-i Nur adını kullananlar, onun bastırılmasını, satışlarını bu çerçevede yapanlar bilmem nasıl isimlendirilebilir! Menfaatin kör ettiği insanlar elbette hakikatleri derk edemeyeceklerdir. Bir de bu kişi ve kurumların, şahsî, dünyevî, siyasî menfaatlerine Risale-i Nurları, iman-Kur’ân hizmetlerini alet etmeleri tam bir körlük halidir, hatta ihanet halidir. 

Böylelere basiret ver Allah’ım!

Bediüzzaman, iman ve Kur’ân hizmetleri ve Risale-i Nurlar için bırakın dünyevî menfaatleri, uhrevî menfaatleri bile düşünmemiştir. Âyet-i Kerimeye uygun olarak, ‘Az bir dünya menfaatine Allah’ın âyetlerini satmamış’tır. Ama gelin görün ki, bazı insanlar, bilerek veya bilmeyerek, Kur’ân’ın malı olan Risale-i Nurlar üzerinde bir takım dünyevî menfaat hesapları yapıyorlar ya da birilerinin kirli emellerine alet oluyorlar. Şaşılacak bir durum!

Bu pazarlığa bulaşanların ve Risale-i Nurlar üzerinden siyasî, ekonomik, sosyal menfaatler gözetenlerin çok uzak değil yakın gelecekte yüzleri kızaracaktır. Hele hele, bu zaviyeden bakıp, kırk yıllık, elli yıllık dâvâ arkadaşlarına, şahs-ı manevinin kurumlarına çirkin lâflar söyleyenlerin, ihlâssızlıkla hak ve hukuka girenlerin helâlleşmesi nasıl olacak acaba? Gelinen durum, kırk elli yıllık metrukatla, bembeyaz saçlarla pek de uyuşmuyor. Ben bunu düşünüyorum. Rabbim uyanmayı, kul hakkıyla ahirete irtihal etmemeyi nasip eder inşallah!

Yoksa, Risale-i Nur ve hizmetinin intişarından zerre kadar endişem yok. Çünkü onlar zaten inayet-i Rabbaniye altındadır.

Okunma Sayısı: 1295
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı